Perşembe, 15 May 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Serbest Kürsü

Acı tatlı bir çağdaş masal

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 1 Aralık 2022 13:00
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

Beste Nâsır (bestenasir@gmail.com)

(…)

Varmadan sekizine

Ergin oldu Ünzile

Hem çocuk hem de kadın

…

Bir gül gibi al ve narin

Bir su gibi saydam ve sakin

Susar kadın Ünzile

Yağmuru kim döküyor

Ünzile kaç koyun ediyor

Dayaktan uslanalı

Hiçbir şey sormuyor

Korkar durur gitmez

Köyün en son çitine

İnanır o sınırda

Dünyanın bittiğine

(…)

(Aysel Gürel, Ünzile)

Hayatın farklı alanlarında ve/veya süreçlerinde savrulan ama yine de mutluluğu aramaktan vazgeçmeyen üç karakterin-Meryem’in, Cemal’in ve İrfan Kurudal’ın-yaşamlarının izini sürmeye ne dersiniz? Savrulan bu üç kişinin yollarının kesişmesinin romanı Zülfü Livaneli’nin Mutluluk‘u aynı zamanda.

Hem Türkiye’de hem de dünyada yoğun bir ilgi gören, farklı alanlarda ortaya koyduklarıyla adını sıklıkla duyduğumuz Livaneli, Mutluluk‘ta aslında ilk bakışta hepimizin hemen aklına gelen bir mutluluk halinden değil, bir tür özgürleşmenin beraberinde getirdiği ya da bu bir tür özgürleşmeyle birlikte gelen huzurdan doğan bir “mutluluğu” gözlerimizin önüne seriyor bu kez.

Kitap, adı gibi mutlulukla başlamasa da Livaneli’nin bu romanıyla hepimize göstermek istediği haliyle -bir anlamda özgürlüğün getirdiği- mutlulukla bitiyor; üç karakter de yaşadıkları bazı olumsuz deneyimlerden dolayı savrulmuş yaşamlarına yine bir anlamda özgürce yön veriyor.

Mutluluk, acı tatlı bir çağdaş masal bir bakımdan. On yedi yaşında Van Gölü’nün kıyısındaki bir kasabada tarikat şeyhi amcasının tecavüzüne uğrayan, dünyası gördüğü düşlerinden, kendi kendine oluşturduğu hayallerinden ve içinde bulunduğu ortamın, geniş ailesinin ona yüklediği rollerden ibaret olan bir genç kız Meryem’in, Meryem’in amcasının oğlu olan, askerliğini Güneydoğu’da komando olarak yapmış, pek çok kez çatışmaya girerek teröristlere karşı savaşıp vatanı koruduğu için kahraman olarak görülmesi gerektiğini düşünen yine bir genç Cemal’in ve bu iki akraba gencin hem düşünsel olarak hem de fiziksel olarak çok uzağında Harvard mezunu bir profesör olan İrfan Kurudal’ın masalı.

Birbirlerinden çok farklı karakterleri olan bu üç kişi, her birine farklı alanlarda olumsuz deneyimler yaşatan eski yaşamlarından sonra kendi kendilerini aramak için çıktıkları yeni yolda birbirlerinin hayatlarının içine girerler ve yeni hayatlarında kendi kendilerine veya kararlarına, yine kendileri belirleyici olarak, yön verebilmek için pek çok kez kendileriyle yüzleşirler. Bu yüzleşmeler de onlara hem kendilerini hem de birbirlerini çok daha yakından tanıma olanağı verir.

“İnsan insanın zehrini alır”

Kitabın kapağının alt kısmında hemen hepimizin gözüne çarpan “İnsan insanın zehrini alır.” sözü, belki de bu yüzleşmeler için kullanılabilecek en güzel sözlerden. Profesör İrfan Kurudal’ın ve Meryem’in birbirleriyle dertleşerek birbirlerini daha yakından tanıyıp anlamalarının, özellikle de profesörün Meryem’in yaşadığı olumsuz deneyimlerden dolayı onu korumak, ona yardımcı olmak ve en önemlisi de Meryem’i olabildiği kadar, her anlamda, rahatlatmak için ona birebir temas etmesi, onun yaşadığı olumsuz deneyimlerde Cemal’in ve en çok da Cemal’in babasının payı olduğu için Cemal’le kavga edip Meryem’e oldukça fazla miktarda para vermesi bir insanın bir diğerinin “zehri”ni alabilmek için yapabileceği önemli eylemler arasında. Dahası, profesörün bu eylemleri, sonrasında Meryem’in yeni bir hayata başlayabilmesinin de yolunu açıcı eylemler oluyor.

Kitap, bu üç karakterin iç dünyalarını oldukça ayrıntılı hepimize gösterirken başka önemli konulara da ışık tutuyor. Türkiye’nin hâlâ devam eden pek çok sorununu Livaneli Mutluluk‘unda gözlerimizin önüne seriyor. Siyasal, ekonomik, toplumsal sorunlardan izler ve belirlemeler taşıyan kitap, güçlü ve etkileyici bir Türkiye analizi olarak karşımızda duruyor.

Gelenek ve modernlik arasında

Bütün bunların yanında, Livaneli Mutluluk‘ta bu büyük masalı en çok Meryem üzerinden kurguluyor. Cemal ve İrfan da her ne kadar kendi mucizelerini arama ve keşfetme isteğiyle dolu olsalar da ya da onların da hikâyeleri, öyküleri bazı yaşantıların ardından eski yaşamlarından sıyrıldıktan sonra kendilerinin belirleyici oldukları yeni yaşamlarında bir türden özgürlüğün ve bu türlü bir özgürlüğün beraberinde getirdiği mutluluğun kapısını açsa da Meryem’in hem eski yaşamı hem de yeni yaşamı Mutluluk‘un tam kalbinde.

On yedi yaşında bir genç kız olan Meryem, yaşadıklarıyla daha çok da hâlâ Türkiye’nin her anlamda fazla gelişememiş bölgelerinde kadına bakış portresi oluşturuyor kafalarımızda. Yazının başlangıcında bazı kısımlarına yer verdiğim Aysel Gürel’in “Ünzile” şiiri Meryem’in kasabadaki “geleneksel” yaşamıyla örtüşürken Profesör İrfan Kurudal’la karşılaştıktan sonra yaşadıkları ve yaşayacakları da onun bir bakımdan “modern” yaşamını oluşturdu ve oluşturmaya devam edecek bana kalırsa.

Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Spikere ‘Hakan Şükür’ cezası
Sonraki Makale Hatırla sevgili o mesut geceyi…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Serbest Kürsü

“Bir Cumhuriyet Şarkısı” filminin düşündürdükleri

Gürsel Demirok
13 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

2 üniversite karşılaştırması

Alper Eliçin
13 Mayıs 2025
EditörSerbest Kürsü

Azala azala yok mu olacağız?

Metin Gülbay
13 Mayıs 2025
Serbest Kürsü

Geleceğin inşasında kalıcı adımlar

Yıldırım Aktuğan
12 Mayıs 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?