Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Günlük

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
Son güncelleme: 21 Ağustos 2025 19:55
Medya Günlüğü
Paylaş
Paylaş

MHP iktidara zarar verir mi, Bahçeli geri adım mı attı?-Orhan Bursalı (Cumhuriyet)

“Bu konuda çok söylenti dolaşıyor: MHP İBB soruşturmaları konusunda AKP’yi zorluyor. AKP ile aralarında sorun var… Bahçeli soruşturmaların uzamasından rahatsız…

Bu yorumlar, Bahçeli’nin gerektiğinde ayrılabileceği noktasına, en azından umuduna kadar varıyor.

Umudu yaratan şeyler ise Bahçeli’nin mahkemeleri kısa sürede sonlandırmak gerekir ve Feti Yıldız’ın tutuksuz yargılama esastır açıklamaları… Bir de tabii Bahçeli’nin geçmişte hükümet bozma pratikleri. İzlediği politikaları 180 derece değiştirme becerisi.

Bunların boş hayaller olduğunu 14 Ağustos tarihli “Hayal kurmamak gerekir… CHP’ye notlar” yazımda belirtmiştim: “Bahçeli, iktidar yapısını asla bozmaz, en azından seçimlere kadar aralarında Katolik nikâhı olduğunu söyleyebiliriz… Gelişmeyi iyi okumak gerekir. İktidarın savaşı şiddetlendireceğini düşünmemek için elde tek veri yok…”

Bahçeli’nin yumuşatılacağını sanmanın bir temeli ve gerekçesi yok. İktidarı zora sokacak hamle yapmasının MHP’ye bir getirisi yok. İktidarın otoriter rejime dönüştürmesinin ve İBB ve CHP’ye hukuk, yasa ve adalet dışı operasyonların bu noktaya gelmesinin arkasında

Bahçeli’nin desteği var. Bahçeli’nin ülküdaşı ve çete suçlamalarıyla tanınan Selahattin Yılmaz’ın, savcılığın baş esiri, çok kullanışlı İsviçre çakısı Aziz İhsan Aktaş’a suikast yapacağı iddiasıyla tutuklanmasını Özgür Özel, iktidarın Bahçeli’ye komplosu, ayar vermesi olarak nitelendirdi.

MHP’ye ayar mı veriliyor 10 kadar tutuklama ile bilmiyoruz. Fakat Bahçeli’nin ülküdaşı ve iktidar yanlısı neden en önemli iftira mekanizmasına suikast planlasın, açıklamaya muhtaç. Şimdilik bilmediğimiz başka şeyler olabilir…

Bir ayar varsa gerçekten, o zaman Bahçeli’nin İmamoğlu için şu söylediklerini de bir geri adım, iktidarla birlikteyim, mesajını verdiği söylenebilir: “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı siyasi ikbal gayesiyle araçsallaştıran, yapılan ihalelerden alınan astronomik rüşvet paralarını adına ‘sistem’ denilen mekanizmada toplayan şahsın ve çetesinin adeta bir soygun düzeni kurduğu bütün vahametiyle meydandadır.”

Kimi Meclis önünde Toros yakıyor kimi yalan haber yayıyor-Abdulkadir Selvi (Hürriyet)

“İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Arslan, “DEM’in komisyondan talepleri şunlarmış” diye 7 maddelik bir paylaşımda bulundu. Bunların neler olduğunu yazmayacağım çünkü yalanlandı. Hem DEM Parti yalanladı hem de Dezenformasyonla Mücadele Merkezi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da Meclis önünde Beyaz Toros yakılmasını ve Yüksel Arslan’ın paylaşımlarını, “Süreci zehirlemek isteyenler var” diyerek değerlendirdi. Yüksel Arslan’ın asılsız paylaşımlarına, ”Bu açık bir provokatörlüktür” diye tepki gösterdi.

Ayrıca partilerin Meclis’te kurulan komisyona sunduğu teklifler açıklandı. Örneğin CHP önce teklifini açıkladı, sonra komisyona sundu. Komisyon tutanaklarında da yer aldı. DEM Parti’nin ne böyle bir teklifi var ne de komisyona sunulmuş teklifler arasında 7 maddelik öneri yer alıyor. ‘Teklif diye yazılanlar ne?’ diye soracak olursanız, Terörsüz Türkiye sürecini sabote etmek için ne söylesek Türk milleti rahatsız olur deseniz onları uydurup maddeler halinde sıralamışlar. Burada onların reklamını yapmamak için maddeleri yazmak istemiyorum. Bu kez de DEM Parti’nin teklifleri ortaya çıktı diye ikinci bir algı operasyonuna girişecekler.

DEM Parti böyle bir teklif sunmadığını açıkladığı halde, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi yalanlama geçtiği halde İYİ Parti Milletvekili Yüksel Arslan geri adım atmıyor. Türk milliyetçilerini tahrik etmek için yalan haberi ısrarla yaymaya çalışıyor. Ama Yüksel Arslan tek değil. Bunlar bir damarı temsil ediyorlar. Eski Türkiye içindeki beyaz Toros damarını.

DEM Parti eğer böyle bir teklifi sunsa AK Parti o komisyonda oturmaya devam eder mi? MHP o komisyonu tepelerine yıkmaz mı? CHP çekilmez mi? Ortada bir komisyon kalır mı?

Ayrıca bu süreçte DEM Parti sorumluluk bilinciyle hareket ediyor.

Türkiye 50 yıldır akan kanı durdurmaya, ayağına vurulan prangadan kurtulmaya çalışıyor. Devletimizin güçlü olduğu bir dönemde kanayan bir yaramızı kapatmaya gayret gösteriyoruz.”

İpe un serme komisyonu mu?-Mehmet Y. Yılmaz (T24)

“MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, örgütünü feshettiğini açıklasın” çağrısıyla başlayan süreçte Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adı verilen komisyon kurulalı iki hafta oldu.

Komisyon bu süre içinde çalışma usullerini tespit etti ki yapılması gereken bir işti…

Ardından MİT Müsteşarı, Milli Savunma Bakanı ve İçişleri Bakanı komisyonun “kapalı” toplantısında bilgiler verdi.

Bu bilgiler nelerdi, bunu bilmiyoruz ve büyük ihtimalle hiç öğrenemeyeceğiz.

Ancak unutmamak gerekiyor ki MİT Müsteşarı daha önce parti liderlerini zaten bu konuda bilgilendirmişti.

O zaman liderlerden bilgi mi saklanmıştı da komisyon ayrıca bilgilendirildi, bunu da bilmiyoruz.

Daha sonra partiler, bu konudaki görüşlerini komisyonda açıkladılar.

Son olarak da şehit aileleri, gaziler ve çocukları PKK tarafından dağda tutulan Diyarbakır Anneleri dinlendi.

Onlar da kendilerinden zaten beklenen konuşmaları yaptılar, bir sürpriz ile karşılaşılmadı.

İki haftadır faaliyette olan komisyon çalışmalarının kısa özeti bu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, Öcalan’ın örgütü silah bırakmaya çağırdığı açıklamasından sonra çizdiği yol haritasına sadık kalınacaksa, sırada “siyasi ve hukuki reformlarla demokrasi ve sivil siyasetin güçlendirilmesi” olmalıydı.

Ancak öyle görünüyor ki bu aşamaya daha çok var.

Komisyonun dinleyeceği sivil toplum kuruluşları da olacak.

Çalışma temposunu da göz önüne alacak olursak Devlet Bahçeli’nin “bu yılın sonuna kadar bitmeli” dediği hiçbir şey bitmeyecek.

“Siyasi ve hukuki reformlar ile demokrasi ve sivil siyasetin güçlendirilmesi” konusuna gelene kadar komisyon “dinlemede” kalacak gibi görünüyor.

Bu tablo bana Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında yapılan AKP-CHP arasındaki “istikşafi görüşmeleri” hatırlatıyor.”

Ekrem İmamoğlu: Benim tutuklanmam ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine yönelik en büyük sabotajdır-İsmail Saymaz (halktv.com.tr)

“Şu gündeme baksanıza:

Bir yandan, itirafçı Aziz İhsan Aktaş’a ihale üstüne ihale veren Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, AK Parti rozeti takılarak, ‘ak’lanıyor. Aynı anda Aktaş’ı belediyesine sokmayan Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney, tutuklanıyor.

