Cuma, 16 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Atasözlerinin hangisi doğru?

İlhan İlmenöz
Son güncelleme: 23 Haziran 2024 00:01
İlhan İlmenöz
Paylaş
Paylaş

Atasözlerimiz hemen hepimizin günlük yaşamında çokça kullandığı ve anlatmak istediğimiz bir olayı ya da durumu pekiştirmemize yarayan, kısa ve anlamlı sözlerdir.

Bazen uzun uzun açıklama yapmak yerine, konuya ve duruma uygun bir atasözü bulduk mu, tüm derdimizi anında ve net olarak anlatmış oluruz.

Sağ olsun atalarımız da bizleri düşünmüş olacaklar ki, neredeyse her konuya ve her duruma uyan bir söz söylemişler. Birbirine benzeyen ama birbirinin tam zıttı olandan tutun da, yanlış olduğunu bildiğimiz halde kendimizi haklı çıkarmak için kullandığımıza varıncaya dek binlerce atasözümüz vardır.

İnsan bazen düşünmeden edemiyor, atalarımız bu sözleri söylerken acaba kendi haklılıklarını kanıtlamak ve yaptıklarına bir kılıf uydurmak için her koşula uyan sözler mi uydurmuşlar diye. Rahmetli Turgut Özal da “benim memurum işini bilir” derken bu mantığın bir sentezlemesini yapmış olabilir. Kısa ve özlü bu sözün içinde ne ararsan var. Mesaj,  yol gösterme, öğüt,  taktik, tehdit, ne istersen hepsi bir arada.

Yine eski cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in meşhur “dün dündür, bugün bugündür” sözü gibi, atalarımız da bazen işlerine geleni söylemişler, bazen de tam tersini…

Bahşişlerden de vergi almayı düşünen bakanımıza “alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” desem, acaba “arayan mevlasını da bulur belasını da”… der miydi?

Başka bir deyişle atasözlerimiz  yerine, ortamına, içinde bulunduğumuz duruma ve koşullara göre değişkenlik gösterebiliyor.

“O kadar kusur kadı kızında da bulunur” diyerek birbiriyle çelişen atasözlerimize bir kaç örnek verelim.

Harama el uzatılmaz / Üzümü ye bağını sorma

Eski dost düşman olmaz / Güvenme dostuna saman doldurur postuna

İnsan kıymetini insan bilir / İnsanoğlu çiğ süt emmiştir

Fazla mal göz çıkarmaz / Azı karar çoğu zarar

Öfke baldan tatlıdır / Öfke ile kalkan zararla oturur

Zorla güzellik olmaz / Zora dağlar dayanmaz

Akıl akıldan üstündür / Aklın yolu birdir

İyilik yap denize at / Merhametten maraz doğar

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır / Lafla peynir gemisi yürümez

Dereyi görmeden paçaları sıvama  /  Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir

Düşenin dostu olmaz / Dost kara günde belli olur

Eğri otur doğru konuş / Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar

Harama uçkur çözülmez / Güzele bakmak sevaptır

İyi insan lafın üstüne gelir / İti an çomağı hazırla

Damlaya damlaya göl olur / Taşıma suyla değirmen dönmez

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur / Yüzü güzel olanı değil huyu güzel olanı sev

Her koyun kendi bacağından asılır / Kurunun yanında yaş da yanar

Komşu komşunun külüne muhtaçtır / Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz

Bedava sirke baldan tatlıdır / Emek olmadan yemek olmaz

Eskisi olmayanın yenisi olmaz / Eskiye rağbet olsaydı bir pazarına nur yağardı

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın / Yılanın başı küçükken ezilir

Akıl adama sermayedir / Akıllı, köprü arayıncaya kadar deli, suyu geçer.

Şimdi bu sözlere bakarak, bir dedikleri diğerini tutmamış diyebiliriz. Aynı konularda bir öyle demişler, bir böyle… Yani işlerine nasıl gelirse… Hani amiyane tabiriyle “orası burası ayrı oynuyor” derler ya, aynen onun gibi…

Günümüzde  bu tip insanların fazla olmasını da yadırgamamak gerek…

Acaba oramızın buramızın ayrı oynaması ve iki yüzlülük bizlere atalarımızdan kalan genetik bir miras mı? Eee ne demişler “Armut dibine düşer”…

Yoksa biz hep böyle miydik?

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİlhan İlmenöz
Takip et:
Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...
Önceki Makale Yoganın asıl anlamı
Sonraki Makale ‘Devlet Başkanı’ ayının hikâyesi

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

Birand’ın başını ağrıtan röportaj

Cenk Başlamış
15 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Kaderimiz Devlet Bahçeli’nin iki dudağının arasında…

Aydın Sezer
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Değişimin kalbinde insan

Erdal Çolak
14 Mayıs 2025
Köşe Yazıları

Paşinyan’a muhalefet artıyor

Okay Deprem
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?