İsmail Boy
24 Haziran Cuma akşamı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bir karar açıkladı, Türk lirası kredi ihtiyacı olan şirketler hesaplarında belirli bir miktarın üzerinde döviz, altın benzeri değerler varsa kredi kullanamayacaklar.
Karara biraz yakından bakalım istedim…
1- Öncelikle böyle bir karar niçin cuma günü akşamı mesai bitiminden sonra yayınlanır da pazartesi gününü beklemez?
a-Piyasaların vereceği tepkilerden çekiniliyor ise o tepkiler 48 saat sonra zaten yine önlerine gelecek.
b-Şirketlerin bu karara karşı alacakları tedbir engelleme gibi bir düşünceleri varsa zaten pazartesiye kadar o imkanı kendi elleri ile veriyorlar.
Şirketler hesaplarında bulundurdukları döviz veya altın gibi varlıkları keyfi olarak değil şirketlerinin enflasyon karşısında zarar görmemeleri için tutarlar,
Şirketlerin nakit akış tabloları (cash flow) vardır ve ona göre hareket ederler, para ne zaman geleceği, ne kadar süre ile hangi hesapta kalacağı, ne zaman hesaptan çıkacağı vs. hareketler bellidir,
-Bu tablolar şirketlerin gelecek planlarını belirler, ve piyasada batan şirketler işte bu nakit akış tablolarını düzgün yapamamaktan ötürü kaybederler.
Asıl mesele bu kararların dış ticarete etkileridir
Ülkemizde döviz kazancı ihracatçılar ve turizmciler için söz konusudur,
Turizmcilerin gelirleri döviz cinsinden, giderlerinin büyük kısmı ise yerel para ile olmaktadır. Onların hesaplarında TL yerine döviz veya altın tutmalarının nedeni özellikle son 6 ayda sürekli artan enflasyon yüzünden lira olarak ödedikleri girdilerin maliyetlerindeki artış karşısında kendilerini bir nebze olsun sigorta etmektir. Hesaplarında TL tutanlar enflasyon karşısındaki TL’nin eriyip değersizleşmesi ile zarar görmektedirler.
Gelelim dış ticarete, özellikle de ihracata…
Türkiye’nin ihracat yapısının ithalata bağımlı olduğunu duymayan kalmadı, %75’lere varan ithal girdisi ile ihracat yapmaya çalışan firmalarımız ellerine geçen parayı yüksek enflasyon ortamında TL olarak tutma lüksünde olamazlar,
İktisadın genel kurallarından biri “gelirlerin ve giderlerin aynı para cinsinden olmasına gayret edin, arbitraj veya kur riski ile karşılaşmayın” der.
Hükümet bu yeni karar ile giderleri döviz cinsinden olan bir ihracat firmasına sınırlama koyarak hesaplarında döviz tutmasına engel olmak istiyor “döviz yerine hesaplarında TL tut” diyor
Ticaretine devam etmek isteyen bir ihracatçı firmanın enflasyon karşısında kendisini ezdirmemek için yapacağı işlerin başında ödemelerini garanti altına almanın yollarını aramak gelir. Bu yollardan biri de sattığı malın bedelinin başına bir iş gelmeyecek bir hesapta tutulması ve zamanı geldiğinde oradan rahatça ödemelerini yapabilmesidir.
Bu yeni karar ile şimdiye kadar kendisine yurt dışında böyle bir imkan yaratmamış şirketlere “Hadi artık siz de başınızın çaresine bakın ..” mı denilmek isteniyor acaba?
Şirketlerin paralarını nasıl değerlendirmeleri gerektiğini hükumet kararları değil onların “cash flow”ları yani “nakit akış tabloları” belirler…