Ukrayna’nın 6 Ağustos’ta Rusya sınırını geçerek Kursk bölgesine başlattığı saldırı, Suca kentindeki gaz giriş merkezi ile bölgede bulunan nükleer enerji santrali (NGS) nedeniyle enerji piyasalarını etkilerken bazı endişelere de neden oldu.
Rus gazının Ukrayna üzerinden Avrupa Birliği’ne (AB) tek giriş noktası ve AB’nin gaz ihracatının yarısının geçtiği Suca’dan günlük 42 milyon metreküp, yıllık 14,65 milyar metreküp akış gerçekleşiyor. Sovyetler Birliği döneminde inşa edilen Urengoy-Pomariy-Uzgorod boru hattının Batı Sibirya’dan getirdiği gazı Slovakya üzerinden Macaristan, Çekya ve Avusturya’ya taşıyan bu güzergah transitinde ufak bir aksama fiyatlarda yükselişe yol açıyor.
Kentin şu an Ukrayna ordusunun kontrolünde olması ve çevresinde çatışmaların sürmesi, gaz akışının kesilmesi durumunda ne olacağı sorusunu da beraberinde getiriyor.
Gazprom şu ana kadar gaz ölçüm istasyonunun da bulunduğu kentteki gaz giriş merkezinde herhangi bir tahribat olmadığını ve gaz akışının sorunsuz bir şekilde devam ettiğini bildiriyor. Bununla birlikte Hollanda merkezli sanal doğal gaz ticaret noktası TTF’de eylül vadeli kontratlarda 1 MWh gazın fiyatı 6 Ağustos kapanışında 36,7 euro olurken çatışmaların yoğunlaşmasıyla hafta boyunca fiyatlar artış eğilimine girdi. Haftayı MWh başına 40,4 euro’yla kapatan gaz fiyatları bir önceki haftaya göre yüzde 10 artışla son sekiz ayın en yüksek seviyesini gördü.
Kursk bölgesindeki NGS ise bir başka endişe kaynağı durumunda.
Rosatom Başkanı Aleksey Lihaçov, Birleşmiş Milletler’in (BM) nükleer gözlemcisine, Kursk’taki Ukrayna ordusunun bu bölgede bulunan NGS için “doğrudan tehdit” oluşturduğunu söyledi. Lihaçov, Uluslararası Atom Enerjisi (UAEA) ile yaptığı telefon görüşmesinde de “Şu anda Ukrayna ordusunun NGS’ye yönelik provokasyon ve gerçek bir saldırı tehlikesi var. Mevcut durum yalnızca NGS’nin işleyişini olumsuz etkilemekle kalmıyor, UAEA Başkanı’nın 2022’de formüle ettiği ‘nükleer güvenlik’ varsayımlarını da doğrudan tehlikeye atıyor. Bu da bir bütün olarak nükleer enerji endüstrisine olan güveni baltalıyor” dedi. Son olarak Lihaçov, perşembe düşürülen füzelerin kalıntılarının, radyoaktif atık işleme kompleksinin çevresi de dahil olmak üzere tesisin yakınlarında bulunduğu uyarısını yaptı. Cuma akşamı, istasyona yakın Kurçatov kentindeki bir trafo merkezinin de devre dışı kaldığı ve kentin elektriklerinin kesildiği belirtildi.
PETROTURK’e özel görüşlerini ileten Enerji Uzmanı Aydın Sezer, Ukrayna’nın Kursk’a yönelik saldırısının düzenli ordu saldırısı olmadığının altını çizerek şunları söyledi:
“Burada Ukrayna üzerinden Avrupa’ya giden doğal gaz boru hatlarının ölçüm istasyonu ve ayrıca Kursk yakınlarında bir de büyük NGS var, doğru. Bu saldırının amacının ilk günlerde bu enerji tesislerine yönelik olabileceği yorumları yapıldı. Zaten ilk gün bu nedenle de Avrupa’da doğal gaz fiyatlarında artış gündeme geldi. Ancak unutulmaması gereken nokta şu ki doğal gaz boru hattı Ukrayna üzerinden geçiyor ve Avrupa’ya gidiyor. Yıl sonuna kadar da Ukrayna’nın bu konuda taahhütleri söz konusu. Bu nedenle ben bu saldırı girişiminin direkt enerji tesislerine yönelik bir sabotaj olduğunu düşünmüyorum.”
“Üzerinde durulması gereken nokta, Ukrayna’nın nihayet Batı’nın sağladığı askeri yardımlara ve desteğe dayanarak Rusya topraklarında da bir saldırı gerçekleştirebileceğini göstermesi” diyerek sözlerini sürdüren Sezer, bu saldırıyla askeri yardım yapan ülkelerin kamuoylarına bir mesaj verildiğini aktardı.
Sezer, yaşanan gelişmelerin Moskova açısından sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
“Saldırının imaj ve prestij açısından da Rusya’yı yaralamak ya da Rusya’ya zarar vermek sonucunu doğurduğunu söyleyebiliriz. Bu saldırının Batı’nın baskısı altında müzakere masasına oturtulmaya çalışılan Zelenski’nin müzakere masasında elini daha da güçlendirme çabası olarak da görebiliriz. Ancak Putin bugün yaptığı açıklamalarla bu şekildeki sabotaj ve terörist saldırılardan sonra Ukrayna’yla müzakere masasında oturup konuşacak bir şeyleri olmadığını da söyledi. Şu ana kadar Rusya sınırından yaklaşık 12 km derinliğe kadar ulaşan Ukrayna birliklerinin çoğu imha edilmiş olmakla birlikte yer yer, zaman zaman hala saldırıların devam ettiğini söylemek mümkün. Tabii böyle bir güçle, düzenli ordu mantığı ve taktiğiyle savaşmanın da güçlüğü ayrıca ortada. Sonuç ya da değerlendirme her ne olursa olsun Ukrayna’nın Kursk saldırısı Rusya’ya ve Putin’e, Putin’in imajına ciddi ölçüde zarar verdi diyebiliriz.”
OME Hidrokarbonlar Direktörü Sohbet Karbuz da, Kursk saldırısının ardından gaz fiyatlarının yüzde 10 artış gösterdiğine dikkat çekerek “Endişelere rağmen gaz akışının devam ettiği belirtiliyor. Herhalde olası bir tahribat veya ‘kaza’ yüzünden her iki taraf da suçlu görünmek istemiyor. Aslına bakılırsa gaz akışı büyük bir olasılıkla aralık ayı sonunda zaten duracak. Bunun birkaç ülke dışında Avrupa çapında büyük bir etkisi de olmayacak” dedi.
Bununla birlikte Avrupa gaz talebindeki düşüşün devam ettiğine işaret eden Sohbet Karbuz, şunları söyledi:
“Ağustos ayı Avrupa gaz talebinin en düşük olduğu ay. Yani gaz talebinde dibin dibinde olduğu bir zamandayız. Stoklardaki doluluk oranı yüzde 86 civarında. Arz cephesinde ise gerek LNG gerekse Norveç gazında bir sorun yaşanmıyor. Dolayısıyla talebin karşılanması konusunda fiziki olarak bir sıkıntı yok. Ancak piyasadaki aktörlerin beklenti ve endişelerini etkileyen haber akışına bağlı olarak Avrupa gaz fiyatlarında sert değişimler gözlemlemeye devam edebiliriz.”