Fransızcanın İngiltere’deki hakimiyeti 13 Ekim 1362 tarihinde sonlandı ve İngilizce resmi dil değil ama ulusal dili olarak benimsendi.
İşte o günden bu yana, İngilizce dünyayı ele geçirmeye devam ediyor ve 13 Ekim “Ulusal İngiliz Dili Günü” etkinliği olarak kutlanıyor.
İngilizce dünyada en çok konuşulan ana dil değilse de ikinci dil olarak en çok öğrenilen ve konuşulan dildir. 60 kadar ülkenin resmi ve ulusal dili olan İngilizce, farklı coğrafyalardan insanlar arasındaki birincil iletişim dili olarak konumunu giderek daha da sağlamlaştırmakta.
Bilimsel makalelerin çoğu İngilizce olarak yayınlanmakta. Web sitelerinin yarıya yakını bu dilde yayınlandığından, İnternetin de ana dilinin İngilizce oldu denebilir. Kendi dilimizde bulamadığımız bilimsel yayınlara İngilizcemiz (veya çeviri programları) yardımıyla erişim sağlayabiliyoruz.
Sinema sektörünün kalbi Hollywood’da üretilen filmler yalnız Amerika’da değil tüm dünyada izleniyor. Bu durum, Amerikan kültürü ve sözde Amerikan değerleri ile birlikte İngilizcenin yayılmasına güçlü bir katkıda bulunuyor.
İngilizce, turizm endüstrisinin de asal dili olarak uluslararası gezi iletişimin bariyerlerinin esnemesine yardımcı olmuştur. Dalyan’ın tertemiz bir butik otellerinden birinde Alman, İtalyan, Lübnanlı ve Rus tatilcilerin İngilizce olarak selamlaştıklarını bizzat gördüm.
Öte yandan, kralı ya da kraliçeyi sevsek de sevmesek de İngilizcenin küresel pazardaki önemi yadsınamaz. İngilizce, Birleşik Krallık ve ABD’nin art arda dünyanın finans ve ticaret merkezleri haline gelmesiyle uluslararası ticaretin popüler dili oldu. Bugün hâlâ bir numaralı küresel iş dili ve öyle kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yalnız Batı Avrupa’da değil, Japonya ve Güney Kore gibi uzak coğrafyalarda da müfredatın önemli bir parçası. Çin’de on milyonlarca kişi İngilizce öğrenmek için adeta çırpınıyor. İş ilanlarındaki taleplere bakıldığında, İngilizce bilmenin dünyanın herhangi bir yerinde işe alımda seçilmeyi kolaylaştırdığı anlaşılıyor.
En yaygın dillerden biri olması nedeniyle genellikle kolay bir dil olarak algılansa da, durum pek de öyle değildir. İngilizce öğrenmek bir Hollandalı Alman, Fransız ve hatta bir İranlı için çok kolay olabilir, sonuçta bunlar aynı Hint-Avrupa ata dilden kök almış dillerdir.
İngilizcedeki söz diziminin Türkçedekinin tersi olması, kural dışılığın fazla olması ve sesli harf kombinasyonlarının karmaşık okunuşu olması işi elbette biraz zorlaştırmakta. Bilindiği üzere, Türkçe cümleler özne+nesne+fiil kalıbıyla kurulurken, İngilizcede bu kalıp özne+fiil+nesne şeklindedir. Bir dilin kolaylığı ya da zorluğu tümüyle kişiden kişiye ve onun kültürel arka planına göre değişir.
Bununla birlikte Oxford Sözlüğü’ne her yıl yaklaşık 1.000 yeni kelimenin eklenmesi İngilizcenin esnek bir yapıya sahip olduğunu göstermek için yeterli bir bulgudur. İngilizcenin esnek ve uyumlaşıcı bir doğası olması, ana dili İngilizce olmayan toplumlar tarafından benimsenmesini kolaylaştırmakta. Böylelikle yerel dil ile kaynaştırılan İngilizceden kırma dil uyarlamaları türetilmiş oluyor.
Örneğin, İngilizcenin Fransızca ile kırılmış haline Frangelish denir. 500’den fazla dile sahip olan Nijerya’da konuşulan kırma İngilizceye Ninglish, Mandarince kırmasına Manglish, Singapur ve çevresinde konuşulan kırma dile ise Singlish denmekte. Hintçe ile kırılan İngilizceye Hinglish, Jamaika kırmasına ise Jamerican English deniliyor.
Bazı dilcilerin savunduğu gibi, Çincenin önümüzdeki 20-25 yıl içinde İngilizcenin yerini alabileceği görüşüne asla katılmam. Öncelikle Çincenin birinci derecede yayılma potansiyeli bulunan Asya’nın hiçbir bölgesinde sevilmediğini biliyoruz.
Çincenin dünyanın önde gelen dili olma şansının sıfıra yakın olmasının bir numaralı nedeni, bu dilin zorluğudur. Buna karşın, gelecekte İngilizcenin yerini başka bir majör dilin değil, hızla gelişen anlık çeviri programlarının alacağını düşünüyorum.
İngilizler İngilizcenin “global dil” tahtı sallansın istemediklerinden dillerini yapay zeka tarafından daha kolay çevrilebilmesi için bazı yenilikler düşünüyor. Örneğin, çok yakında geniş zaman (simple present tense) üçüncü tekil kişi fiil çekimlerinde sondaki “S” takısı kalkabilir, ayrıca “He” ile “She” yerine “Ze” kullanılabilir.
halilocakli@yahoo.com