Prof. Dr. Seda Demiralp’in 31 Mart seçimleri öncesinde İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (İstanpol) için hazırladığı “2024 Yerel Seçimlerine Doğru: Seçmen Apatisi ve Siyasi Tercihler” başlıklı raporun özeti:
“Bu çalışma, seçmen apatisi (kayıtsızlıklık, duyarsızlık) konusunda genel eğilimi ölçmektense, apatetik tutumların arkasında yatan faktörleri saptamayı ve bu tutumların seçmenin çeşitli siyasi tercihlerine olan etkisini incelemeyi hedeflemektedir.
Araştırmanın verileri odak grup görüşmelerine dayanmaktadır. Araştırma ekibinin oluşturduğu soru akışı doğrultusunda araştırma kapsamında İstanbul’da toplam 38 kişiyle görüşülmüş ve her biri altı ila yedi katılımcının yer aldığı altı odak grup toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın bulguları seçmen apatisinin ardında yatan duygulara ışık tutmaktadır. Araştırma verilerine göre apatetik seçmenler, siyasete etki edemediğini düşünen bireylerdir. Bu seçmenler siyasi gelişmelere yön veren faktörleri kavrayamadıklarını, siyasetin karmaşık ve kapılı kapılar arkasında gerçekleşen bir süreç olduğunu düşünmektedir. Siyasi kurum ve aktörlere yönelik belirgin bir şüphecilik çoğu zaman bu “etkisizlik” hissiyatına eşlik etmektedir.
Bu çalışmanın dikkat çektiği hususlardan biri, siyasi apatinin sandığa küsmenin ötesinde bir sorun olduğudur. Seçimlere katılım oranlarının yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde apatetik tutumlar kendini farklı davranışlarla da gösterebilmektedir. Apatetik seçmenin, seçimlerde kazanma şansı olmayan ücüncü partilere yönelme ihtimali averaj (ortalama) seçmenden daha yüksek olabilmektedir. Bu seçmende siyasi içeriktense, adayların performatif yanına bakarak tercih yapma olasılığı da daha belirgindir. Apatetik seçmenin siyasi gerçekleri öğrenme konusunda daha isteksiz olması, onu dezenformasyon ve komplo teorilerene daha açık hâle getirebilmektedir.
Araştırmamız, 2024 yerel seçimleri öncesi yarışan adayların vaatlerinin, bu adayların kim olduğu kadar dikkat çekmediğini göstermektedir. Burada, söz konusu vaatlerin birbirine fazlasıyla yakınlaşması kadar, yukarıda söz edildiği üzere, “performatif” siyasete yönelik ilginin siyasetin içeriğine olan ilginin yerine geçmesi de önemli bir rol oynamaktadır. Vaatler, söylemler, hatta parti kimlikleri bir yana, seçmen -bilhassa da apatetik seçmen- her şeyden önce kendisi için kavga edebilecek, güçlü bir lider arayışındadır.
Çalışmanın dikkat çektiği önemli bir diğer nokta da siyasi ilgi kaybının yalnız belirli bir partiye yönelik olmadığı ve partiler ötesi bir olgu olduğudur. Farklı partilere destek veren vatandaşların siyasetten yabancılaşma sebepleri arasında farklılıklar söz konusu olsa da siyasi içeriğe yönelik ilgisizlik ve siyasi aktörlere ve kurumlara yönelik güvensizlik dikkat çekecek şekilde ortaktır.
2023 seçimlerinin gerçekleştiği kutuplaştırıcı ortam gerek iktidara gerekse muhalefete destek veren aktörlerin oy verdikleri partiler ve aktörlerle ilgili çekincelerini geçici olarak bastırmalarını ve sandığa gitmelerini sağlamış; fakat seçim sonrası dönemde bu bastırılan olumsuz duygular onları siyasetten uzağa itmiştir. Seçimlerin yerel yönetime dair olması, dolayısıyla ülke geleceği açısından bir genel seçim kadar kritik görülmemesi de apatetik tutumları artırmaktadır.”
Araştırmanın tamamını okumak için tıklayın