CHP’nin 2024 yerel seçimlerinde yakaladığı başarı, ardından izlediği politika ile yurttaş nezdindeki itibarının artması başta iktidar belirli çevrelerde rahatsızlığa yol açtı.
Bu çevreler CHP’deki bu yükselişi frenlemek amacıyla partiyi seçmen nezdinde itibarsızlaştırma, yıpratma politikası üzerinde yoğunlaştı. Bu politikanın çeşitli tezahürlerini görüyoruz. Fırtınalara, kuru gürültülere tanık oluyoruz.
CHP’li yerel yönetimleri baskı altına alma politikası ile başlayan ana muhalefet partisini itibarsızlaştırma süreci dolu dizgin devam ediyor. Bu politikaya iç ve dış kamuoyundan gösterilen tepkiler de umursanmıyor. Mütedeyyin iktidar yanlısı seçmenin bu tepkilerden etkilenmeyeceği düşünülüyor. Bölgede istikrarı önemseyen ve iktidarın sığınmacılar politikasına destek veren kimi dış güçlerin de “antidemokratik” gelişmeler karşısında sessiz kalacakları varsayılıyor.
CHP’yi baskı altında tutma, bunaltma politikasının son bir örneği de Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti başkanlığını delegelerin oylarıyla Özgür Özel’e devrettiği kurultayın gündeme taşınması vesilesiyle görüldü. İddialara göre bu kurultay öncesi kimi delegeler sağlanan maddi menfaatler sonucu oylamada tercihlerini Özel lehine kullanmış. Bu iddia sahipleri söz konusu kurultayın iptali ile partiyi yeni bir kurultaya götürecek bir kayyumun atanması görüşünü dile getiriyorlar. Kurultayın meşruluğunu ifade edenler ise bu tür talepleri reddediyorlar. TV’lerin haber kanallarında konu gece yarılarına kadar tartışılıyor, farklı farklı görüşler savunuluyor. Yargının ne karar vereceği merak ediliyor.
Bu tartışmaları izledikçe lobicilik faaliyetleri aklıma geldi. Türkiye dahil pek çok ülkenin ABD Kongresi’nin gündemine gelen ülkelerinin çıkarlarını ilgilendiren konularda Kongre üyelerini etkilemek amacıyla sürdürdükleri lobi çalışmalarını hatırladım. Lobicilik nedir, bilmeyenler için kısaca anlatayım…
Lobicilik, özel çıkarları temsil etmek ve etkilemek amacıyla yapılan faaliyetlerin bir toplamıdır. Genellikle şirketler, endüstri grupları, dernekler veya diğer örgütler, hükümet politikaları, yasalar ve düzenlemeler gibi konularla ilgili olarak lobi faaliyetlerinde bulunur. Lobicilik, bir grup veya kuruluşun çıkarlarını savunarak hükümet kararları üzerinde etkili olmaya çalışmayı içerir.
Lobicilik faaliyetleri genellikle hükümet yetkilileri, politikacılar, bürokratlar ve diğer ilgili kişilerle iletişim kurmayı içerir. Lobici, kendisini temsil ettiği grubun veya kuruluşun çıkarlarını savunmak, politika yapım sürecine katılmak, yasal düzenlemeler üzerinde etkide bulunmak veya hükümet politikalarının değiştirilmesini sağlamak için stratejiler geliştirir. Bunlar arasında kanun yapma sürecine katılmak, toplantılar düzenlemek, raporlar sunmak, görüş bildirmek, medya ilişkileri kurmak ve halka açık etkinlikler düzenlemek gibi faaliyetler bulunabilir.
Lobicilik, demokratik bir süreç olarak kabul edilir, çünkü farklı grupların ve çıkarların temsilcileri, hükümet politikalarının şekillenmesinde söz sahibi olabilir. Ancak bazı eleştiriler de mevcuttur. Lobicilik faaliyetleri bazen şeffaflık eksikliği veya kaynakların dengesiz dağılımı nedeniyle demokratik süreçleri etkileyebilir. Aynı zamanda, bazı grupların çıkarları diğer grupların çıkarlarının önüne geçebilir ve toplum genelinde adaletsizliklere yol açabilir.
Sonuç olarak, lobicilik, çeşitli grupların ve kuruluşların çıkarlarını savunmak ve etkilemek amacıyla yapılan faaliyetlerin bir parçasıdır. Bu faaliyetler, politika yapım sürecinde hükümet politikalarının şekillenmesinde rol oynar ve çeşitli etik ve demokratik tartışmalara neden olabilir.
Bu izahat çerçevesinde sorum şu:
Kurultaylarda delegelerin oylarını etkilemek amacıyla yapılan çalışmalar bir lobicilik faaliyeti olarak değerlendirilebilir mi?
Pek çok ülkenin ABD’de Kongre üyelerini etkilemek amacıyla sürdürdüğü çalışmalar ile CHP Kurultayı’nda yapıldığı ileri sürülen çalışmalar arasında bir farklılık var mıdır?
Keza seçimler öncesi seçmenlere kimi partilerce sağlandığı söylenen kimi maddi menfaatler neden hiç gündeme getirilmiyor? Bu yöndeki çalışmalar da lobicilik çalışması olarak değerlendirilebilir mi?
İlgili makamlar ve diğer ilgililer nasıl değerlendirirler bilemem ama bence CHP Kurultayı’nda delegeleri iknaya yönelik çalışmalar bir lobicilik çalışması olarak değerlendirilebilir. Demokratik bir süreç olarak kabul edilebilir.
Fotoğraf: ozgurozel.org
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları: