Salı, 25 Kas 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
EditörSerbest Kürsü

“Yandaş ekonomi” modeli

Yıldırım Aktuğan
Son güncelleme: 25 Kasım 2025 05:45
Yıldırım Aktuğan
Paylaş
Paylaş

Türkiye’de ekonominin yapısal sorunlarını konuşurken genellikle “denetim eksikliği” veya “kaynak yetersizliği” gibi teknik terimlere sığınırız.

Oysa son 20 yılda yaşadığımız süreci, basit bir yönetim zafiyetinden ziyade bilinçli bir servet aktarım stratejisi olarak okuduğumuzda; Türkiye’de uygulanan ekonomi politikalarını ve sonuçlarını çok daha iyi anlayabiliriz.

Bu politikalar, sadece klasik anlamda bir kayıt dışı ekonomiyi beslemekle kalmamış, buna eklemlenen bir “yandaş ekonomi” (crony economy) modelini de sistemin merkezine yerleştirmiştir. Devletin denetim gücünü belirli gruplar lehine “esnetmesi”; sıkça başvurulan vergi afları ve seçici teşvik politikalarıyla birleşerek ekonomiyi verimlilikten uzaklaştırmakta, gelir adaletini de kalıcı olarak bozmaktadır.

Bir ekonominin büyümesi, normal şartlarda verimlilik artışına ve inovasyona bağlıdır. Ancak Türkiye’de uygulanan modelde oyunun kuralları değişmiştir.

Kayıtlı ve kurallara uyan işletmeler ağır maliyetler altında ezilirken, imtiyazlı (yandaş) veya kayıt dışı çalışan kesimler, verimli oldukları için değil, “korundukları” için ayakta kalır. Bu durum, ülkenin üretim kapasitesini ve kalitesini aşağı çeker; çünkü başarı artık inovasyonda değil, doğru ilişki ağlarını kurmaktadır.

Normal bir piyasa düzeninde devletin görevi, sahada kuralların herkese eşit uygulanmasını sağlayan bir hakem olmaktır. Ancak mevcut sistemde devlet, belirli sektörlere veya gruplara sağladığı vergi muafiyetleri, özel teşvikler veya denetimsizlik ayrıcalıklarıyla bir ‘kalkan’ vazifesi görmektedir. Hakem taraf tuttuğunda maçın sonucu yeteneğe değil, düdüğün kimin lehine çaldığına bağlı olur. Böyle bir ortamda piyasadaki serbest rekabet ortadan kalkar; çünkü kazanan, işini en iyi yapan değil, devletin koruma kalkanı altına girmeyi başaran olur

Vergi muafiyetlerinin, kamu ihalelerindeki esnekliklerin ve denetimsizliğin sadece belirli çevrelere sunulması, piyasadaki serbest rekabeti fiilen bitirir. Artık piyasada ayakta kalmanın şartı, verimli üretim yapmak veya inovasyon geliştirmek değil; devletin sağladığı bu koruma zırhına ne kadar yakın durduğunuzdur.

Bu stratejik körlük, toplumun geniş kesimlerinden alınan kaynakların, dar bir sermaye grubuna aktarılması anlamına gelir.

Devlet, imtiyazlı kesimden alması gereken vergiyi almadığında (veya affettiğinde), bütçe açığını kapatmak için dolaylı vergilerle (KDV, ÖTV) halkın geri kalanına yüklenir.

Bu döngü, gelir dağılımındaki bozulmayı geçici bir durum olmaktan çıkarıp “yapısal” hale getirir. Zenginleşen kesim üretimden değil aktarımdan beslendiği için, bu zenginlik tabana yayılmaz. Aksine, orta sınıf erir ve yoksulluk derinleşir.

Politikaların belli bir zümreye avantaj sağlamak üzerine kurgulandığı bir ortamda, kurumların bağımsızlığı da yok olur. Denetim mekanizmaları, yolsuzluğu önlemek için değil, bazen rakipleri cezalandırmak bazen de yandaşları korumak için bir araç haline gelir. Bu durum, devletin toplumsal meşruiyetini zedeler ve hukuka olan güveni sıfırlar. Yatırımcı güveninin kaybolduğu yerde ise finansal sistem sığlaşır, uzun vadeli kalkınma hayal olur.

Verimlilik olmadan refah olmaz 

Türkiye’nin içine düştüğü bu sarmal, sadece ekonomik değil, ahlaki ve hukuki bir sorundur. Kayıt dışılık ve yandaş kayırmacılığı üzerinden kurgulanan bu büyüme modeli sürdürülemez. Gelir aktarımıyla kısa vadede belirli gruplar zenginleşebilir, ancak toplumun geneli verimsizliğe ve yoksulluğa mahkûm edilir.

Çıkış yolu, imtiyazların kaldırıldığı, kuralların herkes için eşit işlediği ve kazancın “kiminle tanıştığınıza” değil, “ne kadar değer ürettiğinize” bağlı olduğu liyakat esaslı bir ekonomiye dönmekten geçmektedir.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiEkonomi
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanYıldırım Aktuğan
Takip et:
1958 yılında İzmir’de doğan Yıldırım Aktuğan, 1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünü tamamlamasının ardından iş hayatına 1984 yılında Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda başlamıştır. 1989 yılında Müsteşarlık bursu ile Boston Üniversitesinde Finans alanında yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra Müsteşarlıkta çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmıştır. Yurtdışında Şikago ve Tokyo’da ekonomi müşaviri olarak görev yapan Aktuğan, ayrıca Eti Bor A.Ş.de Yönetim Kurulu üyeliği ve Halk Bankası’nda Denetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Müsteşarlıktan ayrıldıktan sonra bir süre Çeşme Belediye Başkan Yardımcılığı ve Çeştur A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini yapan Aktuğan halen Çeşme ilçesinde Kurumsal Yönetim Danışmanı olarak görev yapmaktadır.
Önceki Makale 12 Eylül’ün dayattığı gün
Sonraki Makale Düşürülen Rus uçağının sırları

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

*Serbest Kürsü

Türkiye neden F-35 almamalı?

Alper Eliçin
25 Kasım 2025
EditörGünlük

Düşürülen Rus uçağının sırları

Medya Günlüğü
24 Kasım 2025
EditörKöşe Yazıları

12 Eylül’ün dayattığı gün

İlhan İlmenöz
24 Kasım 2025
Serbest Kürsü

Komisyon’un “İmralı” kararı

Gürsel Demirok
24 Kasım 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?