Düşünce ve davranışlarından yola çıkarak aydın olduğuna inandığım birkaç kişinin adını sayabilirim. Liste daha da uzun olabilirdi, ancak Türkiye’den aklıma ilk gelen yaşayan ünlü aydınlar Murat Belge, Emre Kongar, Orhan Pamuk, Emrah Safa Gürkan, Celal Şengör ve tabii ki İlber Ortaylı hocamızdır.
Türkçe etimolojide aydın, ay ışığının geceyi aydınlatması gibi, aklın da cehaleti aydınlatması bağlamından türetilmiş bir söz olabilir. Görünüşe göre Osmanlıcada kullanılan Fransızca entelektüel ile Arapça münevver sözcükleri yerine, 30’lu yıllarda “aydın” ön plana çıkmaya başladı.
İlginçtir ki, aydın kelimesi dilde yerini alırken münevver kullanımdan düşmüş, entelektüel ise kullanımda kalmaya devam etmiştir. Böylece, bu iki sözcüğü sınırları pek net olmayan bir bölünmeyle farklı anlamlarda kullanılma alışkanlığı oluşmuştur.
Hoşgörü ile tolerans arasında da benzer bir ilişki vardır. Hem hoşgörü tuttu hem de tolerans kullanımdan düşmedi. Denk bir durum amaç ve hedef sözcükleri için de geçerlidir.
Aydın
Güncel dildeki yerleşik tanıma göre aydın; bilimsel bilginin yardımıyla gerçeği arayan, toplumsal konularda yararlı fikirler üreten, ilham veren, adogmatik görüşlerini savunmak için gerektiğinde devletle ters düşmeyi göze alabilen kişidir. Bir başka deyişle aydın; erdemleri, düşünüleri ve duyarlı eylemleriyle toplumda aydınlatıcı ve dönüştürücü potansiyel yaratabilen kişidir.
Birçok uzman kendi alanında başarılı olabilir ama mesleki başarı onları aydın yapmaya yetmez. Dünyaca ünlü bir jeolog olan Celal Şengör bu ülkenin önde gelen aydınlarından biridir. Şengör hocamız sadece iyi bir jeolog olduğu için değil, tarihsel ve sosyal olaylar hakkında derin bilgiye sahip olduğu, bilgilerini paylaşmaktan ve görüşlerinin sorumluluğunu almaktan kaçınmadığı için aydındır.
İngilizce karşılığı “enlightened” olan aydın terimi, Batılı sözlüklerde genellikle ön yargısız, alçak gönüllü, açık fikirli, şiddete karşı, bilgi yayan ve ben-merkezci olmayan kişi olarak tanımlanır. Bazen aydın ile aydınlanmış kavramları iç içe geçiyor ve vurgu entelektüel aydınlanmadan ziyade spiritüel aydınlanmaya kayabiliyor.
Entelektüel
Entelektüel denince akla genellikle yüksek eğitimli, kültürlü, görgülü insanlar gelir. Her yüksek eğitimli entelektüel olmamakla birlikte entelektüel; sistematik araştırma ve analizler yapan, rasyonel düşünebilen ve karmaşık bilgileri kavrayan kişidir.
Entelektüellerin özgürlükçü, eşitlikçi, laik, solcu ya da en azından sosyal demokrat görüşlere yakın olduğuna dair yaygın bir kanı vardır. Taha Akyol, Müslüman entelektüel olunabileceğini net biçimde kanıtlamış kalemlerdendir.
Entelektüel kişi; akıl yürütme ve nesnel yargılama yetisi olan, çok okuyan, kültür ve sanat konularında sözü dinlenen, akademik konuların yanı sıra yaşam, toplum ve insanlık hakkında “bilgi içeriği üreten ve paylaşan” kişidir. Önemli politik ve ekonomik gelişmeleri tarihsel perspektiflerden anlamaya ve değerlendirmeye çalışan kişidir.
İtalyan filozof Antonio Gramsci’ye göre, insanlar benzer şekilde donatılmış bir akılla doğar, ancak çok az kişi bu donanımı entelektüel olabilecek formatta değerlendirir.
İngilizcedeki “intellectual” kelimesi Latince akıl ve anlayış anlamındaki intellektus’tan evrilmiştir. Batılı sözlüklerde entelektüel, genellikle bağımsız ve eleştirel düşünme yeteneğine sahip olan ve duygu ya da deneyimden ziyade akıl ve bilgi temelinde hareket eden kişi olarak tanımlanır.
Toplumda aydınların geniş kitlelere, entelektüellerin ise elit çevrelere hitap ettiği yönünde bir izlenim mevcuttur. Dilde aydın ile entelektüel ayrımı olduğuna pek katılmak istemesem de, bu ayrım gündelik dile çoktan yerleşmiş gibi görünüyor.
Engellektüel
Bazı sözde tartışma programlarında bölünmüş karelerde görülen ‘ekran bölücüler’, “biz de entelektüeliz” tavrını sergiliyor. Oysa kitaplık önünde poz vermekle, saç sakal uzatmakla, kameraya sert bakışlar atmakla aydın olunmuyor. Çıkar için yandaş söylem üreterek geçimini sağlayan ‘engellektüel’ olur ama asla gerçek bir entelektüel olamaz.
Orhan Hançerlioğlu
Türkiye’de yaşamış pek çok saygıdeğer aydın vardır elbette ama Orhan Hançerlioğlu’nun yeri çok özeldir. Hançerlioğlu, bir insan ömrüne zor sığdırılacak olağanüstü büyüklükte bir bilgi birikimine sahipti.
Her biri birer başyapıt olan bazı yayınları şunlardır: Düşünce Tarihi, Ruhbilim Sözlüğü, Toplumbilim Sözlüğü, İslam İnançları Sözlüğü, Dünya İnançları Sözlüğü, Ekonomi Sözlüğü, Ticaret Sözlüğü, Türk Dili Sözlüğü, Felsefe Sözlüğü ve Felsefe Ansiklopedisi (9 cilt).
Orhan Hançerlioğlu üstadımızın aydın düşünceleri ve yapıtları gençlerin yolunu aydınlatsın!
halilocakli@yahoo.com