Son günlerde Ukrayna’nın insansız hava aracı (İHA) saldırılarının Rusya’nın petrol rafinerilerine ne kadar zarar verdiği konusunda çok fazla spekülasyon yapılıyor.
Bazı haber kaynakları, Rusya’nın petrol rafineri kapasitesinin yüzde 38’ini kaybettiğini iddia ediyor. Bu rakamın bazı yönlerden bir temeli olsa da, durum gerçekte çok daha karmaşık.
Moscow Times’ta Sergey Vakulenko imzasıyla yayımlanan yazıya göre, Rusya kâğıt üzerinde yılda 327 milyon ton (veya günde 6,5 milyon varil) petrol rafine edebiliyor. Ukrayna’nın Ağustos ve Eylül aylarında saldırdığı 16 rafinerinin toplam kapasitesi yılda 123 milyon ton; yani toplamın yüzde 38’i. Başka bir deyişle, yüzde 38 rakamı potansiyel hasarın üst sınırını gösteriyor.
Moskova açısından mevcut durum, Ukrayna’nın benzer bir saldırı kampanyası yürüttüğü 2024 bahar ve yaz dönemine göre çok daha ciddi. Artık Ukrayna İHA’ları daha uzağa uçabiliyor, daha büyük yük taşıyabiliyor ve daha sık saldırabiliyor. Rusya’nın Volgograd Rafinerisi Ağustos’ta iki, Eylül’de iki kez vuruldu; Novokuybişev Rafinerisi üç kez saldırıya uğradı; Ryazan, Saratov ve Salavat rafinerileri ise ikişer kez hedef alındı.
Daha önce Kiev, düzenli şekilde yalnızca Krasnodar ve Rostov rafinerilerini hedef alabiliyordu çünkü bunlar Ukrayna sınırına daha yakın ve hafif, düşük maliyetli dronlarla ulaşılabiliyordu.
Rusya’nın rafinerilerindeki hasarın mevcut düzeyini değerlendirmek için cevaplanması gereken üç önemli soru var:
1-Saldırılardan önce rafineriler tam kapasiteyle mi çalışıyordu?
2-Hasar tamamen mi, yoksa kısmen mi oldu?
3-Hasar onarıldı mı, yoksa hâlâ üretimi mi engelliyor?
Kamuya açık bilgiler bu sorulara tam yanıt vermek için yetersiz olsa da, bazı çıkarımlar yapmak mümkün. 2024’te rafinerilerin çoğu, saldırılardan sonra kısmen de olsa çalışmaya devam etti ve birkaç hafta içinde tam kapasiteye döndü. Bugün de durum benzer. Örneğin Volgograd rafinerisi, 13 ve 14 Ağustos’ta birden fazla dronun verdiği hasarı tamamen onardı ve 25 Ağustos’ta tam faaliyete geçti.
Ayrıca hesaplamalarda kullanılan başlangıç noktası da yanıltıcı olabilir. Rusya’nın rafineri kapasitesi, gerçek üretim hacmine eşit değil. Her yıl Rusya en fazla 270 milyon ton petrol rafine ediyor yani ülkenin toplam kapasitesinin en az yüzde 22’si zaten kullanılmıyor. Bunun çeşitli nedenleri var, ancak en önemlilerinden biri, hâlâ devreden çıkarılmamış eski ekipmanların bulunması. Rusya’nın yıllık iç tüketimi yaklaşık 120 milyon ton, geri kalanı ise ihracata gidiyor.
Fazla üretim her petrol ürünü için değişmekle birlikte, her durumda oldukça yüksek. Örneğin, Rusya iç tüketiminden yüzde 16 daha fazla benzin ve neredeyse iki katı kadar dizel yakıt üretiyor. Ayrıca, nafta üretimi ülkenin benzin ihtiyacının yüzde 60’ını karşılayabilecek düzeyde (gerekirse nafta, katkı maddeleriyle birlikte Euro-3 benzinine dönüştürülebilir). Birincil rafinasyon kapasitesindeki düşüşün, örneğin bir atmosferik damıtma kolonunun zarar görmesinin, genellikle piyasaya uygun yakıt üretiminde orantılı bir azalma anlamına gelmediğini de hatırlamak gerekir. Rus rafinerileri genellikle birincil damıtma kapasitesinde fazlalığa, ancak ikincil işleme ve dönüştürme ünitelerinde darboğaza sahip. Bu nedenle, bir rafinerideki iki atmosferik kolonun birinin tahrip edilmesi, benzin üretiminde beklenen yüzde 50 değil, yaklaşık yüzde 30’luk bir düşüşe yol açar.
Bu ayrıntılar istatistiklerde de kendini gösteriyor. Rus gazetesi Kommersant’a göre, benzin üretimi yüzde 10 azaldı. Muhtemelen gizli verilere erişimi olan sektör analistleri, Rusya’nın şu anda günde 5 milyon varilden biraz az petrol rafine ettiğini tahmin ediyor. Eğer kapasite yüzde 38 azalmış olsaydı, bu rakam 4 milyon varil/gün civarında olurdu.
Başka bir deyişle, Rusya’nın rafinerileri ciddi sorunlarla karşı karşıya ama felaket senaryosundan çok uzak. Önümüzdeki aylarda durumun nasıl gelişeceği, Ukrayna’nın saldırı temposunu koruyup koruyamayacağına veya arttırıp arttıramayacağına bağlı olacak. Bunu artırmanın birkaç yolu var: kapsam (hedef alınan rafineri sayısı), ölçek (kullanılan dron sayısı ve taşıma kapasitesi) veya zamanlama (aynı hedefe ne sıklıkta saldırıldığı).
Rusya’nın petrol rafinerileri, sürekli yumruk yiyen bir adama benzetilebilir. Bir yumrukla, hatta altı yumrukla ölmez; ancak her darbeden sonra toparlanması biraz daha zorlaşır. Tek bir darbe öldürücü olmayabilir ama sonunda ölümcül hale gelebilir.
Rusya’nın hava savunma sistemleriyle Ukrayna saldırılarını engelleme kapasitesi ise ayrı ama önemli bir konu. Bu durumda avantaj saldıran tarafta: Moskova’nın hava savunmalarını yeniden konuşlandırması, Kiev’in saldırı yönünü zayıf korunan bir rafineriye çevirmesinden çok daha zor. Hava savunmaları çok geniş bir alana yayılırsa, bazı dronlar mutlaka geçecektir. Buna karşılık rafineriler, ağlarla ve doğaçlama koruyucu yapılarla bazı anti-dron önlemleri almaya başladı. Kimileri bu önlemleri komik bulsa da, Ukrayna cephelerinde etkili oldukları kanıtlandı.
Şu anda bu “rafineri savaşında” kimin üstün geleceği belirsiz, bunu ancak zaman gösterecek. yüzde 38 rakamı gerçek verilere dayanıyor olabilir, ancak bugünkü durumun karmaşıklığını tam olarak yansıtmaktan çok uzak.
Fotoğraf: apostrophe.ua
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
