Fuad Safarov, Moskova
İnişlerle ve çıkışlarla da olsa yüzyıllardır devam eden Türk-Rus ilişkilerinin tarihi bir hayli geçmişe gidiyor, 31 Ağustos 1492 tarihinde Prens 3. İvan tarafından Osmanlı Sultanı 2. Beyazid’a gönderilen resmi mektup iki ülke arasındaki ilk diplomatik ilişkinin başlangıcı kabul ediliyor.
3. İvan mektubunda, Beyazıt’tan Moskova’dan elçileri ve tüccarları için serbest geçiş ve ticaret izni istiyor, Sultan, bu mektuba olumlu yanıt verince 1495’de 3. İvan elçisi Pleşçeyev’i İstanbul’a gönderiyor.
Moskova’ya gelen Türk elçi ve tüccarların nerede kaldığına ilişkin Rus kaynaklarında ilginç bilgiler var. Örneğin Moskova Belediyesi tarih sitesi mdn.ru’ya göre, kentin merkezindeki Kitay-Gorod semtinde şimdiki Nikolski ara sokağında Posolski Dvor (Büyükelçilik Bahçesi) olarak adlandırılan yerde yabancı ülkelerin elçileri kalıyordu. Türk elçi ve tüccarlarının kaldığı yer de burasıydı. Rus tarihçi Sergey Belokurov (1862-1918) da ilk dönemlerde Türklerin Moskova’da sürekli rezidansı bulunmadığı için Kitay-Gorod semtinde kaldığını yazıyor. Belokurov uzun yıllar Rusya İmparatorluğu Dışişleri Bakanlığı arşivinde çalışmıştı.
O dönem Danimarka’ya bağlı olan Alman Schleswig-Holstein eyaletinin kralı 3. Friedrich’in Moskova’daki elçisinin sekreteri Adam Olearius (1599-1671) da “Schleswig-Holstein eyaleti Elçiliği’nin Moskova ve İran gezisi” adlı eserinde Türk elçilerin Moskova’da Kitay-Gorod semtinde kaldığını onaylıyor. Alman diplomat ve gezginin yazdıklarına göre, Hristiyan elçilerden farklı olarak Türk, İran ve Tatar elçiler Moskova Prensi’nin el öpme törenine katılmıyordu. Alman diplomat, Türk elçilerinin Kitay-Gorod’daki Posolski Dvor’da İsveç elçiliğine komşu binada kaldığını ve elçilerle birlikte Moskova’ya gelen Rum kökenli Osmanlı konuklarının kilisede ayinlere katıldığını da anlatıyor.