Türkçenin sadece konuşmada değil yazımında da sık sık hata yapıldığı, hatalı kullanımların zamanla yerleşerek düzeltilmesi olanaksız hale geldiği sır değil.
Son yıllarda özellikle “aydın” görünmek isteyen kesimler tarafından yazı dilinde bir noktalama işaretinin yerli yersiz bolca kullanıldığı görülüyor: Noktalı virgül.
Türk Dil Kurumu (TDK) noktalı virgül için örneklerle şu açıklamada bulunuyor:
1. Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için konur: Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül, Yonca adları verilir.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan; Ankara, Londra, Bakü.
2. Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak istiyorum.
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır. (Atasözü)
3. İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra noktalı virgül konabilir:
Yeni usul şiirimiz; zevksiz, köksüz, acemice görünüyordu. (Yahya Kemal Beyatlı)
Bir başka yaygın yanlış da bağlaç-virgül kullanımı ile ilgili.
TDK bu konuda ise şu bilgiyi veriyor:
Metin içinde ve, veya, yahut, ya … ya bağlaçlarından önce de sonra da virgül konmaz:
Nihat sabaha kadar uyuyamadı ve şafak sökerken Faik’e bol teşekkürlerle dolu bir kâğıt bırakarak iki gün evvelki cephe dönüşü kıyafeti ile sokağa fırladı. (Peyami Safa)
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül! (Yahya Kemal Beyatlı)
UYARI: Tekrarlı bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz:
Hem gider hem ağlar.
Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli. (Atasözü)
Gerek nesirde gerek nazımda yeni bir söyleyişe ulaşılmıştır.
Siz ister inanın ister inanmayın, bir gün bile durmam.
Ne kız verir ne dünürü küstürür.
Bu kurallar bugün de yarın da geçerli olacaktır.
UYARI: Cümlede pekiştirme ve bağlama görevinde kullanılan da / de bağlacından sonra virgül konmaz:
İmlamız lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil! (Yahya Kemal Beyatlı)