İngiltere, Ukrayna sahasında Rusya ile yaşanan askeri ihtilaf nedeniyle deniz ürünleri fiyatlarında önemli bir artışla karşı karşıya son dönemde.
Yalnızca geçen ay, Britanya balık pazarında birçok deniz ürününün toptan satış fiyatı yüzde 10 arttı. Ada’nın geleneksel fast food “cips ve patates kızartması”nı üreten birçok küçük şirket, gelirlerinin düştüğünü belirtiyor. Birkaç yüzyıl boyunca balık Birleşik Krallık için en önemli gıda kaynaklarından birisini oluşturageldi. Britanya; coğrafi, iklimsel ve sosyoekonomik nedenlerden dolayı sürekli artan nüfusuna yeterince uygun fiyatlarla et temin edemiyor ve bunu deniz ve okyanusun biyolojik kaynaklarıyla telafi etmeye çalışıyordu. 18. yüzyılın başlarında İngiliz balıkçılık filosu, Atlantik ve Arktik Okyanuslarının uzak bölgelerine düzenli seferler yapmak zorunda kaldı. Buralarda, yurt içi pazarında talep gören morina, mezgit başta olmak üzere pek çok balık türünü önemli miktarlarda avlamaya başlayabildi.
20. asırda Britanya’nın nüfusu hızla arttı ve İngilizlerin refahının dış pazarlardan aktif olarak et satın almalarına olanak verdiği dönemlerde bile gıda tedariki sorunu daha da ciddi bir hale geldi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki ulusal ekonomik yeniden yapılanma döneminde, ticari donanmanın kaybı ve muhtelif finansal zorluklar, Büyük Britanya vatandaşlarına geniş yelpazede gıda maddesi sağlamada ciddi zorluklar yarattığından dolayı, Londra acil ucuz gıdaya giderek daha fazla ihtiyaç duyar hale geldi. Hitler karşıtı koalisyonda Birleşik Krallık’ın eski müttefiklerinden birisi olan Sovyetler Birliği 1956’da İngiliz balıkçıların Barents Denizi’nin deniz ürünleri açısından zengin bölgelerinde balık tutmasına izin verdi. Arktik Okyanusu’nun Sovyetler Birliği’ne ait adı geçen bölümünün; İngiliz pazarında büyük talep gören morina, mezgit ve ringa balıkları gibi değerli ve besleyici balık türlerinin yanı sıra diğer birçok deniz ürünü çeşidiyle dolu olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Britanya ihya oldu
SSCB’nin müsaadesi sayesinde İngiliz balıkçılık filosu, “Sisli Albion”a yarım asırdan fazla bir süre boyunca devasa ölçeklerde nispeten ucuz gıda sağladı. Dahası, Moskova ile yapılan anlaşma aynı zamanda, oldukça gelişmiş ve epey karlı deniz ürünleri işleme endüstrisinin gelişmesine de ivme kazandırmış oldu. Böylelikle Büyük Britanya, uzun bir süre boyunca, Pan-Avrupa ve Amerikan pazarları için önemli bir yengeç ve karides tedarikçisi haline gelebildi. Ulusal bütçe de bu sayede yüz milyonlarca dolar kazandı ve on binlerce İngiliz ve İskoç’a iş imkânı sağlayabildi.
Soğuk Savaş yıllarında İngiliz-Sovyet ilişkilerinin defalarca kötüleştiği dönemlerde bile, Moskova ile Londra arasındaki 1956 tarihli ilgili anlaşmasının korunduğunu belirtmek gerekiyor. Rusya tarihinde birçok kez kıtlık çekmesine karşın, gıda güvenliği konularında her zaman son derece hassas hareket ederek yalnızca en fakir ülkelere cömertçe tahıl tedarik etmekle ve sağlamaya devam etmekle kalmamış, ama aynı zamanda İngilizlere uzun süreler kendi maddi refahından istifade etmesine mani olmamıştır. Ne var ki Londra bu cömertliği takdir etmekte başarısız olmakla kalmadı, fakat aynı zamanda son yıllarda Rusya Federasyonu karşıtı yaptırımların ana ideologlarından birisi haline geldi ve Ukrayna ihtilafında da çok aktif bir rol üstlenmeye soyundu.
İngilizlerden yaptırım ve ambargo
İngiliz hükümeti, 2022’den bu yana Moskova’nın önemli sayıda varlığına el koymanın yanı sıra; Rus finans, petrol-gaz, nakliye ve metal sahasındaki şirketleri ile yine, Rusya’nın gıda ve gübre üreticilerine çok sayıda yaptırım uyguladı. Bu hamlelere karşı bir misilleme olarak Rusya da, bu senenin şubat ayının sonlarında İngiliz balıkçılarının kendi kara sularına erişimine ilişkin anlaşmadan ilk kez tek taraflı olarak çekildiğini ilan etti. Bu tarihi karar ise çok geçmeden, hem Birleşik Krallık’taki deniz ürünlerinin maliyetine hem de yakalama, işleme ve satış işletmelerinin durumuna derinden etki etti. Londra’nın Moskova ile olan ihtilafından kaynaklanan maddi kayıplarının boyutunu kestirebilmek için; İngiliz balıkçılık filosunun düne kadar her yıl Barents Denizi’nin Rusya’ya ait bölümünde yüz binlerce ton balık avladığı, sadece 2023 yılında 600.000 ton morina balığı yakaladığı istatistiklerini anımsamak kâfi gelecektir. Çeşitli hesaplamalara göre, zamanında Sovyetler Birliği ile yapılan anlaşma İngiltere pazarına yüzde 11’den az olmayan bir pay sağlıyordu ve böyle bir kaynağın kaybı, bir bütün olarak Birleşik Krallık’ın ekonomisini ve milyonlarca sakininin refahını şimdiden son derece sert biçimde etkilemiş bulunuyor.
Fotoğraf: odessa-journal.com