Kızımızı ziyaret etmek için İstanbul-Ankara-İstanbul yolculuğu yapmamız gerekiyordu. Karar verdik, “hızlı treni deneyelim” demiş bulunduk. Demez olsaydık!
Dünyanın birçok ülkesinde hızlı trene binmiş birisi olarak bilet alırken çok da düşünmedim ama keşke daha önceden bu deneyimi yaşayan birilerine sorsaymışım…
Bilet alırken Halkalı’dan yer bulamayınca Söğütlüçeşme’den bindik. Zaten üç saat böylece çöp oldu. Tren hareket etti ama Marmaray bizden hızlı gidiyordu. Meğer çok durak varmış. Neyse, internet olduğunu gördüm, bağlanayım dedim… Nafile, çekmiyor.
Business koltuk almıştık, ikram varmış, geldi. Taş gibi bir sandviç, ısırabilirsen ısır. Dişlerim kırılacak diye korktum. Garibime giden ise koltuklarda emniyet kemerlerinin de olmamasıydı. Mantığını çözemedim. Bir görevliye sordum, “Biz bu trenleri Fransa’dan aldık, gerekli görseler onlar takardı” dedi! Bu tren raydan çıksa, bir çarpışma olsa kemer lazım olmayacak mı?
Bir ara hızlandı diye sevindim, yanımızda uçan kuşu geride bıraktık derken birden durdu. Tabii kuş bizi geçti ve gözlerden kayboldu.
Bu dağ başında ne için durduk, niye bekliyoruz bilmiyorum. 10 dakikadan fazla sürdü derken bir anons yapıldı: “Karşıdan gelen treni bekliyoruz.” Allah’tan bekledik, maazallah kafa kafaya da çarpabilirdik. Yol boyu bu beklemeler kaç defa oldu, sayamadım.
Daha ilginç olanı, benim gibi ilk kez YHT’ye (Yüksek Hızlı Tren) biniyorsanız istasyonların sırasını ezberlemezseniz işiniz zor. Çünkü hangi durağa geldiğinizi bilmiyorsunuz. Ekranlar çalışmıyor ve öncesinde yapılan anons size hazırlanma fırsatı verecek kadar zaman tanımıyor.
Dönüş yolculuğunda baktım ekran açık, sevindim. “Demek ki münferit bir arıza varmış” dedim ama demez olaydım. Ekranlarda da sadece ya reklam ya da Ulaştırma Bakanlığı reklamı vardı.
Yürüsem acaba kaç saat sürerdi? 13.00’te evden çıktım, 21.30’da Ankara’daydım, hıphızlı trenimizle. Bakanlık nazar boncuğu takmayı unutmuş olmalı ki koltuklar çok sallanıyor, ayak basma yerleri gıcırdıyordu.
Gerçekten bu trenlerde neden emniyet kemeri yok? Neden ekranlar çalışmıyor? Neden bazen zart diye duruyor? Neden bazen dakikalarca kağnı gibi gidiyor? Neden yolcuya saygı yok? Neden anons sistemi düzgün değil? Neden karşıdan gelen treni bekleniyor? Ya da en önemlisi, yolun yarıdan fazlasında neden çok yavaşlayıp adeta durarak gidiyor?
Bu arada duydum ki bilet bulmak da çok kolay değilmiş. Demek ki halkımız memnun, benim gibi iş beğenmezler de binmesin gayri.
Kalın sağlıcakla.
Bülent Köse
Not: 5 Ekim günü 17.04 de Ankara/Eryaman’dan kalkan tren, İstanbul’a tek şeritli otoban üzerinden 22.42’de, yaklaşık 1 saatlik gecikmeyle ulaştı. Bilet üzerindeki varış saati 21.54!
Fotoğraf: uab.gov.tr
Yazarın diğer yazısı:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
