Başka dillerden ödünç alınan sözcüklerin ses ve anlamlarının değişime uğraması yaygın hatta beklenen bir durumdur.
Bu değişim yalnızca dilin yapısal özelliklerinden değil, kültürlerin özgün dinamiklerinden de kaynaklanır. Kültürler, söz varlığı yanı sıra, dünyayı algılama biçimleriyle de dilin yönünü belirler.
Sözcüklerin yolculuğu sırasında üç temel değişim gözlemlenir: anlam genişlemesi, anlam daralması ve anlam kayması. Bu değişimler rastlantı değil, sözcüğün yeni dil ortamına uyum arayışının somut izleridir.
Bu dilsel yolculuk, İtalyancada bile kendi iç dinamikleriyle değişebilen sözcükler içerir. İtalyancadan somut bir örnek verelim: “Dolce far niente” tam anlamıyla “boş durmanın tatlılığı” demektir. Ancak kültürel bağlamda tembelliği değil, acele etmeden mevcut anın tadını çıkararak yaşama felsefesini yansıtır. Bu durum, sözcüklerin yalnızca sözlük anlamlarını değil, aynı zamanda kültürel anlamları da taşıdığını gösterir. (1)
Öte yandan, yüzlerce İtalyanca sözcük, geçmişteki kültürel ve ticari etkileşimlerin bir sonucu olarak Türkçeye geçerek kendine yer edinmiştir. Örneğin, Akdeniz’in ticaret rotaları üzerinden gelen piazza (meydan) kelimesi Türkçede piyasaya, parole (söz, laf) ise parolaya evrilmiştir.
Aşağıda sunacağım anlam genişlemesi, daralması ve kayması ile ilgili kısa çerçeve ve kırk sözcükten oluşan liste, bu süreçleri örnek sözcükler üzerinden somutlaştırmayı amaçlıyor:
Anlam genişlemesi: Piazza > Piyasa
İtalyancada piazza bugün “meydan” anlamında kullanılır fakat tarihsel olarak pazarların kurulduğu, ticaretin canlı biçimde yürütüldüğü kamusal alanları tanımlardı. Bu sözcük, İngilizce place, Fransızca place ve İspanyolca plaza ile ortak kökene sahiptir. Bu sözcüklerin tamamı Latincede açık alan, geniş yol anlamına gelen Yunanca kökenli “platea” sözcüğünden türemiştir. (3)
Piazza, Osmanlı-Venedik ticari ilişkilerinin yoğunlaştığı 15-16. yüzyıllarda Türkçeye geçmiş olmalı. Sözcüğün somut meydan anlamı Türkçede geri planda kalırken, meydanda gerçekleşen ekonomik etkinlik vurgusu öne çıkmıştır.
Böylece piazza, Türkçede piyasa olarak yeni bir ticari kavrama evrilmiş ve ekonomik sistemin bütününü kapsayacak şekilde genişlemiştir. Bugün piazza İtalyancada hâlâ meydan anlamını korurken, piyasa Türkçede neredeyse bütünüyle maddi ve soyut ticaret dilinin parçası haline gelmiştir.
“Piyasa hareketi”, “piyasa değeri”, “piyasaya sürmek” ya da “piyasada tutunmak” gibi ifadelerde artık bir meydan imgesi akla gelmez. Bunun yerine, ekonomik faaliyetleri ve toplumsal yönelimlerini anlatan bir soyut sistem akla gelir.
Anlam daralması: Salsa
İtalyancadaki salsa, Latince “tuzlu” anlamındaki salsus sözcüğünden türemiştir. Başlarda yalnızca tuzlu sosları tanımlarken, zamanla her türlü sos için kullanılan genel bir terime dönüşmüştür. Soğan, sarımsak, biber, zeytinyağı ve şarapla tatlandırılan otlu sosların tamamı salsa sayılır. Örneğin ünlü pesto da bir salsadır. (4)
18. yüzyılda Türkçeye “salça” olarak giren sözcük, büyük olasılıkla “salsa di pomodoro” (domates salsası) üzerinden aktarılmıştır. Türkçeye geçiş sürecinde geniş anlamını yitiren salsa, öncelikle domatese odaklanmış ve zamanla domates ya da biber ezmesiyle özdeşleşmiştir. Salça, Türk mutfağının özgül bir ürününe dönüşerek tipik bir “anlam daralması” örneği oluşturmuştur.
Aynı sözcük Latin Amerika’da bambaşka bir rota izlemiştir. Karayipler’de farklı ritimlerin birleşiminden doğan dans türü “salsa” adını almıştır. Buradaki metafor açıktır: Farklı tatların uyumlu karışımını anlatan salsa, bu kez ritimlerin uyumlu karışımını simgelemektedir.
Anlam kayması: Piyango
İtalyanca sözcüklerde Türkçeye geçerken görülen yön değiştirme, piyango örneğinde çarpıcı biçimde ortaya çıkar. İtalyanca “bianco” (beyaz) sözcüğünden türeyen bu sözcük, “beyazı çekenin kazandığı” çok eski bir oyuna dayanır. Büyük olasılıkla bu oyun bölgeseldi ve bugünkü anlamda bir şans oyunu değildi.
Türkçede ise piyango, neredeyse bütünüyle “yılbaşı şans çekilişi” ve büyük ikramiyeyi kazanma umuduna kaydı. Sözcük, ses açısından İtalyanca aslına yakınlığını korurken, beyaz bir taşı ya da kâğıdı çekme anlamından uzaklaşıp, para ödülü kazanmaya odaklanan bambaşka bir bağlama kaydı.
Türkçede anlam değişimine uğrayan sözcüklerin ortak paydası, kültürel aktarım sürecinde yeni toplumsal gereklere uyum sağlaması. Anlam merkezinin başka bir toplumsal ihtiyaca oturması ve böylece genişleme, daralma ya da kayma göstermesi, dillerin evrim mantığıyla örtüşüyor. (5)
Bu genel çerçeveden sonra, aşağıda Türkçede çeşitli anlam değişimine uğramış İtalyanca kökenli sözcüklerden örnekler sunuyorum:

Yer sınırlılığı nedeniyle eksik kalan yukarıdaki liste, Pezzetto > Peçete, Focaccia > Poğaça, Cianta > Çanta ve Fortuna > Fırtına gibi örneklerle genişletilebilir.
Kaynakça:
1-De Gruyter/Brill, “Turkish as a Mediterranean language”. Lexicographica Volume 33 Issue 2017
2-Sapir, E., & Whorf, B. L. (1956). Language, Thought, and Reality: Selected Writings of Benjamin Lee Whorf. Cambridge, MA: MIT Press.
3-Britannica, The Editors of Encyclopaedia. “Piazza.” Encyclopedia Britannica. July 20, 1998
4-Kluge, Friedrich & Seebold, Elmar: Etymologisches Wörterbuch der deutschen Sprache. 25. Auflage, De Gruyter, Berlin 2011.
5-Mumcu, Serap. “İtalyancadan Türkçeye Türkçeden İtalyancaya Kelime Kelime”, 2015
İlgili yazılar:
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: