Antalya, bundan elli yıl önce orta ölçekli bir Akdeniz şehriydi. İnsanları mutlu, sağlıklı ve olağanüstü ölçüde konukseverdi. Toroslar’dan inenleri şehrin açık kucağı karşılardı.
Bu olağanüstü mirası insafsız bir şehirleşme macerasının öznesi yaptık.
Doğanın bu sevgili evladının kucağına betonu, demiri, tuğlayı, kumu bıraktık.
Ruhunu, ışığını, sevgisini yok ettik.
Bir caddeye ismini veren portakal çiçeklerini söküp attık. İnsanı mutluluktan bayıltan kokuyu yok ettik. Yerine çimento, demir, kum, tuğla kokusu bıraktık.
Yedi kat yabancıyı bile ayırmadan sevmenin ifadesi olan Antalya dilini yok ettik. Yerine, vade, finansman, ciro, bilanço, kâr, zarar gibi hırslı kelimelerden oluşan acımasız bir iletişim dilini koyduk. Bu dil asla kentin ortak iletişim vasıtası olmadı, olmayacak da..
Gelecek 100 yıllara borcumuz var.
Antalya gelecek adına bize bir talimat veriyor. Eğer ihmal edersek, bundan 100 yıl sonra mezarlarımıza dua etmeye mi gelirler, tükürmeye mi, belli olmaz.
Bu beton, demir, tuğla yığını kenti artık yeşile boğmak zorundayız.
Bunun yolu da kıyıya köşeye daracık parklar kondurmaktan geçmiyor.
İnsanların nefes alacağı devasa bir yeşil alanı mutlaka kazandırmalıyız.
Hatta bir değil, birkaç tane yapmalıyız.
Aklıma gelen bir bölge var.
Antalya EXPO
Antalya’ya bir Central Park yakışır
New York kentinin tam orta yerinde bir Central Park vardır.
New York’ta cesaret edip de Central Park’ın içine birkaç metrekarelik beton bir kulübe dikmeyi söyleyebilecek olanı ABD’nin en sağlam psikologlarına gönderirler…
Girin web sitesine… Bakın neler yapıyor insanlar…
Central Park, dünyada milyarlarca insanın bildiği, birçoğunun gezdiği sakin, hayat dolu ve insanlara huzur veren bir yeşil cennettir.
1850 yılında başlanan parkın açılışı 3 yıl içinde tamamlanmıştır. Alanında bir ilktir. Her yıl 25 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
1953 yılında açılmakla beraber, büyütme ve geliştirme çalışmaları 15 yıl sürmüştür.
Central Park toplam 800 metre eninde 4 kilometre uzunluğunda bir alan üzerine kuruludur. 120 farklı bitki, 26 binden fazla ağaç ve 130 hayvan türüne ev sahipliği yapmaktadır.
İçerisinde 21 oyun alanı, 51 heykel, 36 köprü ve kemer bulunmaktadır.
Ayrıca bu parkı ziyaret edenlerin güzel vakit geçirebilmeleri için düzenlenmiş üç büyük göl, oldukça büyük bir hayvanat bahçesi, spor alanları, yürüyüş parkuru, konser alanları ve kış aylarında hizmet veren buz pateni pistleri de parkın sınırları içinde yer almaktadır.
Central Park deyince ilk akla gelenlerden biri de fayton ve bisiklet turlarıdır.
Fayton turları
Resmi internet sitesinden rezervasyon yaptırabileceğiniz gibi, hali hazırda park girişinde bekleyen faytonculardan biriyle de bu tura çıkabilirsiniz. Fayton turunun biraz pahalı bir seçim olacağını bilmenizde fayda var.
Bisiklet turları
Central Park’ta bisikletle gezmek isterseniz, üç farklı alternatiften birini seçebilirsiniz. Bunlardan biri arkasında iki kişilik koltukları bulunan aynı zamanda şoförünüzün rehberliğinden yararlanabileceğiniz bisiklet turudur.
Yürüyüş turları
Central Park’ı yine rehber eşliğinde yürüyerek de gezebilirsiniz, günün belli saatlerinde başlayan bu turun merakınız yönünde şekillendirilmiş iki farklı tipi bulunmakta.
Bunlardan birincisi Belvedere Castle (Belvedere Kalesi), Conservatory Garden, Shakespeare Garden vb. yerleri ziyaret edebileceğiniz Arts & Archıtecture Tour (Sanat Ve Mimari Eser Turu). Bu tur, 1 saat, 2 saat ve 5 saatlik üç farklı tipte organize edilmekte.
Yürüyüş turlarının ikincisi ise, Gossip Girl, Saturday Night Live, Sex and the City gibi film ve dizilerin çekildiği yerleri detaylı olarak gezdiren Movie&TV Sites Tour’dur ( Sinema Tv Turu). Süre ve fiyat aralığı Arts & Architecture Tour ile aynıdır.
Her iki tura da internetten rezervasyon yaptırabileceğiniz gibi, her gün 09.00-12.00 ve 15.00-17.00’de Central Park West 85th Street’e giderek kaydınızı yaptırıp aynı noktadan başlayan turlardan birine dâhil olabilirsiniz.
Central Park’ın turistler ve fotoğrafçılar tarafından en çok ilgi gören yeri kuşkusuz ortadaki göldür. Göl kenarındaki gezintiniz sırasında doğal ortamlarında yaşamaya devam eden yaban ördekleri ve kaplumbağalara da rastlayabilirsiniz.
Dilerseniz bu muhteşem gölde, hemen yakınında bulunan Leob Boatshouse Restoran’ından kolayca kiralayabileceğiniz sandallarla bir gezinti de yapabilirsiniz.
Gelin EXPO alanına bir Central Park yapın.
Orada insanlar nefes alsın.
Antalyalı..
Türkiyeli..
Avrupalı..
Amerikalı
Asyalı..
Herkesin koşa koşa geleceği…
Eşsiz bir yeşil alan yapın buraya..
Fazla söze gerek yok…
O parka hayatı koyun değer olarak..
Antalya’nın kuşlarını…
Özgün bitkilerini..
Eğlencelerini..
Mutfağını…
Geleneklerini..
Kültürünü…
Oraya bir değerler bütünü koyun…
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
