Artık bazı taraftarların akıl sağlığı yerinde olmayan yardıma muhtaç insanlar olduğundan eminim.
Bu insanlar futbol üzerinden sanal bir dünya kurup o dünyada mutlu oluyorlar. “En çok ben dövdüm, en akıllı benim oyuncum, en pahalı futbolcu bende…” Asla olamadıkları “en”leri futbol üzerinden elde etmeye çalışıyorlar. Gerçek yaşamda başaramadıklarını başkalarında görünce de nefret kusmaya başlıyorlar.
Bir grup insan da var ki bu zavallıları sömürüyor. Kimi sosyal medyada bunları peşine takıp bahis reklamından köşeyi dönüyor, kimi medyada salak yerine koyup cebini dolduruyor, kimi de bu hastalıklı tipleri kamuoyu oluşturup komisyon cukkalamak için kullanıyor.
Bu adamlar çok değiller ama aktifler bu yüzden hastalıklı fikirleri hızla yayılıyor. Çünkü bu nefret ticareti ve eziklik psikolojisinden kurtulma isteği onları uyuşturucu bağımlısı gibi futbola ve sosyal medyaya çekiyor.
Ama asıl sorun onlar da değil, asıl sorun olayları çok da takip etmeyen ama futbolla ilgilenen taraftarlar. Bu kişilere taraftar jargonunda “follower” yani takipçi deniyor, aktif değiller ama pasif de değiller. İşte bu ortada kalma durumu onları akıl sağlığı bozuk sosyopatların hedef kitlesi yapıyor çünkü detaylara hakim değiller.
Fenerbahçe son 15 yılda transfer nedeniyle belki 1-2 tane şampiyonluk kaçırmıştır, çoğunluğu çalınmıştır.
Geçen sene de Fred sakatlanıp yerine oynayacak futbolcu olmadığı için değil, taraflı yönetimler yüzünden şampiyonluktan edilmiştir.
Euro 2024, Avrupa maçları, transferler, kartlar hepsi bunları teyit eden delillerle doludur.
Sonuç olarak; bu akıl sağlığı bozuk psikopatları kurtarmak mümkün değil; onlar için çare yok. Ama siz yarı aktif Fenerbahçe taraftarları, size çok iş düşüyor, sosyal medyada psikopatların, medyada ise nefret taciri ve komisyoncu gazetecilerin peşine takılmayın. Maçınızı seyredin, tekrarını izleyin, FBTV izleyin, Avrupa’daki maçları izleyin ama sizin kanınızdan beslenen bu vampirlere uymayın.