Biri AK Partili, iki avukat ‘İBB Borsası’ kurmakla…

MHP’li kabadayı ise Aktaş’a yönelik suikast girişimiyle suçlanıyor.

Dağdaki PKK’lıların eve dönüşü ve cezaevindekilerin tahliyesi için yasa çıkarmak üzere TBMM’de komisyon kurulurken;

CHP’li belediye başkanlarına, bürokratlara ve parti yöneticilerine operasyonlar sürüyor.

CHP’ye yönelik bu kıskaç ve kuşatmanın odağında tek bir isim var:

Ekrem İmamoğlu.

Gündeme ilişkin düşüncelerini merak ettiğim için danışmanları aracılığıyla İmamoğlu’na sorular gönderdim.

İmamoğlu, bazı CHP’li belediye başkanlarının AK Parti’ye katılmasını “Fidye siyaseti” diye eleştirerek, şöyle diyor:

“Bu fidye yöntemi, belediye başkanlarına yöneltilen suç veya teftiş dosyalarıyla savcılık soruşturmaları üzerinden şantajla başlıyor. AK Parti’ye geçersen serbestsin, geçmezsen hapistesin tehditleriyle devam ediyor. İktidar safına geçerek fidyesini verenlerin soruşturmalardan kurtulmasıyla sonuçlanıyor.”

İmamoğlu, “Boyun eğmeyen belediye başkanlarına cezaevi yolu gözükmüş, diz çökenlereyse transfer zorunluluğu getirilmiştir. Fidye siyasetiyle gerçekleştirilen transferlerin en büyük anlamı şudur: Bütün tutuklu CHP’liler aklanmıştır” diyor.

İmamoğlu, CHP’nin ‘Terörsüz Türkiye’ süreci için TBMM’de kurulan komisyona katılması kararının arkasında duruyor. Hatta bir adım ileri giderek, 19 Mart Operasyonu’nun ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine yönelik sabotaj olduğunu iddia ediyor.”

CHP’nin iki problemi-Ahmet Taşgetiren (Karar)

“Özgür Özel, 18-19 Mart operasyonundan bu yana “Millet İradesine sahip çıkıyor” temalı 45 miting yaptı.

Saraçhane’de başlayın miting maratonu, bugünlere kadar devam edebilir, bu sayıya ulaşabilir miydi? Sanırım hiç kimse bu kadarına ihtimal vermiyordu.

Mitinglerin özü “Ekrem İmamoğlu’na yönelik haksızlık iddiası”sıydı. Dört aydır bu tema etrafında Özgür Özel kitlelerle buluşuyor, konuşuyor, konuşuyor.

Mitingler devam ettikçe sanırım herkesin zihninde iki soru belirmiştir: Bir, “Özgür Özel’in nefesi bu tempoya yeter mi?” iki, “İmamoğlu heyecanı sürdürülebilir mi?”

Özgür Özel’in nefesi yetiyor, İmamoğlu ile ilgili “duygu potansiyeli” de düşmüyor.

Ancak yine de bazı sorunlar var:

Bunlardan biri, “Ya İmamoğlu çıkamazsa…” ihtimalidir. İktidar çevrelerinde İmamoğlu’nun çıkamayacağı, çıksa bile diploma iptali sebebiyle Cumhurbaşkanı adayı olamayacağı kanaati yaygın. Şu konuşuluyor: “Bunca yargı yıpranması göze alındığına göre, bu operasyona karar verenler operasyonlardan sonra meydana daha güçlü çıkacak olan İmamoğlu’na yolu açmazlar.”

Bu ihtimal, Özgür Özel ya da İmamoğlu tarafından ne kadar önemseniyor, sorusu var.

Son olarak İmamoğlu’na “Çıkamazsanız”, Özel’e de “Ya çıkamazsa…” ihtimali soruldu. Özel, bu ihtimali “O zaman bakarız” diyerek cevaplandırdı, İmamoğlu ise “Misyon başka bir ismin etrafında ittifak kurularak devam eder” şeklinde cevaplandırdı.

