Kayınvalideye yapılan ihbar-Barış Pehlivan (Cumhuriyet)
“Tarafınıza cinsel istismar suçundan açılacak olan dosyanız işleme alınacaktır.“
Telefonunuza böyle bir mesaj gelse ne düşünürsünüz? Yargının işleyişine dair basit kuralları biliyorsanız öfkelenmek en doğal tavrınız olabilir. Peki, adliyeler hayatınıza uzak ve sadece haberlerde gördüğünüz binalardan ibaretse ne yaparsınız? Tahmin ediyorum.
Yalan yok, ilk bir okur mesajında gördüğümde çok dikkate almadım. Ancak ne zaman ki ihbarlar arttı, ben de avukat arkadaşlarıma sordum. Meğer, yeni bir dolandırıcılık yöntemi gün geçtikçe daha yaygın hale gelmiş.
Çark özetle şöyle işliyor.
Önce tanımadığınız bir cep telefonu numarasından mesaj alıyorsunuz. İçeriğin başında büyük harflerle “YASAL TAKİP UYARISI!” diye yazıyor. Hemen altında ise hakkınızda cinsel istismar suçundan bir dosya olduğu ve uzlaşma sürecinin sonuna gelindiği belirtiliyor. Ancak hemen sonraki cümlede bir çıkış yolu gösteriliyor: “Uzlaşma talebiniz var ise vakit kaybetmeksizin Av. Ayhan Kadir Sönmez ile WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.”
Mesaj bir tehditle bitiyor: “İşleme alınan dosyaların uzlaşma hakkı olmayacak olup, seri mahkeme kurularak mahkeme sürecine taşınacaktır.”
Bahşiş düzenlemesiyle herkes kazanır-Ali Saydam (Yeni Şafak)
“Konu dün ABD’nin de gündemindeydi… Trump, bahşiş ve fazla mesai gelirlerinden alınan vergilerin kalkacağını açıkladı…
Aynı konu, ülkemizdeki turizmciler ve yeme-içme sektörü tarafından uzun süredir çalışılıyordu… Geçen yaz TURYİD (Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri Derneği) Başkanı Kaya Demirer’in açıklamalarıyla kamuoyunun gündemine de girmişti: Kredi kartı ile bahşiş ödenmesi meselesi…
Özellikle müşterilerin hayatını kolaylaştıran bu uygulamanın, bahşişin, hizmeti veren kişinin eline kesintisiz ve hakkaniyete uygun biçimde geçmesi, bankaların pos cihazlarını ayarlamaları için yasal olarak düzenlenmesi gerekiyordu…
Bu arada İş Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile ilgili yönetmeliklerde değişiklik yapılması için hazırlıklar, öneriler tamamlanmış.
TURYİD ve Türes’in (Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği) imza attıkları bu çalışmada, başarılı sonuçlar elde etmenin yolunu gösteren ‘3İ modeli’ni (İstişare, İkna, İttifak) devreye aldıkları anlaşılıyor.”
İBB soruşturmalarının yarattığı kaygan zeminde neler oluyor?-Tolga Şardan (T24)
“Tartışma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik “üçüncü dalga” operasyonu sonrasında başladı.
İlk iki dosyayı İstanbul Emniyeti’yle yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, üçüncü dosyayı İstanbul İl Jandarma Komutanlığı üzerinden yakalamaya çevirmesi, tartışmanın odak noktası.
Polis yerine jandarma teşkilatının İBB’ye yönelik adli soruşturma sürecine dahil edilmesi, CHP Genel Merkezi başta olmak üzere muhalif cenahın eleştiri oklarının hedefinde.
Asıl konuya girmeden evvel, mevcut yasa hükümleri gereğince adli soruşturma veya soruşturmaları yürüten savcılıkların, dosya işlemleri sırasında hangi adli kolluk birimiyle çalışacağı konusunda bağımsız olduğunu belirteyim.
Aynı yasalara göre polis, jandarma, sahil güvenlik ve gümrük teşkilatları, adli kolluk görevini yürütüyor.
Savcılıklar, hazırlık soruşturmalarını dosyanın içeriği, sorumluluk bölgesi ve konumuna göre bu adli kolluk birimleriyle yürütür, sonuca bağlar.
Kimi zaman da adli kolluktaki iş yükü veya farklı gerekçeler söz konusu olduğunda savcılıklar, normalde çalışacakları adli kolluk yerine diğerini tercih edebilir.
Bu aşamada herhangi bir yasal sorun ortaya çıkmaz.
Ancak konunun merkezinde İBB soruşturmaları olunca, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın üçüncü dosyayı daha önce olduğu gibi polisle çalışmak yerine bu kez jandarmayı tercih etmesi dikkati çekti, doğal olarak.
Bir not daha ekleyim; İstanbul dışında 80 kentte savcılıklar, büyük çoğunlukla mülki idaredeki merkez ilçe/dış ilçe ayrımına göre sorumluluk bölgesindeki adli kolluk birimleriyle çalışmayı tercih eder.”
Medya nükleer savaş çıkarır mı? Çıkarmadı ama şimdilik-Fehmi Koru (Karar)
“Gazetelerde okuduğunuz, televizyon kanallarında karşınıza çıkan her habere inanmayınız; hatta aynı haber birkaç gazete ve TV’de yayımlanmış olsa da…
İlişkilerin ara sıra sertleştiği iki komşu ülke olan Pakistan ile Hindistan, her zaman patlamaya hazır bomba görüntüsündeki Keşmir ihtilafı yüzünden yine çatışmacı bir ortama girdi.
Her iki ülke ‘nükleer‘ birer güç oldukları için, çatışmalarının korkunç sonuçlar doğurması mümkün ve bu sebeple o bölgeden gelen haberler dünyanın başka ülkelerinde de tetikte durmayı gerektiriyor.
[Stokholm’daki silahlanma faaliyetlerini yakından izleyen kurumun (SIPRI) verilerine göre, Hindistan ve Pakistan’ın her birinde 170 atom bombası bulunuyor.]
Donald Trump’ın ABD’ye başkan seçilmesinin dünya coğrafyasındaki ihtilaflı bölgeler üzerinde böyle bir etkisi var: En ufak vesile bile çatışmalara yol açabiliyor…
Rusya ve Çin de ihtilafları kendi çıkarlarına kullanmak üzere kenarda hazır bekliyorlar.”
Reel sektörde güven erozyonu sürüyor-Naki Bakır (Dünya)
“İçeride ve dışarıda yaşanan şok gelişmelerin ekonomide kırılganlığa zirve yaptırdığı nisan ayına damgasını vuran sektörel güven kayıpları mayısta hizmetler, perakende ticaret ve inşaatta yerini kısmî toparlanmaya bıraktı. En stratejik sektör olan ve parasal sıkılaştırma önlemleri ile özellikle faizlerin yüksek düzeyinden en fazla olumsuz etkilenen imalat sanayiinde ise güven erozyonu aynı hızla devam etti.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sektör bazında cironun yüzde 70’ini gerçekleştiren girişimleri kapsayan hizmet, ticaret ve inşaat sektörü güven endeksleri mayıs ayında mevsimsellikten arındırıldığında inşaat sektöründe yüzde 3,9 artışla 88,4’e, hizmetlerde yüzde 0,9 artışla 110,5’e ve perakende ticarette yüzde 0,6 oranında artışla 111,2’ye çıktı. 100’ün üzerinde olması “iyimser”, altında olması “kötümser” durumu yansıtan endeksler, bu ayki artışlara rağmen mart ayı düzeylerine gelemedi. Güven endeksleri nisanda önceki aya göre hizmetler sektöründe de yüzde 4,3 düşüşle 109,5’e, perakende ticaret sektöründe yüzde 2,5 düşüşle 110,6’ya ve inşaat sektöründe de yüzde 4,2 düşüşle 85,1’e inmişti.
Mayıs ayındaki gelişmelerle birlikte güven endeksleri bir yıl önceki düzeylerinin de hizmet sektöründe yüzde 5,6 ve perakende ticarette yüzde 0,4 altında kaldı. İnşaat sektörünün güven düzeyi ise bir yıl öncekinin sadece yüzde 0,1 üzerinde oluştu.”
***
Medya Günlüğü sosyal medya hesapları:
