Son yıllarda gazetelerde, televizyon kanallarında ve sosyal medyada “cinsel istismar” ya da “taciz” kelimeleriyle karşılaşmadığımız neredeyse tek bir gün bile yok. Son örnek, Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki kızı H.K.G.’yi 29 yaşındaki Kadir İstekli ile dini nikâhla evlendirmesi.
Bu olay medyada geniş yer aldı, kamuoyunda çok konuşuldu ve haklı olarak çok tepki çekti, daha doğrusu nefret duygusu uyandırdı.
Ancak konuyla ilgili haberler medyada hep benzer başlıklarla çıktı:
-Türkiye’yi sarsan istismar skandalında yeni gelişme… (Cumhuriyet)
-Çocukken istismar edilen H.K.G.’nin 6 ay önceki ifadesi ortaya çıktı (Gazete Duvar)
-Hiranur Vakfı’ndaki çocuğa cinsel istismar davası (Medyascope)
-Cinsel istismar skandalında dehşet verici detaylar (Birgün)
Rastgele seçilen bu başlıkların ortak yönü tümünün H.K.G.’nin başına gelenlerin “istismar” olarak adlandırılması.
Sadece odaTV “tecavüz” demiş.
Peki, TDK “istismar” kelimesinin anlamı için ne diyor?
“Birinin iyi niyetini kötüye kullanma, sömürme.”
Benzer haberlerde istismar kadar sık kullanılan bir başka ifade de “taciz.”
TDK, “taciz” için ne diyor?
“Tedirgin etme, rahatsız etme.”
Peki, bu iki kelime son yıllarda haberlerde sıkça duyduğumuz, son olarak H.K.G. olayında yaşananları karşılamaya, doğrusunu, gerçeği anlatmaya yetiyor mu?
Hayır çünkü medyanın “cinsel istismar” ya da “cinsel taciz” dediği olayların çoğu aslında tecavüz.
Aradaki farkı anlatmaya gerek var mı?
Medyada ya da gündelik konuşmalarda bilerek ya da bilmeyerek yapılan bu hatayla tecavüz, taciz ya da istismar gibi gösterilerek önemsizleştiriliyor, basitleştiriliyor, sıradanlaştırılıyor.
Lafı dolandırmaya, arka yollara sapmaya, imaya, riyakârlığa hiç gerek yok çünkü Türkçede tecavüze tecavüz denir!
İlgili haber: https://medyagunlugu.com/haber/cocuk-istismari-haberleri-nasil-verilmeli-1-52898