“Çıkamama ihtimali”nin hem İmamoğlu’nun hem Özel – CHP yönetiminin üzerinde düşündüğü bir konu olduğu açık. İçerdekilere “terkedildik” kaygısı yaşatmama ve çözülmelere kapı aralamama adına Yargı operasyonunu göğüsleme temposu sürdürülecek belli ki. Kaldı ki bu süreç Özgür Özel’in “liderlik” yolculuğunu da olumlu anlamda besliyor.

“Çıkamama” ihtimali, kitlelerde ne ölçüde satın alınıyor, sorusuna gelince, ilginç olan şu ki hâlâ İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığında diğer adayların önünde gözüküyor.”

Ormanları yaktılar demek herkesi rahatlatıyor-Özgür Gürbüz (BirGün)

“İklim değişikliğini inkâr etmek mi kolay onu durdurmaya çalışmak mı? İnkâr etmek daha kolay çünkü iklim krizi yoksa aynı tas aynı hamam devam etmenin de mahsuru yok. Mücadeleye de hayatımızı değiştirmeye de gerek yok.

Orman yangınlarıyla ilgili söylemlerde de aynı motivasyonu görüyoruz. Veriler bize yangınların yüzde 90’ının insan eylemleriyle başladığını söylüyor. İletişimdeki özensizlik nedeniyle çoğu insan yangınları art niyetli insanların çıkardığını düşünüyor. Böyle olunca da ne ormanları ranta açan, iklimi değiştiren siyaset değişiyor ne de bizim siyasi ve bireysel tercihlerimiz.

İletişimdeki özensizliği de açayım. “Yüzde 90’ı insan kaynaklı” dediğimizde çoğu kişi bunu, ‘orman yangınlarının yüzde 90’ını insanlar yakıyor’ diye anlıyor. Halbuki iklim değişikliği kaynaklı sıcak hava dalgaları nemi azaltıyor, ortamı hazırlıyor, insan faaliyetleri yangını başlatıyor. Hangi insan faaliyetleri?

2024 yılında çıkan 3797 yangının yüzde 30’unun nedeni bulunamamış. Yüzde 7’ye yakını anız yakmadan, yüzde 6’sı avcılık ve çoban ateşinden, yüzde 2,7’si ise sigara izmaritinden çıkmış. Kasıtlı başlatılan yangınların oranı ise sigara izmaritine çok yakın; yüzde 3. Enerji tesisleri kaynaklı yangınların payı da avcılık kadar. Ormanların yanmasında anız yakma ve enerji kadar paya sahip olan avcılık ya da kasıtlı yangınlar kadar paya sahip sigara izmariti meselesinin gündeme gelmemesi garip değil mi?

Görüldüğü gibi işi bir ‘meczuba’ yükleyince sistemsel bir eleştiri ve değişiklik şansı kalmıyor. Herkesin de işine geliyor sanki bu durum. Avcılık eleştirisi yok, sigara izmaritlerinin gelişi güzel her yere atılması eleştirisi yok. Sistemsel eleştiri ise hiç yok. Çalışan ve ekipman yetersizliği, orman alanlarının tahribatı, enerji hatlarındaki bakımsızlık ve yangınların hazırlayıcısı iklim krizi gündem dışı. Öyle ya, insanlar bir bidon benzin alıp ormanları yakacak kadar kötüyse başka bir neden aramaya gerek var mı? Hükümeti de bireyleri de değişime zorlayacak toplumsal baskı yangınlardan önce suçu bir kişiye atarak söndürülüyor.”

Not: Başlıkları tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.

***

Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:

X

Bluesky

Facebook

Instagram

EtiketlendiMedya
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Önceki Makale Oval Ofis “mizanseni”
Sonraki Makale ‘Birleşik Avrupa Ordusu hayal’

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörGünlük

Schengen’de yeni sistem

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Bugünkü köşe yazıları

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

Gökyüzünden İHA yağıyor

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
GünlükManşet

“Menemen enflasyonu”

Medya Günlüğü
13 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?