ABD’nin başkenti Washington’da Pazartesi günü (TSİ 20.00) yapılacak yemin töreniyle Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki ikinci dönemi resmen başlayacak.
Dünyanın merakla ama aynı zamanda kısmen endişeyle beklediği yeni dönem Trump açısından tarihi bir dönüş anlamına geliyor. ABD tarihinde Trump’tan önce başkanlık seçimini kaybettikten bir dönem sonra yeniden seçilen tek kişi Grover Cleveland. Böylece, Cleveland’ın 1892 yılında elde ettiği başarıyı 133 yıl sonra Trump tekrarlamış oldu.
“Öngörülemez bir lider” olarak nitelenen Trump’ın hem içeride hem de dışarıda izleyeceği politikalar merak ediliyor.
Dış politikada gözlerin çevrildiği konuların başında Çin’le ilişkiler ve Rusya-Ukrayna savaşı geliyor.
Trump kampanya döneminde savaşı 24 saatte bitirebileceğini iddia etmişti. Ama şimdi barış için altı aylık bir süreçten söz ediliyor.
Rusya Trump’ın yemin törenine heyet göndermese de iki ülke liderlerinin yakın bir gelecekte masaya oturması bekleniyor. ABD ile Rusya arasında yeniden yakınlaşmayı başlatabilecek bu görüşme Ukrayna tarafında kaygı yaratıyor. Ukraynalı yetkililer açıkça dile getirmese de Trump’ın silah yardımını keserek bir ateşkes anlaşmasına zorlanmaktan endişe ediyor.
Önce ne yapacak?
DW Türkçe‘de yer alan habere göre ise Trump, iç politika kararlarıyla seçmenlere işin ehli olduğunu, dış politikaya ilişkin kararlarıyla da dünyaya Amerika’nın gücünü göstermek isteyecek.
Vaatlerini hızla hayata geçirmek için işe başkanlık kararnameleriyle başlayacak. Hatta yemin eder etmez imzalaması için çok sayıda kararname taslağının hazırlandığı açıklandı.
Trump da 8 Aralık’ta verdiği bir mülakatta ilk olarak imzalayacağı kararnamelerin bir çoğunun ekonomi, enerji ve göçün sınırlandırılması hedefiyle Meksika sınırının güçlendirilmesiyle ilgili olduğunu söyledi.
ABD başkanları ulusal güvenlik, dış politika ve düzenleyici mevzuat gibi geniş bir alanı kapsayan konularda ABD Kongresi’ni baypas eden başkanlık kararnameleri imzalayabiliyor.
Ancak Pennsylvania’daki Penn State Harrisburg Üniversitesi öğretim üyesi Dan Mallinson, başkanlık kararnamelerinin her şeyi kapsayan bir yetki olmadığına, yalnızca yürütme organının eylemlerini yönlendirmek için kullanılabileceğine dikkat çekiyor.
DW’ye konuşan kamu yönetim uzmanı Mallinson, bu yetkilerin Trump’ın “sınır kapatma sözünü” kapsayacak şekilde geniş kapsamlı olabileceğini söylemekle birlikte, “Ama diğer başkanlık kararnameleri ağır federal kural koyma süreçlerini başlatıyor ve bu süreçler yıllar alabiliyor” dedi.
Düzensiz göç
Trump siyaset sahnesinde ilk boy gösterdiği an itibarıyla ülkesinin Meksika ile sınırına, ABD’ye ulaşmak için bu sınırı geçen göçmenlere odaklanmıştı.
Hatta ilk başkanlık döneminde ABD’nin Meksika ile sınırına inşa ettirdiği duvarı tamamlamayı hedeflemiş, bunun parasını da Meksika’ya ödetmek istemişti.
Donald Trump’ın dört yıl aradan sonra yeniden başkan seçilmesinde de yine düzensiz göçü durduma, ABD’de yasa dışı olarak bulunanları kitlesel sınır dışı etme vaadi ve çağrıları rol oynadı.
Trump’ın, sığınmacıların talepleri değerlendirilirken Meksika’da beklemelerini öngören “Meksika’da kal” politikasını yeniden canlandırması muhtemel. Sınır dışı kararlarını hayata geçirmek için önce yasa dışı olarak ülkede bulunan suçlulara odaklanacağı, ardından diğer belgesiz göçmenlere yöneleceği belirtiliyor.
Ancak bu konuda Trump başkanlık kararnamesi imzalasa bile planını hayata geçirmesi kolay olmayacak, zaman alacak. Üstelik bu planlarına muhtemel hukuki itirazlar, onu yasal sınamalarla da karşı karşıya getirecek.
Bu arada Donald Trump, düzensiz göçle mücadelenin yanı sıra ABD’ye yasal yollardan göçü de yine frenlemeye çalışacak. Çalışma izni, yeşil kart ve vize almayı zorlaştırmak ve daha pahalı hale getirmek gibi adımlarla yasal göçü yavaşlatması muhtemel.
Bu durum ABD’ye nitelikli iş gücünün gidişini olduğu kadar, üniversiteyi Amerika’da okumak isteyen öğrencileri de etkileyebilir.
Trump, ayrıca ABD’de doğanlara vatandaşlık verilmesine de son vermek istediğini, bunu başkanlığının ilk günü için bir öncelik olarak gördüğünü açıkladı. Donald Trump Aralık ayında verdiği bir röportajda, “Buna son vereceğiz çünkü bu çok saçma” demiş, bu değişikliği mümkünse bir başkanlık kararnamesi ile yapmak istediğini söylemişti. Ama ABD topraklarında doğan herkesin Amerikan vatandaşı olabileceğini öngören ilke anayasada yer aldığı için bu o kadar da kolay olmayabilir.
Baskıncılarına af
Donald Trump, ABD başkanına federal suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme veya hapis cezalarını sonlandırma yetkisi veren başkanlık affını ilk günden kullanılabilir.
Trump, 6 Ocak 2021’de ABD Kongresini basmaktan hüküm giyen yüzlerce kişinin çoğunu affedebileceğini “Büyük olasılıkla bunu çok hızlı yapacağım” diyerek açıkça söyledi, hatta bunun başkanlığının ilk gününün öncelikleri arasında yer aldığını da dile getirdi.
Peki Trump af yetkisini kendi federal suçluları için de kullanmaya çalışır mı? İşte bu sorunun yanıtı henüz bilinmiyor.
Donald Trump’ın göreve başladığı ilk günlerde neler yapmayı planladığını yalnızca kendisi ve ekibi biliyor.
Ama istediklerini gerçekleştirmek için çok hızlı hareket etmesi gerekecek. Çünkü iki yıl sonra ara seçimler var ve Cumhuriyetçiler bu ara seçimlerde Senato veya Temsilciler Meclisi’ndeki çoğunluğu kaybedebilirler.
Başkanların göreve yetki ve siyasi sermaye ile başladıklarına ancak bunların zaman içerisinde hızla azaldığına işaret eden Mallinson, “2028’de tekrar aday olamayacağı için Trump yapmak istediği her şeyi tek dönemde gerçekleştirmek zorunda” diyor.