Küresel tedarik zinciri ve küresel ekonomide Güney Asya ve Pasifik bölgelerinin giderek artan önemi dikkat çekmektedir. Bu bağlamda deniz yolları dışında da yeni olgular ve rotalar da önem arz etmektedir.
Bu rotaların güvenliğinin yönetişimi kapsamında Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi ile bu ‘Kuşak ve Yol’ üzerinde bir rota güvenliğinin sağlanması elzemdir. Ayrıca, Orta Asya’da sadece rotanın fiziki güvenliği değil, ayrıca bu rotanın tek bir ülkenin tekelinde kalmayıp dolayısıyla bir rekabet güvenliği sağlanması da de gereklidir. Eski zamanlarda Çin’den Orta Doğu’ya ve Avrupa’ya kadar geçen tarihi İpek Yolu, günümüzde yeniden canlanıp, bazen Çin’in Kuşak ve Yol projesi Yeni İpek Yolu olarak da tanımlanmaktadır. Bu yeni İpek Yolu üzerinde rota olarak, özellikle Türkiye çoğu zaman ‘Orta Koridor’ üzerinden bir rotayı ön plana almaktadır. Bu şekilde Balkanlar’dan Doğu Türkistan ve Çin’e uzanan, Türkiye, Gürcistan ile Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk Devletleri Teşkilatı üzerinden lojistik taşımacılığın sağlandığı alternatif ve de tamamlayıcı rotanın önemini uluslararası kamuoyuna lanse etmektedir.
Süveyş Kanalında 2021’de yaşanan tıkanıklığın dünya lojistik ve taşımacılık sektörünü ne denli sekteye uğrattığı hafızalardan silinmemiştir. Alternatif rotaların aslında sadece rekabet eden alternatifler olmayıp, aynı zamanda tamamlayıcı rotalarla küresel tedarik zincirindeki kırılganlıklara karşı da alternatif oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, mevcut Ukrayna-Rusya arasında yaşanan çatışmalardan dolayı Kuzey rotasındaki olası yaptırımlardan kaynaklı aksamalar, İran’da yaşanan ayaklanmalar sonucu o rotanın da yaptırımlar ve belirsizliklerden dolayı sekteye uğrama riskine karşılık da Türkiye’nin de öncelik verdiği Orta Koridorun önemi artmıştır.
Enerji güvenliğinde, dünya ticaretinde, lojistik ve tedarik zincirlerinin güvenliği bakımından alternatif seçenekler, olası riskleri ve kırılganlıkları yönetebilmek için gereklidir. Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan çatışmalar sonuca bütün küresel ekonomiyi etkileyen enerji ve gıda tedarik sorunları, alternatiflerin ne derece önemli olduğunu göz önüne sermektedir.
Türkiye, jeostratejik konumu sayesinde belki de hem enerji ticaretinde hem de daha genel olarak küresel ticareti yapılan birçok malın nakliyesinde küresel ticaret, tedarik zinciri ve lojistik için bir merkez olma fırsatına sahiptir.
Ayrıca, giderek Asya-Pasifik merkezli olması beklenen küresel ekonomide bu yöne olan bağlantılarını da güçlendirmesi gereklidir. Bu bağlamda mevcut karasal rota Rusya ve İran üzerinden geçmektedir. Türkiye her iki ülke ile ticarete devam edip yaptırım rejimlerine taraf olmadığı için bu iki ülke üzerinden devam eden ticaretin sekteye uğramaması durumunda mevcut düzeyde devam edeceği öngörülmektedir.
Ancak artan ticaretin lojistik yükünün taşınabilmesi bakımından yeni lojistik altyapı yatırımlarının yapılması gereklidir. Bu gerekli lojistik sektörüne yatırımların, yaptırım altındaki İran ve Rusya’ya yapılması zordur. Ayrıca her iki ülkenin 2022’de yaşadıkları belirli toplumsal istikrarsızlıkların ve ayaklanmaların olması, yaptırımların yakın zamanda hafifleyememesine işaret etmekte ve bu ortamda her türlü ürünün onlar üzerinden lojistik olarak taşınamaması anlamına gelmektedir. Kaldı ki, her iki ülke üzerinden yaptırımlar kaldırılıp, istikrarlı bir ortam olsa dahi gene de alternatif ve tamamlayıcı kapasitelere ihtiyaç olacaktır. Bu alternatifin de Hazar üzerinden Türk Devletleri arasında kurulacak bir rota olması hem Türkiye hem de Türk Devletleri Teşkilatına üye ve gözlemci ülkeler için tercih edilmektedir.
Ali Oğuz Diriöz (tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın