Pazar, 8 Haz 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Zaman ve insan

İlhan İlmenöz
Son güncelleme: 19 Temmuz 2024 00:10
İlhan İlmenöz
Paylaş
Paylaş

Demokrat Parti bağış etkinliklerinin önde gelen isimlerinden Amerikalı ünlü aktör George Clooney, ABD Başkanı Joe Biden’a adaylıktan çekilmesi çağrısında bulunmuş.

Biden’ı bir başkan olarak, bir arkadaş olarak sevdiğini ve karakterine güvendiğini söyleyen Clooney, Biden’ın son dört yılda birçok savaşı kazandığını, ancak “kazanamayacağı tek savaşın zamana karşı savaş olduğunu” ifade etmiş.

Açıkçası Clooney de, Biden da beni çok ilgilendirmiyor. Ancak Clooney bir şeyi çok doğru söylemiş; insanoğlunun kazanamayacağı tek savaşın zamana karşı savaş olduğu gerçekten çok doğru. Yaş ilerledikçe insan bunu daha iyi anlıyor.

Zaman, ne kadar göreceli bir kavram değil mi? Bazen bir ömür gibi  geçmek bilmeyen dakikalar, bazen birkaç dakika gibi geçen bir ömür…

“Göreceli kavram” dediğimiz zamanın en kötü özelliği ise durdurulamazlığı ve geriye dönülemeyişi… Eğer bunları yapabilseydik acaba hangi hatalarımızı yinelemez, hangi yanlışlarımızı yapmazdık. Yoksa nasıl olsa geriye dönüp telafi etme şansımız var diyerek daha mı çok yanlış yapardık?

Zaman… Hızına yetişmenin mümkün olmadığı ancak yaşananlara baktığımızda bir anda geçip giden inanılmaz düşman.

Zaman… Gençlikte ne olduğunu, nasıl geçtiğini hiç anlamadığımız, yaşlılıkta ise farkına vardığımız halde yakalayamadığımız  düşman.

Zaman… Bizden aldıklarını ve çaldıklarını geri vermeyen, tüm yaşanmışlıklara bazen özlem, bazen pişmanlık duymamızı sağlayan düşman.

Gidin bakalım doğdunuz köy, semt-mahalle aynen yerinde duruyor mu? Çocukluk/okul arkadaşlarınız, dostlarınız nerede? Anılarınızın ne kadarı hâlâ ilk gün kadar taze ve anlamlı? İlk sevdanız, ilk mutluluğunuz, ilk düş kırıklığınız, ilk gözyaşlarınız hâlâ dün gibi yerli yerinde mi?

Bazen nerede o eski bayramlar, çocukluğumun yaz tatilleri, mahalle aralarında dizlerimizi kanattığımız günler diye sayıkladığınız olmuyor mu?

Geri dönmeyecek şekilde başka bir yaşama uğurladığınız yakınlarınızı, yitirdiğiniz dostlarınızı yüreğiniz yanarak, içiniz acıyarak aklınıza getirirken seslerini net olarak duyup, yüzlerini net olarak hatırlayabiliyor musunuz? Yoksa zaman hepsini çalmış mı sizden ?

Zamana direnmek mümkün değil. Acımasızca yok ediyor bizleri ve var olan her şeyi. Ne sürekli geçmişte yaşamak çözüm ne de geleceğe bırakmak yaşayamadıklarımızı.

Zaman sevdiklerimizi bizden almadan, elimizde olanları bizden çalmadan bazen günü yaşamak lazım olabildiğince. Sindire sindire, doya doya tadını çıkararak. O ne der, bu ne der demeden.

Yapmak istediğiniz işler, görmek istediğiniz yerler, yaşamak istediğiniz, ertelediğiniz sevdalar, almak istediğiniz şeyler varsa ve bunları yapmaya gücünüz yetiyorsa ertelemeyin, hemen yapın. Belki de yarın çok geç olabilir her şey için…

Bırakın o ne der, bu ne der korkusunu… Bir şeyi gerçekten çok istiyorsanız başkalarının düşüncesini çok da fazla önemsemeyin. Bazen uçuk kaçık şeyler yapmak bile huzur verir insana, rahatlatır.

En önemlisi de korkmayın zamandan. Elimden yitip gidiyor, yetişemiyorum hızına diye üzülmeyin, düşünmeyin. Zamanla yarışamazsınız, onu alt etmeniz mümkün değil. Ne kadar zengin olursanız olun, ne kadar sağlıklı olursanız olun bir gün o kaçınılmaz son hepimizi bulacak.

O yüzden yaşamı küçük dertlerle, maddi kaygı ve hırslarla kendinize ve çevrenize zehir etmeden elinizden geldiği kadar kolaylaştırın, sıradanlaştırın. Bazen sıkıcı ve rutin bir yaşamı bile özlediğiniz olur.

Güneşe, gökyüzüne, yağan yağmura, esen rüzgara çevirin yüzünüzü ve derin bir nefes alın. Doya doya hiç bir şey düşünmeden doldurun ciğerlerinizi hava ile. Yaşadığınızı hissedin. İşte en büyük zenginlik. Varsınız çünkü…

Günü ve anı yaşayın yeter… Basit, sade ve elinizdekilerin değerini bilerek…

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
Yazanİlhan İlmenöz
Takip et:
Yaşama ve olaylara, bardağın dolu tarafından bakmayı ilke edinmiş tarihçi eskisi... Doğayı, denizi, gezip görmeyi, okumayı ve öğrenmeyi çok seven gerçek bir hayvansever... Müzik, spor ve yabancı dizi tutkunu İzmir aşığı... Aklına ne gelirse, özgürce, hiçbir kişi, kurum ve ideolojiye bağımlı olmadan yazmayı seven bir amatör...
Önceki Makale Çetin Yetkin’i kaybettik
Sonraki Makale En ‘politik’ kadın maçı…

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

Köşe YazılarıManşet

Tevanyan yeni “Sasunlu Davut” mu?

Okay Deprem
8 Haziran 2025
Köşe YazılarıManşet

‘Puantiye kraliçesi’ Yayoi Kusama

Dr. Nevin Sütlaş
8 Haziran 2025
Köşe YazılarıManşet

Bir Milliyet beyefendisi

Cenk Başlamış
8 Haziran 2025
Köşe Yazıları

Nâzım’ın mahallesinde anıtı olsa

M. Hakkı Yazıcı
5 Haziran 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?