Rusya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Moskovskiy Komsomolets’in yazarı Mihail Rostovski, “Ukrayna ihtilafından kazançlı çıkacakların bir kısmı şu anda bile net bir şekilde belli. Bunlar, bir yandan kavganın uzağında kalmak için prensip kararı almış, diğer yandan güçlü baskılara rağmen bu pozisyonda kalmak için yeterli kaynaklara ve güvenlik marjına sahip ülkeler. Bu tür devletlerin en çarpıcı örneği Türkiye” diye yazdı.
Yazıda, Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Diğer ülkelerin (Moskova ile ilgili olarak) duygularını ve tutumlarını anlıyoruz. Ancak Rusya ile kanalları açık tutup iletişimi sürdürmemiz gerektiğine inanıyoruz. Herkes Rusya ile köprüleri yakarsa, onlarla kim konuşacak? Türkiye, Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmalı ve Moskova’nın güvenlik kaygılarını anlamaya çalışmalıdır” sözleri hatırlatılarak, “Ne kadar mantıklı ve dengeli. Rusların kulağı için ne güzel, Türkiye’nin kendisi için ne kadar yararlı sözler” yorumu yapıldı.
Devamında yazar, “Bu pozisyonu alan Erdoğan, siyasi sermayesini bariz biçimde artırdı. Önünde geniş diplomatik fırsatlar açıldı. Sosyal ve coğrafi olarak yakın olanlardan başka kim Moskova ve Kiev, Rusya ve Batı arasında bir aracı rolü için ciddi bir şekilde mücadele edebilir? Ayrıca Batılı şirketler gönüllü olarak siyasi yaptırımlarla çekildiğinde, Rusya’daki geniş ekonomik fırsatlardan Türk iş dünyasının yararlanmasını ve boşalan bir nişi işgal etmesini kim engelleyebilir?” diye sordu.
Türkiye ile Rusya arasında yakın tarihte yaşanan benzerliklere de dikkat çeken Rostovksi şöyle devam etti:
“Moskova gibi Ankara da 20. ve 21. yüzyılların başında bir siyasi şok yaşadı, ciddi bir şekilde Batı ile bütünleşmeye çalıştı, ancak izin verilmedi. Bizler, aynı derecede ağır yaralanmış ulusal gurura sahip iki güçlü Avrasya devletiyiz. Ama şimdi bir paradoks var: Rusya’nın ayaklar altına alınan stratejik itibarını yeniden tesis etme yönündeki kararlı girişimi, Türkiye için bir şans sağlıyor. Ancak küçük bir fark var. Dizlerinin üstünde ayağa kalkabilmek için Moskova devasa fedakarlıklar yapmak zorundaydı, daha da yapmak zorunda kalacak. Oysa Ankara’nın hiçbir şeyden ödün vermesine gerek yok. Sadece sabırla beklemesi, herkese tebessüm etmesi, herkese bilge sözler söylemesi, dünyanın güç merkezleri arasında zarafetle manevra yapması ve onların çelişkileri üzerinde oynaması gerekiyor.
Diğer yandan yazar, “büyük jeopolitik hırsları ve büyük jeopolitik iştahı olan bir lider” diye nitelediği Erdoğan için, “Ona özgürlük ve fırsat verin, eski Sovyet Orta Asya cumhuriyetlerine ve hatta Kırım’a ve diğer Rus topraklarına memnuniyetle pençesini atacaktır” diye de eleştiri getirdi.
(TürkRus.Com)