Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Bir gariban geldi mahallemize

Alper Eliçin
Son güncelleme: 8 Nisan 2025 22:30
Alper Eliçin
Paylaş
Paylaş

İstanbul’da yaşayanlar derin yoksulluğun ne olduğunu çevrelerine biraz dikkatlice bakınca hemen sezebiliyor.

Metrolarda, sokaklarda değişik yöntemlerle dilenen insanlar korkunç boyutta arttı. Etrafa yerleştirilen SMA hastası çocuklar için konulan kumbaralar da başlı başına ayrı bir konu. Aslında bu durum değişik boyutlarda Türkiye’nin her yanında yaygın. Bu kişilere yapılacak ufak tefek yardımlarla konu çözülecek gibi değil. İnsanların karınlarını doyuramadıkları, sağlık hizmeti alamadıkları da ortada. Son yıllarda artan barınma sorunu ise bir başka felaket haline geldi. Çakarlı araçlarla dolaşanlar bu duruma aldırmıyor olabilir ama durum gerçekten çok vahim boyutlarda.

Bireylerin ve sivil toplum örgütlerinin (STK’lerin) bu olağanüstü yoksulluğa karşı verdiği mücadelenin yetersiz kaldığı da ortada. Yerel yönetimler tüm engellemelere rağmen bu konuda önemli çabalar harcıyorlar. Büyük rağbet gören Kent Lokantaları buna bir örnek.

Bayramı da kapsayan bu hafta ben de bu derin yoksulluğu yaşayan birinin trajedisini yakından gözlemledim.

Beşiktaş İlçesi Levent Mahallesi’nde, dedemden ve babaannemden kalan bir evde yaşıyorum. Oturduğum sokağın sonunda bir park var. 70 yıldır bildiğim, küçükken mahallenin çocuklarıyla taştan kaleler yaparak futbol oynadığımız bir alan. Zamanla buraya bir basketbol sahası ve çocuk parkı yapıldı. Ağaçlar dikildi, etraf daha düzenli, bakımlı hale geldi. Bu parkın içerisinden 4. Levent metro istasyonuna giderken ya da günlük yürüyüşlerim esnasında en az bir kez geçiyorum.

Bundan bir süre önce sabahları parktan geçerken çocuk parkının bulunduğu yerdeki bir bankın üstünde birinin uyuduğunu gördüm. Akşamdan kalmadır herhalde diye düşünerek aldırmadım. Eşim de bir gün önce çimenlerin üzerine serdiği bir afiş üzerinde uyuyan bir adam gördüğünü söyledi. Bir iki gün sonra bu kişinin sürekli orada olduğunu, bazen bir salıncakta oturduğunu gözlemlemeye başladım. Yirmili yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bu kişinin üstünde kapüşonlu bir mont, altında bir pantolon bir de ayakkabıları vardı. Yanında da bir alışveriş poşeti, içerisinde pet şişede turuncu renkli bir içecek, yanında da yarım veya çeyrek ekmek parçası olduğu dikkatimi çekti.

Daha sonra hava sertleşti. Puslu, yağışlı ve serin günler geldi. Geceleri ısı sekiz dereceye kadar düşmeye başladı. Bayramın ikinci günü parktan geçerken bu kişinin çocuklar için yapılan uzun bir kaydırağın altına kartonlar ve naylon poşetlerle bir yatacak yer oluşturduğunu ve o şekilde sert havadan elden geldiğince korunmaya çalıştığını gözlemledim.

Bende sakin bir kişilik izlenimi uyandırdığından, başlangıçta oluşan tedirginliğimi yenip yanına gittim ve ‘iyi bayramlar’ dedim. O da aynı şekilde yanıt verdi. Sonra ‘galiba evsiz kaldın’ diye dikkatlice sohbete giriştim. Genç adam çok düzgün ve akıcı bir Türkçe ile ‘evet işten çıkarıldım, o nedenle kaldığım yerden de ayrılınca sokakta kaldım’ dedi. Daha önceleri lokantalarda çalışırmış. İşten çıkarılınca pek çok yere başvurmuş ama iş bulamamış. İstanbul’da kimsesi yokmuş ama memleketi Batman’da annesi ve babası varmış. Bir iş bulup biraz para kazanıp, onların yanına gidebilirse her şeyin daha iyi olacağını düşünüyordu. Kendisine bir miktar para vermek istedim ama önce şiddetle reddetti. Ben ancak ‘bayram, üstelik başına gelen her an herkesin başına gelebilir’ diye üsteleyince bir süre sonra ikna oldu. Belediyelere bir başvurusu olup olmadığını sordum, başvurmamıştı.

Bu onurlu insanı kırmamak için ismini bile sormaya cesaret edemedim. Kendisine veda edip ayrıldım. Yürüyüşten döndüğümde yine parktan geçerken kendisini bir bankta ekmek, peynir ve su ile karnını doyururken gördüm. İçim acıdı. İnsan tanımadığı birini evine davet edemiyor, yatacak bir yer veremiyor maalesef. O gece mahalleyi sis bastı ve inceden inceye bir yağış başladı. Yatağa girerken adam aklımda olduğundan son derece huzursuz oldum. Uzun süre gözüme uyku girmedi.

Ertesi sabah uzun bayram tatiline rağmen şansımı deneyip Beşiktaş Belediyesi’ni aradım. Beni hemen İBB’ye yönlendirdiler. 153 no’lu telefondan Çözüm Masası’na ulaştım. Telefon açıldığında sistemin sunduğu ilk seçenek ‘sokakta yalnız yaşayan birini bildirmek için arıyorsanız lütfen dokuzu tuşlayın’ idi. Bu durum beni çok şaşırttı. Demek ki bu konuda o kadar çok telefon geliyordu ki seçeneği en başa koymuşlardı. Dokuzu seçtiğimde genç bir kadın benden bazı bilgiler aldı. Kişinin bulunduğu konum, cinsiyeti, fiziki ve mental sağlık durumu hakkında gözlemlediklerim sorular arasındaydı. Kadın hemen ilgileneceklerini söyledi. Bir dakika içerisinde talebimin alındığına dair SMS mesajı, hemen ardında e-postama aynı konuda başvurumun detayını da kapsayan bir bilgi notu geldi. Bir saat içerisinde bir bey arayıp, bahsettiğim konuma ulaşmak üzere olduklarını bildirdi. Daha sonra kişinin hâlâ tanımlanan noktada olup olmadığını ve yerini terk etmeye istekli olup olmadığını sordu. Kişinin kaydırağın altında uyumakta olduğunu az önce görmüştüm ama bulunduğu konumdan ayrılmak isteyip istemeyeceğini bilmiyordum.

Bir süre sonra beni arayan numarayı geri arayıp ne olduğunu sordum. Kişi İBB’nin ilgilenmesinden çok mutlu olmuş. Kendisini Belediye’nin Esenyurt-Kıraç’taki Darülaceze’nin Evsizlere Geçici Konaklama Hizmeti verilen yere aktarmışlar. Havalar düzelene kadar orada barındırılacak, karnı doyurulacak, sağlık kontrolleri yapılacak, giyim kuşam verilecekmiş. Sonra ne olacağını bilmiyorum ama şimdilik emin ellerde olduğunu duyunca çok sevindim. Gerek Beşiktaş Belediye Başkanı, gerekse İBB Başkanı ve yakın çevresinin tutuklu olmalarına rağmen, sistemin aksamadan hizmet vermeye devam etmesi de beni çok mutlu etti. Her şeyin bir gün çok daha güzel olacağı konusunda inancımı da güçlendirdi.

Darülaceze’nin Kıraç’taki yerleşkesiyle ilgili bilgileri aşağıdaki yazıdan okuyabilir, fotoğraflarını görebilirsiniz.

EVSİZLERE GEÇİCİ KONAKLAMA HİZMETİ

Fotoğraf: Habertürk

Not: Bu yazım ilk olarak noktakibris.com sitesinde yayınlanmıştır.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram 

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanAlper Eliçin
Takip et:
1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti. İngiltere’de Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve ABD’de Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yaptı, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirmiştir. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Havayolları'nda kurucu ortak olarak devam etti, şirkette genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanlarından. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti, Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde de bulundu. 2008 yılında BCD Eğitim ve Danışmanlık Ltd’nin kurucu ortağı oldu. Halen serbest danışman ve eğitmen olarak çalışmaktadır. Bugüne kadar Türkiye, KKTC, Rusya, Gürcistan, Azerbaycan, Romanya, Mısır, Belçika, İsviçre ve Avusturya’da eğitimler vermiş, danışmanlık yapmıştır. Ayrıca, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde dijital yayın organlarında köşe yazarlığı yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce biliyor. Dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duyuyor, Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Okumak ve seyahat etmekten büyük zevk alıyor.
Önceki Makale Rusların nefret ettiği adam
Sonraki Makale CHP bir şeyleri gözden geçirmeli

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

ManşetSerbest Kürsü

Gıda güvenliğimiz tehlikede mi?

Yıldırım Aktuğan
13 Ekim 2025
*Serbest Kürsü

İki sessizlik arasında Orta Doğu

Metin Duyar
13 Ekim 2025
EditörSerbest Kürsü

İnsan adaleti mi doğa adaleti mi?

Tijen Zeybek
12 Ekim 2025
Serbest Kürsü

Erdem, cehalet ve ihtiras

Melek Ay
12 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?