Çağımızda eğitimin en eksik yönü sevgi eğitimidir ve bu durum çağdaş kültürün en büyük zafiyetidir.
Evet, eğitimdeki bu eksiklik ve kültürdeki bu zafiyet Finlandiya’da da vardır, İsviçre’de de.
Türkiye’de ve Yunanistan’da da ve Norveç’te de.
Diğer ülkeleri bir yana bırakalım desem de olmaz, niye mi olmaz, çünkü özellikle okumuş yüksek yüksek mekteplerde okumuş entellerimiz Batı ülkelerine fena halde özeniyor öykünüyor da ondan.
Acaba diyorum, adına gelişme denen şey gerçekleştikçe sevgiye ve onun eğitimine yer kalmıyor mu hayatımızda?
Oyun, bildiğimiz oyun, masa başında oyun olmaz deyip devam edelim, oyunun/oyunların yeri eksildikçe hayatımızdan sevgi eğitimine de yer kalmıyor mu ne?
Her oyun bir sevgi tezahürüdür daha pek çok iyi şeyin yanında.
Oyunda ve oynayarak öğrenir çocuklar sevmeyi, arkadaş olmayı.
Şimdilerde küçümsenen bebeklerle oynamak, hele de çocuğun bebekle oynamasına anne-baba, abi-abla da katılınca başlı başına bir sevgi eğitimi, öğretimi olmuyor mu?
Saklambaçtan tutun da körebeye kadar, elim sende oyunundan kurtarmaca oyununa kadar, bir ayak oyunundan lingiri oyununa kadar ve daha nice oyunlar sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı, dayanışmayı fiilen yaşayarak öğretip geliştirmiyor mu?
Bir gün bir sınıfta sıra ve sandalyeleri bir otobüs haline getirip de, otobüse binen yaşlı bir nineye dedeye sıralarda oturanların kalkıp yer vermesi şeklinde bir oyun kurmayı ve oynatmayı düşünen öğretmen var mı mesela?
Bu gereksiz diyorsanız aslında dediğiniz şey, biz bu sevgisiz saygısız dayanışmasız süregelen hayatımızdan memnunuz demek değil midir?
Yediden yetmiş yediye kadar her birimizin maruz kaldığı bu berbat ortam çocuklarımızı oyunsuz ve sevgisiz büyütmüş olmamızın bir sonucu değil mi?
Bir düşünün, ders saatleri dışında tüm okullarımız niye sessiz birer heyula gibiler?
Evet, okul sevmek konusunda da eğitim şart ve okullara karşı bu sevgisizliğimiz okulları sadece ders verilen ders alınan iş yerleri olarak görmemizin sonucu.
Oysa okullar öğrencilerin sevinçle koşa koşa gittikleri oyun ve hayat alanları olmalı ve öğretmenler de oynayan çocuklara gözetmenlik yapmalı.
Her ders bir oyun haline getirilse ve her sınıf her okul çocuklar için oyun ve hayat alanı haline gelse ne iyi olur.
Sevgi eğitimine başlamalıyız.
Fotoğraf: egitim.com