Türkiye’de uzun süredir yaşanan kutuplaşma sadece toplumla sınırlı değil, herkesin çok iyi bildiği gibi medya da kalın çizgilerle bölünmüş durumda.
Bir televizyon kanalının ya da gazetenin siyasi görüşü olması Türkiye’ye özgü değil. Ama Türkiye ve Rusya gibi ülkelere özgü olan, o siyasi görüşün gazeteciliğin önüne geçmesi. Olması gereken önce herhangi bir konudaki haberi yorumsuz vermek, sonra yayın çizginize uygun olarak o haberi yorumlamak ve kararı izleyene, okuyana bırakmak.
Bizde olansa, haberle yorumun iç içe geçmesi ve kamuoyunun manipüle edilmesi. Bu durum hem iktidarı hem de muhalefeti destekleyen medya için geçerli.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun hafta içinde CHP’den AKP’ye geçmesi son günlerin en önemli siyasi olaylarının başında geliyor.
Muhalif medyanın, zaten çok önemli olan bu haberi iyice “köpürtmesi” bir yerde anlaşılır. (Gerçi bu olay o kadar kamuoyunun gözü önünde yaşandı ki yorum bile gerektirmiyor)
Ama garip olan konuyla ilgili haberleri veren muhabirlerin, spikerlerin muhalif politikacıların rolüne soyunması. Haberleri izlediğinizde gazeteciler değil de sanki muhalif partilerin sözcüleri konuşuyor. Maalesef bunu yapanların bazıları deneyimli gazeteci arkadaşlar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Çerçioğlu için “Topuklu Efe bugün topukları yağlamış” demesiyle bu deyim bir anda popüler oldu.
“Topukları yağlamak” gizlice hızla kaçmak, sıvışmak anlamına geliyor.
Özel bir politikacı, ister “topukları yağladı” der, isterse onun daha argo hali olan “topukladı” der.
Kendisini bağlar.
Ama ciddi bir televizyon kanalı tırnak içine almaya bile gerek görmeden “topukladı” diyemez.
Bu tür başlıklar muhalif seçmenin hoşuna gidebilir ama böyle gazetecilik olmaz.
Türkiye’de son 23 yılda yaşanan yıkımın bir gün düzelip düzelmeyeceği çok tartışılıyor.
Türkiye’yi bilemeyiz ama olağanüstü dejenere haldeki medyanın kesinlikle düzelmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Çünkü o gün geldiğinde medyada artık tek bir gerçek gazeteci bile kalmamış olacak.
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: