Savaşın başlamasından bu yana geçen iki buçuk yılda Rus topraklarında düzenlediği ilk büyük saldırıyla Ukrayna’nın ne elde etmek istediği konusunda değişik teoriler var.
Ukrayna birliklerinin 6 Ağustos’ta sınırı geçerek Kursk bölgesine girmesi önce, geçmişte benzerleri görülen küçük grupların “vurkaç” saldırısı olarak algılandı. Ardından Rus yetkililer bunun küçük bir operasyon olmadığını kabul eden ama neredeyse bine yakın Ukraynalı askerin öldürüldüğünü ve saldırının püskürtüldüğünü öne süren açıklamalar yaptı. Ancak bugün gelinen noktada, Ukrayna saldırısına aslında 20 bin civarında askerin katıldığı, 70 civarında yerleşim biriminin ele geçirildiği ortaya çıktı. Ukraynalı askeri yetkililer bin kilometrekare büyüklüğündeki Rus toprağını kontrol ettiklerini ileri sürüyor. Batılı uzmanlar ise, Ukrayna birliklerinin yaklaşık 800 kilometrekarelik bir alanda ilerlediğini ancak buraların tamamını kontrolleri altına aldıklarının kuşkulu olduğunu söylüyor.
Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, saldırının taktik ve moral açısından şimdiden başarılı olduğunu söylemek mümkün. Saldırıya hazırlıksız yakalanan Rusya’nın büyük bir sorunla karşı karşıya kaldığını kanıtlayan iki önemli veri var: Devlet Başkanı Vladimir Putin’in konuyla ilgili açıklama yapma gereği hissetmesi ve iktidarın kontrolü altında bulunan ana akım medyanın bile Kursk’taki duruma ilişkin haberlere yer vermesi.
Ukrayna’nın kalıcı olması zor görünen baskınla ne elde etmek istediği konusunda çeşitli spekülasyonlar yapılıyor.
İddialardan biri hedefin, son dönemde cephede gerileyen ve sıkışan Ukrayna ordusunun nefes almasını sağlamak olduğu yönünde. Bu teoride haklılık payı olabilir çünkü şu anda Rusya açısından Ukrayna’nın doğusundaki saldırılardan çok topraklarını savunmak daha acil bir konu. Zaten Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki birliklerini kaydırmaya başladığı yolunda haberler var.
Bir başka görüşe göre, Ukrayna sürpriz eylemle hem topluma ve orduya moral vermek hem de Batılı müttefiklerine hâlâ savaşabilecek güçte olduğunu kanıtlamak istedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, amaçlarının Ukrayna’ya saldıran Rus mevzilerinin yok edilmesi olduğunu, ayrıca Moskova’yı barışa zorlamak istediklerini söyledi.
Ukrayna’nın ele geçirdiği Rus bölgelerini, Moskova’nın Ukrayna’nın doğusunda yaptığı gibi, ilhak etme planından söz edenler de var. Ancak sürpriz baskının şokunu atlattıktan sonra Rusya’nın topraklarını yeniden ele geçirmek için bütün gücüyle saldırıya geçeceğinden kuşku duyan yok. Dolayısıyla, eğer amaç pazarlık masasında koz elde etmekse bunun gerçekleşmesi zor görünüyor.
Başlıktaki sorunun yanıtı belki de saldırının zamanlamasında gizli. Ukrayna cephede gerilediği, Batılı müttefiklerinin yardım etmekten yorulduğu, toplumda bedeli toprak kaybı olsa bile Rusya ile barış anlaşması yapmak isteyenlerin sayısının arttığı bir dönemde saldırıya geçti.
Bu açıdan bakıldığında strateji ne olursa olsun, taktik açıdan başarıya ulaşıldığını varsaymak mümkün. Diğer yandan, savaşın tümüyle kontrolü altında devam ettiğini ileri süren Rus tezi de boşa çıkmış oluyor.
Böylece, köşeye sıkışan Ukrayna’nın istemediği bir barış anlaşmasını çok yakında imzalamak zorunda kalacağı ve savaşın bitmesinin an meselesi olduğunu düşünenler de haksız çıktı.
Fotoğraf: Ukrayna Devlet Başkanlığı
İlgili haber:
https://medyagunlugu.com/putinin-cani-sikildi/