Cuma, 16 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Atatürk ne istemişti, ne oldu?

İnan Özbek
Son güncelleme: 12 Mayıs 2023 00:50
İnan Özbek
Paylaş
Paylaş

1881, hepimizin malumu olduğu üzere Mustafa Kemal’in doğum yılı olmasının yanında, Osmanlı tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olan Düyûn-ı Umûmiye (Genel Borçlar) idaresinin kurulduğu yıldır.

Osmanlı Devleti’nin ekonomik olarak iflas etmiş ve siyasi açıdan neredeyse yarı sömürge haline gelmiş bir ülke konumuna sürüklenmesine yol açan ve Mustafa Kemal’in de ilerideki yıllarda ekonomik bakışının oluşmasında büyük etkisi olan bu manzara nasıl ortaya çıkmıştı?

Uzun süredir ekonomisinin temel dayanakları olan; toprak rejimi ve lonca sistemi bozulmuş ve bu yüzden önemli mali sıkıntılar yaşayan Osmanlı Devleti için 1838 yılı kritik bir yıldı.

İmparatorluğu çok zorlayan Mısır Paşası Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanını bertaraf edebilmek için İngiltere’nin siyasi desteğini arayan Osmanlılar, İngilizlerin bu durumu kullanmaları, öte yandan Osmanlı yöneticilerinin ekonomik fayda sağlayacağını düşünmeleri neticesinde,  gerçekte eşi benzeri görülmemiş dengesizlikler içeren ve birçok tarihçiye göre ekonominin çöküş sürecinin başlangıcı kabul edilen; 1838 İngiliz-Osmanlı Ticaret Antlaşması’nı imzalamışlardır.

Kimi tarihçilere göre, Kanuni’den sonra gelmiş en büyük Osmanlı padişahı sayılan, zeki ve ileri görüşlü II. Mahmut bu antlaşmanın ekonomik ve siyasi sakıncalarını görmüş ve imzalamak istememiş olmasına rağmen, Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından İngiltere’nin siyasi desteğinin sağlanabilmesi için imzalamaya ikna edilmiştir.

Bu son derece serbest ve Osmanlı Devleti aleyhine işleyen antlaşma, gittikçe ekonomiyi daha da zayıflatmış, neticede 1854 başlayan Kırım Harbi’nin finanse edilebilmesi için İngiltere’den ilk kez borç alınmıştır. İşte bu borçlanma süreci 1881 yılına kadar yoğunluğu artarak sürmüş ve sonuçta, İmparatorluğun ekonomik bağımsızlığını yitirdiği ve siyaseten de bir yarı sömürge durumuna dönüştüğü noktaya maalesef gelinmiştir. 1. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yıkılana kadar devam etmiş olan bu borçlanma ve borcu borçla ödeme sarmalı devam etmiştir.

Mustafa Kemal Cumhuriyeti kurduğunda, işte bütün bu bahsettiğimiz ekonomik gelişmelerin bizzat içinde yetiştiği ve arka planını çok iyi bildiği içindir ki, ekonomik bağımsızlık ilkesini çok önemsemiş ve mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini savunagelmiştir.

İzmir İktisat Kongresi’nin açılışında söylediği ünlü “Siyasi zaferler ekonomik zaferle taçlandırılmadıkça kalıcı olamazlar” sözü, ekonomik olarak güçlü ve bağımsız olmanın ne denli önemli ve vazgeçilemez bir ilke olduğunu takdir ettiğini gösterir. Bunun içindir ki Lozan Konferansı’nda, kapitülasyonların tamamen kaldırılması için yoğun çaba harcamış ve nitekim başarılı olmuştur. Bunun dışında aynı dönemde, millileştirme hamlesiyle yabancılara ait bir çok şirket millileştirilmiştir. Ayrıca milli ve ağır sanayi oluşturulabilmesi amacıyla, yurdun çeşitli yerlerinde büyük fabrikalar ve devlet işletmeleri kurulmuştur.

Mustafa Kemal, siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda modernleşmeye ve Batılılaşmaya çalışılırken, bu çabaların gerçek anlamda sonuç verebilmeleri için,  ekonomik olarak mutlaka bağımsız kalınması gerektiğini düşünmüş ve bu düşüncesini hayata geçirmeye çalışmıştır. Niyazi Berkes’in dediği gibi; Mustafa Kemal, ekonomik olarak bağımlı bir durumda yürütülecek Batılılaşma çabalarının istenilen sonuçları vermeyeceğini ve Osmanlı’daki Batılılaşması örneğinin çok net bir biçimde gösterdiği gibi, son kertede siyasi ve ekonomik olarak bağımlı ve yarı sömürge bir ülke durumuna düşülmesine sebep olacağını çok iyi bilmekteydi. 

Eşsiz lider karizması, engin dehası ve ileri görüşlülüğüyle ekonomik bağımsızlık ilkesinin üzerine titreyen, kalkınmış ve saygın bir ülke olabilmenin ekonomik bağımsızlıkla mümkün olabileceğini takdir eden Mustafa Kemal’in ölümünden sonra, söz konusu bakış maalesef sürdürülememiştir. Günümüze kadar gelen hükümetlerin gerek iç ve dış konjonktürlerin baskısı ve zorlamaları, gerekse uzun vadeli düşünemeyişleri ve yetersizlikleri sonucunda, bugün karşı karşıya kaldığımız ekonomik olarak tam bağımsız olmayan, borçluluğu yüksek ve dolayısıyla küresel finans akımlarına bağımlı bir ekonomi manzarası ortaya çıkmıştır.

Bu manzaradır ki, ülkemizin siyasi bağımsızlığını da zedelemiş ve kimi iktidarların zaman zaman zikrettikleri ve gerçekleştirmeye çalıştıkları; bölgesel siyasi güç olma, dış politikada oyun kurucu olma gibi girişimleri ve çabaları maalesef istenilen sonuçları verememiştir.

Büyük yargıç olarak, yanılmaz adaletiyle büyük liderleri önünde sonunda haklı çıkarmış olan tarih, Mustafa Kemal’i de haklı çıkarmış, aynasında eşsiz dehasını bizlere bir kez daha net bir biçimde göstermiştir.

EtiketlendiEkonomiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİnan Özbek
Takip et:
İstanbul Üniversitesi'nden mezun. Uzun yıllar bankacılık ve finans sektöründe çalıştı. Ekonomi tarihi ve teorileri alanlarında derinleşmeye çalışmakla birlikte, güncel ekonomik gelişmeler hakkında da fikir yürütme çabasında.
Önceki Makale İnsanlar kavgadan bıktı
Sonraki Makale Sosyal psikoloji açısından seçim soruları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?