Mentor
İnsanlar tek bir nedenden dolayı takım tutmuyor, genellikle taraftarlık motivasyonu farklı nedenlerden oluşuyor. Kendini takım kimliği ile özdeşleştirme, başarı ve güç arayışı en temel motivasyonları oluşturuyor. Bir de genellikle gerçek yaşamda elde edilememiş yoksunluk duygusunun tatmin edilmesi öne çıkıyor.
İşte tam da burada Fenerbahçe ile rakipleri arasındaki fark ortaya çıkıyor. Fenerbahçe’nin genel taraftar profili gerçek yaşamda elde edemediği başarı ve gücü taraftarlık aracılığı ile ikame etmeye çalışan bir taraftar grubu değil, çoğunlukla Fenerbahçe’de taraftarlar kendinden bir şeyler buluyor: Kimi Atatürk, kimi milliyetçilik, kimi dikbaşlılık kimi saygı, kimi adalet. Ama diğer takımlarda durum genelde böyle değil, onlar daha çok gerçek yaşamda elde edilemeyen güç ve başarının taraftarlık aracılığı ile kendilerine verilmesini istiyor.
Bu farklı motivasyonlar doğal olarak çatışıyor çünkü Fenerbahçe’nin çok yüksek bağlılığa sahip taraftarı var ve bu onu her rekabette bir adım öne çıkarıyor. Rakip taraftarlar içinse Fenerbahçe aradıkları teselli ile aralarında duran şey. Fenerbahçe’nin rekabette doğasından kaynaklanan gücü ve avantajı rakiplerin teselli arayışları ile araya giriyor ve “büyük düşman” konumuna geliyor. Önce birlikte Fenerbahçe’yi yok etmeye çalışıyorlar, olmayınca spor dışı Fetö, derin devlet, siyaset gibi kavramları işin içine sokuyorlar, o da olmayınca bel altı vurmalar başlıyor. Çünkü Fenerbahçe öyle bir güç ki almayı istediğiniz, bağımlısı olduğunuz şeyle her zaman aranızda duruyor ve kontrolü kaybediyorsunuz.
Bunları niye yazdım?
“Rekabet” diye engelsiz bir sporcunun üzüntüsünden bir güç, başarı ve aşağılama devşirecek kadar aşağılık ve alçak olunabildiğini gördüm.
Eğer yukarıda yazdıklarım doğru olmasa, Fenerbahçe nefreti bu kadar gözleri kör etmese, Fenerbahçe kompleksi kişiliklerde bu denli yara açmasa, insan bu kadar adileşip bu kadar ucuzlayabilir mi? Vicdanı olmayan diğer insanların acısından sevinç devşiren birinin sporda yeri olmamalı ama var.
Kısaca şunu söylemek istiyorum: Fenerbahçe’nin düşmanı çok kendi içinde bile düşmanı çok ve rakiplerin çaresizliği onları engelsiz bir sporcunun üzüntüsünü bayraklaştıracak kadar alçaltıyor ki bu bayağılaşma ve kirlenme giderek daha berbat oluyor. Çünkü ortak düşman Fenerbahçe ve yenilmez olunca onlara tek yol siyaset desteği ile Federasyon’u manipüle etmek, Fenerbahçe’den kuyruk acısı olduğu için her türlü ahlaki ve vicdani değeri bir kenara bırakıp gazeteci görünümlü tetikçi beslemek kalıyor ki bundan sonra daha da berbat olacak. O yüzden Fenerbahçe’ye sahip çıkmalıyız, o ihtiyaç bugün her günden daha fazla.