Netflix’te kısa süre önce yayına giren “Aykut Anhan: Babo’nun Öyküsü” belgeseli ünlü rapçinin inişli çıkışlı hayatını anlatıyor.
Giresunlu bir anne ile Tuncelili bir babanın oğlu olarak 1985 yılında Offenbach’ta doğan Anhan, çocukluğundan başlayarak rap müziğe ilgi duyuyor. “Haftbefehl” takma adıyla bilinen Anhan yine çocukluk yıllarında, tam olarak 13 yaşında kokainle tanışıyor. Sahne adı olan “Haftbefehl”i (tutuklama emri), 2006 yılında uyuşturucudan yakalanmasına atfen kullanmaya başlıyor.
Juan Moreno ve Sinan Sevinç tarafından çekilen belgesele göre, babası zengin profesyonel bir kumarbaz olmasına karşın Anhan ve kardeşlerinin çocukluğu Offenbach’ın en yoksul semtlerinden birinde geçiyor.
Belgeselde, “Alman rap müziğinin bugüne kadar gördüğü en büyük sanatçı” olarak tanımlanan Anhan’ın ilginç tarzına tapanlar sadece göçmenler değil, bir hayli Alman genç hayranı da var. Filmde yayınlanan konser görüntülerinden kısa bir kesit bile hayranlarının onu görünce nasıl çıldırdığını anlamak için yeterli. Belgesel bunu, Anhan’ın şarkılarında sokak diliyle konuşmasına ve zor koşullarda altında yaşayanların başkaları tarafından umursanmayan sıkıntılarını dile getirmesine bağlıyor.
Ancak bir yandan aniden gelen şöhret ve para, bir yandan kokain, diğer yandan babasının intiharı Anhan’ı bir girdabın içine sokuyor.
İki çocuğunun annesi olan eşi Nina ve belgeselde konuşan diğer yakınları, sanki ortada Ayhan Anhan ve Haftbefehl adlarında iki ayrı kişi bulunduğunu söylüyor. Öyle anlaşılıyor ki Anhan, sorumluluklarından kaçmak için Haftbefehl’in kişiliğine saklanıyor. Sonuçta ortaya ne zaman ne yapacağı belli olmayan, sözüne güvenilmez, hiçbir şeyi umursamayan, kendi konserine bile gelip gelmeyeceği kestirilemeyen, aynadaki görüntüsüne bakıp “pislik!” diyen bir insan çıkıyor.
Uzmanlar Anhan’ın, Alman rap sahnesinde 2010’dan itibaren belirgin bir etki yarattığını, dil, argo ve farklı konuşma öğelerini müziğine katarak kendine özgü bir üslup oluşturduğunu söylüyor. En ayırt edici özelliği ise, kullandığı karma dil; Almancanın içine Türkçe, Arapça, Fransızca ve bazen Kürtçe kelimeler serpiştiriyor. Şarkılarında yoksulluk, dışlanma, yasadışılık, Almanya’da göçmen olmanın zorlukları, para, güç ve statü arzusu, kadercilik ve hayatta kalma refleksi gibi konuları işliyor.
Belgesele adını veren “babo” kelimesi 2013’te Langenscheidt Yayınevi tarafından Almanya’da yılın gençlik kelimesi seçilmiş. Zazaca kökenli olan ve “baba” anlamına gelen kelime, gençler arasında “lider” veya “patron” gibi anlamlarda kullanılıyor.
Die Zeit, Tagesspiegel, Welt, Stern gibi Alman medya kuruluşları Netflix’teki belgesel için “sert”, “etkileyici” ve “rahatsız edici” gibi yorumlar yapıyor. Okur yorumları ve sosyal medya tartışmaları ise iki uçta: Bir taraf belgeselin uyuşturucuya karşı caydırıcı ve eğitici olduğunu savunuyor, diğer taraf ise “kişiyi teşhir etme” eleştirisi yöneltiyor.
Sonuçta, ne kadar zor ve sorunlarla dolu bir insan olsa da Anhan, kendisiyle ilgili belgeselde gerçeği gizlemeye çalışmıyor, samimi itiraflarda bulunuyor.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
