Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in geçen hafta Moskova’ya yaptığı resmî ziyaret sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le imzaladığı “Kapsamlı Stratejik Ortaklık ve Müttefiklik Bildirgesi”, iki ülke ilişkilerinin daha üst bir düzeyde tanımlandığını gösteriyor.
Tokayev’in belgeyi “özel öneme sahip” diye nitelemesi, metnin Kazakistan ve Rusya arasındaki çok boyutlu iş birliğini güçlendirme hedefini vurguluyor.
Bildirge, siyasi temaslardan enerji projelerine, nükleer santral planından Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) kapsamındaki entegrasyon süreçlerine kadar geniş bir alanda ortak hedefler belirliyor. Rusçanın 12 eski Sovyet cumhuriyetinin oluşturduğu Bağımsız Devletler Topluluğu’nda (BDT) devletlerarası iletişim dili olarak kullanılması, Baykonur Uzay Üssü’ndeki iş birliğinin geliştirileceğinin belirtilmesi ve Hazar Denizi üzerindeki çevresel konuların ele alınması da metnin kapsadığı başlıklar arasında yer alıyor.
Metin, Moskova ve Astana arasında siyasi temasların her düzeyde sürdürüleceğini ortaya koyuyor. Tokayev’in, Moskova ziyaretinde oluşan “güven ve açıklık atmosferinin” görüşmelerin başarısına katkı sağladığını ifade etmesi, iki tarafın karşılıklı iletişimi kurumsallaştırma arzusunu yansıtıyor.
Bu çerçeve, iki ülkenin mevcut iş birliği alanlarını hem siyasi hem de teknik olarak daha düzenli bir yapıya oturtmayı hedefliyor.
İmzalanan bildirgeyle Rusya, Rosatom’un konsorsiyum lideri olarak belirlendiği ve Rus menşeli VVER-1200 reaktörlerinin kullanılacağı Kazakistan’ın ilk nükleer enerji santrali (NES) projesine ilişkin yükümlülüklerini tam olarak yerine getireceğini de garanti altına alıyor.
Ayrıca taraflar, enerji kaynaklarının kesintisiz taşınmasına yönelik gerekli koşulların oluşturulması ve ortak projelerin sürdürülmesi konusunda da iş birliğini devam ettireceğini ilan ediyor.
Rusçanın BDT çerçevesinde devletlerarası iletişim dili olarak kullanılmasının bildirgede vurgulanması, Rusya’nın bölgesel düzeydeki kültürel ve dil temelli iş birliğini sürdürme isteğini ortaya koyuyor. Baykonur Uzay Üssü’nde iş birliğinin geliştirileceğine yönelik ifade ise iki ülke arasındaki uzun süreli teknik ve bilimsel ortaklığın devam edeceğini gösteriyor.
Bu başlıklar, ilişkilerin yalnızca siyasi ve ekonomik boyutlarla sınırlı kalmadığını, kültürel, dilsel ve teknolojik alanlara da yayıldığını ortaya koyuyor. Nitekim Kazakistan’daki yaşayan 3 milyon etnik Rus ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini oluşturuyor ve Rusça hem toplumsal hem de kurumsal düzeyde güçlü bir iletişim dili olarak varlığını koruyor.
Taraflar, güvenliğin başka ülkelerin zararına sağlanamayacağı ilkesini benimsediklerini ve çok kutuplu bir dünya düzeninin inşasından yana olduklarını bildirgede vurguluyor. Bu yaklaşım, iki ülkenin uluslararası sistemde benzer ilkeleri savunma yönündeki iradesini yansıtıyor.
Bildirge ayrıca, Avrasya’da eşit ve bölünmez güvenlik mimarisinin oluşturulmasını destekleme yönündeki taahhütleri de içeriyor. Bu çerçeve, her iki ülkenin de Avrasya Ekonomik Birliği (AEB), Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ), Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi bölgesel yapılar içinde birlikte yer almasıyla etkisini güçlendiriyor.
“Dolar-dışı ekonomi”
AEB çerçevesinde ortak pazarların geliştirilmesi, ekonomilerin rekabet gücünün artırılması, finansal iş birliğinin genişletilmesi ve ulusal para birimlerinin kullanımının yaygınlaştırılması da bildirgenin ekonomik yönünü oluşturan temel maddeler arasında yer alıyor.
Hâlihazırda iki ülke arasındaki ikili ticaret hacmi yaklaşık 27 milyar dolar seviyesinde bulunuyor ve Rusya, Kazakistan’ın en büyük ticaret ortaklarından biri olmayı sürdürüyor. Kazakistan, Rusya’dan ağırlıklı olarak makine-teçhizat, enerji ürünleri ve kimyasallar ithal ederken Rusya’ya petrol türevleri, metaller ve tarım ürünleri ihraç ediyor. Bu tablo, bildirgede yer alan ekonomik entegrasyon maddelerinin mevcut ticari bağı daha düzenli ve kurumsal bir çerçeveye taşımayı hedeflediğini ortaya koyuyor.
Metinde çevresel iş birliği başlığı da Hazar Denizi özelinde yer alıyor.
Bildirgeyle Rusya ve Kazakistan, Hazar Denizi’nin kıyıdaş ülkeleri olarak su seviyesindeki düşüş sorununa karşı ortak çözümler geliştirilmesi ve su kaynaklarının korunması yönünde birlikte çalışacağını kaydediyor.
Sonuç: “Kazan-kazan”
Genel olarak bildirge, Rusya ve Kazakistan arasındaki siyasi, ekonomik, enerji, kültürel ve çevresel iş birliğini çok başlıklı bir metin altında topluyor ve mevcut ilişkilerin kurumsal bir çerçevede sürdürülmesine olanak sağlıyor.
Taraflar, bu belge aracılığıyla birbirleriyle olan ilişkilerini güçlendirmeye dönük iradelerini ortaya koyarken, bildirgedeki maddeler iki ülke arasındaki karşılıklı bağımlılık alanlarını da görünür hâle getiriyor.
Fotoğraf: kremlin.ru
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
