İmralı’da terör örgütü PKK lideri Öcalan’la görüşen DEM Parti heyetinin siyasi parti ziyaretleri tamamlandı.
Öcalan’ın Şubat ayının ortasında ikinci bir çağrı yapabileceğinin DEM Parti heyeti tarafından partilere iletildiği anlaşılıyor. Ocak ayı içinde gerçekleşmesi beklenen ikinci İmralı ziyareti öncesi eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ve Figen Yüksekdağ’ın ziyaret edilmeleri söz konusu. Süreç hızlı ilerliyor
Kamuoyunun yakından takip ettiği bu temaslarla ilgili ilk izlenimlerimiz şöyle:
“Milli güvenlik odaklı yaklaşım” başlıklı son yazımızda, zamanın siyasi iradenin cesaretle, samimiyetle, sağduyu ile aklıselimle konuya el atma zamanı olduğunu yazmıştık. Tehditlerin ve fırsatların iç içe geçtiği bir dönemde vizyoner bir yaklaşımla en üst düzeyde siyasi irade koyma zamanı olduğunu belirtmiştik.
Gelinen noktada, siyasi partilerin konuya ihtiyatlı bir yaklaşım içinde, temkinli iyimserlikle “bekle gör” siyaseti izledikleri görülüyor. En üst düzeyde siyasi irade sahibi Cumhurbaşkanı da bu aşamada gelişmeleri yakından takip etmekle beraber, açık ve net bir tutum açıklamaktan kaçınıyor.
Ankara’nın öncelikle Öcalan’ın yapacağı ikinci çağrının içeriğini ve terör örgütünün atacağı adımları görme niyetinde olduğu anlaşılıyor. Bu çerçevede, PKK’nın silah bırakması, silahların teslimi, terör örgütünün artık Türkiye’de eylem yapmaması Ankara’nın beklentilerinin başında geliyor.
Bu konularda kaydebilecek gelişmelerle irtibatlı olarak Ankara atılabilecek adımları değerlendirebilir. Bu bağlamda TBMM’nin devreye girmesi söz konusu.
Şeffaflık, toplumsal mutabakatın sağlanması, şehit ve gazi ailelerini incitecek yaklaşımlardan kaçınılması, sürecin TBMM önderliğinde, denetiminde yürütülmesi, parlamentodaki siyasi partilerin eşit katılımıyla bir komisyon kurulması konusu gündeme gelebilir. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un bu komisyonun kuruluşu için inisiyatif alması beklenebilir. Türkiye’nin bu süreçten sağlıklı çıkması için insan hakları, hukukun üstünlüğü ve ve demokrasi standardını yükseltmeyi içeren öneri, kanun teklifleri ve mevzuat değişiklikleri üzerinde çalışılabilir. İktidara talip CHP’nin Kürt sorunu konusunda geçmişteki müktesebatı var. Bu çalışmaları geliştirmeye arzulu.
Bu sürecin Erdoğan’ın yeniden adaylığına dönük bir anayasa değişikliğinin aracı haline getirilmemesi muhalefet partilerinin önde gelen talepleri, uyarıları arasında. DEM Partisi sürecin böyle bir amaca hizmet etmediğini belirtiyor.
Öte yandan, Kürt sorunu konusunda birden çok tarafın bulunduğu göz ardı edilmemeli. Suriye ve Irak Kürtleri de dikkate alındığında, Öcalan’ın çağrılarının kimi veya kimleri bağlayacağı sorusu akılda tutulmalı, sürecin ne yönde gelişeceği beklenmeli.
Salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesut Barzani ile Ankara’da görüştüler. (Manşet fotoğrafı) Görüşmelerin içeriğine ilişkin bir açıklama yapılmamakla beraber, bu gelişmelerin de ele alındığı söylenebilir.
Diğer yandan Ankara, Suriye’de IŞİD’i bahane ederek, PKK’nın güçlendirilmesine, ayakta tutulmasına karşı. Bu konuda oynanan oyunların farkında. Bu oyunları bozma kararlılığında. Ankara’nın PKK/YPG konusundaki tutumu açık ve net. Bu tutum ilgili taraflara iletilmiş durumda. Başka ülkelerden gelen uluslararası terörist savaşçıların Suriye’den ayrılması, PKK’lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi, daha sonraki kadroların silahlarını bırakarak yeni sisteme dahil olması Ankara’nın beklentileri. Kansız ve problemsiz bir geçişin şartları olarak görüyor Ankara bu beklentileri. Suriye’deki yeni yönetimin YPG/PKK sorununu sahiplenmesi ve kendi ülkesinin milli ve bölgesel bütünlüğünü sağlamak adına gerekli adımları atması gerekiyor.
Bölge dışı aktörlerden, özellikle ABD’nin bu konuda önümüzdeki dönemde takınacağı tutum da önemli. Ankara, yeni yönetimin doğru tarafta olmasına önem veriyor. Geçmiş dönemlerden kalmış bazı politik davranışların terk edilmesini bekliyor.
Keza, Türkler ve Kürtlerle ilgili tutarsız açıklamalarda bulunan Trump’a Washington’da birilerinin DEM Parti heyetinin CHP heyeti ile son görüşmesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile Malatyalı olan ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün “Türk-Kürt kardeşliği” temelinde bir ülke inşa ettiğine dikkat çektiklerini hatırlatması gerekiyor. Mustafa Kemal’in dostu mebus Diyap ağa ve torunları hakkında Trump’ın henüz bilgilendirilmediği görülüyor.
Ayrca, ulusal kurtuluş savaşında Türklerle omuz omuza emperyalizme karşı mücadele veren ve Türklerle etle tırnak gibi olan Kürtlerin, bugün de emperyal güçlerin çıkarına hizmet etmeyecekleri, oyunlarına alet olmayacakları bilinmeli. Özellikle de günümüz “Yankee”leri bunu unutmamalı, evlerine dönmeli.
Fotoğraf: Cumhurbaşkanlığı
İlgili yazı: