Aralarında Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır’ın da bulunduğu gazeteciler Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Soner Yalçın, Batuhan Çolak’ın İBB soruşturması kapsamında ifadeleri alındı. Gazeteciler serbest bırakıldı ancak yurt dışına çıkmaları yasak.
Çakır “Benim küçük gözaltım” başlıklı yayınında yaşadıklarını anlattı.
Sosyal medyada, Çakır henüz gözaltına alınmadan önce “Gözaltına alındı” diye paylaşım yapan kullanıcılar oldu. Çakır bu konuyla ilgili, “Bunu büyük bir keyifle paylaşanlar oldu ama ben gözaltında değildim. ‘Neden benim haberim yok’ diye sosyal medyadan kendilerine cevap verdim ama belli ki bana da sıra gelecekti. Nitekim öğle saatlerinde bulunduğum yere geldiler. İstanbul’dan bir ekip geldi, oradan yerel polisle beraber aldılar, götürdüler” dedi.
Mayıs ayında Akşam gazetesinin bir grup gazeteci hakkında yaptığı haberden hareketle ifade verdiklerini aktaran Çakır, “O da neydi? Bir gizli tanık demiş ki ‘İşte gazeteciye para verdiler. Elden para veriyor. Murat Ongun ve Emrah Bağdat.’ İfadede esas olarak bu şeyleri sordular. İşte ‘İlke’ denen gizli tanık, bu iki isimden para aldığımı söylemiş ve HTS kayıtlarıyla da eşleşme olmuş. Hatırlayacaksınız bu eşleşmelerin büyük ihtimalle Galatasaray maçları sırasında olmuş olabileceğini söylemiştim. Nitekim öyle oldu” diye konuştu.
Bu baz istasyonlarının önemli kısmının maçlar sırasında olduğunu belirten Ruşen Çakır şöyle devam etti:
“Seyrantepe hatta bazen Aslantepe. Çünkü biliyorum ki Murat Ongun’un da bir locası var. Hiç kendisiyle maçta karşılaşmadık. Benim, arkadaşlarım ve oğlumla beraber kombinemiz var. Ayda en az iki kere orada maç izliyoruz ve onlar da ayda bir kere gelse denklik geliyor. Onun dışındaki denkliklere bakınca bizim Medyascope’un eski yeri olan Sanayi Mahallesi ve yeni yeri olan Maslak’ta denklikler var. Ben orada mesai yaptığım için cep telefonum hep orada zaten. Belli ki sözü edilen şahıs ayda yılda bir oralardan geçmiş ve denklik olmuş. Bir diğer denklik de Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Trabzon ve İzmir mitingleri. Ben onları yerinde izledim. Siz de takip ediyorsanız Medyascope’u görmüşsünüzdür. Belli ki o kişi de oraları izlemiş. Ama kendisini hayatta tanımadım, tanışmadım. Ve bir de CHP’nin o büyük kurultayı da çıktı. Orada da varlarmış ama ben orayı gazeteci olarak izledim ve sonuçta gazeteci faaliyetlerimiz ve bulunduğumuz yerde izlediğimiz maçlarla söz konusu kişilerle arada sırada denk geldikleri için suçlandım.”
Kendisine “Yalan bilgiyi alenen yayma bilerek ve isteyerek örgüte yardım etme” suçlamasının da yöneltildiğini hatırlatan Çakır, “Bu ne olabilir dedim ve karşıma maalesef yaptığım bazı analizler çıktı. Bundan dolayı suçlandım. ‘Ben de gazetecilik mesleğimden dolayı paylaşımlarda bulundum’ dedim. Ne diyeyim? Yani ‘Niye gazetecilik yaptın’ diye sordular bana. Çok acı. Bu meslekte 40. yılını doldurmuş birisiyim. Gazeteci olarak ilk defa hakkımda böyle bir suçlama yapılıyor. 63 yaşındaki bir gazeteciye ‘sen niye maça gittin?’ denebiliyor” dedi.
Yurt dışına çıkış yasağı getirildiğini hatırlatan Ruşen Çakır, “Çok acımasız, çok anlamsız. Cep telefonuma el koydular. Ne zaman verecekleri belli değil. Şimdi bir gazeteci için cep telefonu çok önemli. Bu bana yapılabilecek en büyük kötülüklerden birisi” diye konuştu.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
