İki ülke arasındaki ticaret hacminin 65 milyar dolar gibi yüksek bir rakama ulaşması nedeniyle Türk ekonomisinde yaşanan gelişmeler Rusya’da da yakından takip ediliyor.
İzvestiya gazetesine Türk lirasındaki zayıflamanın nedenlerini değerlendiren BitRiver mali analisti Vladislav Antonov, “Birincisi, enflasyonun Şubat 2024’te yıllık bazda %67,07’ye ulaşması. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının faiz oranını defalarca yıllık %45 gibi rekor bir seviyeye çıkarmasına rağmen fiyatlardaki artışın kontrol altına alınması henüz mümkün olmadı” dedi.
İkincisi nedenin Türkiye’nin döviz rezervlerinin tükenmesi olduğunu savunan Antonov, “Bu da Türk lirasına olan güveni zedeliyor ve değer kaybetmesine yol açıyor. 23 Şubat 2024 itibarıyla rezervler 82,48 milyar dolarken, 22 Aralık 2023’te 97,6 milyar dolar oldu” diye konuştu.
Antonov diğer nedenleri ise, ” Üçüncüsü, ek enflasyonist baskı yaratan jeopolitik riskler ve istikrarsızlık. Dördüncüsü, ekonomideki yüksek iç talebin enflasyonu körüklemesi. Beşincisi de parasal yöntemlerle engellenmesi zor olan hizmet sektöründe fiyatlarda sürekli bir artış yaşanması” olarak sıraladı.
2020’den bu yana liranın ABD doları karşısında yüzde 445,5 oranında değer kaybettiğine de dikkat çeken Antonov, bu faktörlerin sürmesi halinde, yakın gelecekte lira döviz kuruna ilişkin beklentilerin olumsuz olmaya devam edeceğini söyledi.
Antonov, “Ekonomideki ateşi söndürmek ve enflasyonu kontrol altına almak için Merkez Bankası para politikasını daha da sıkılaştırabilir. Fakat bunun USD/TRY kurunun artmasını durdurması pek olası değil. Yıl sonunda tahminim dolar 39 lira olur” dedi.
Daha önce İzvestiya gazetesine konuşan Finam FG uzmanı Aleksandr Potavin de Türk ekonomisinde liranın değer kaybetmesine yol açan faktörleri şöyle sıralamıştı:
“Dış ticaret açığının hiç azalmaması, hükümetin akaryakıt fiyatlarını artırma politikası, memur maaşlarında, asgari ücrette ve emekli maaşlarında sürekli bir artışın yanı sıra kamu hizmetleri fiyatlarıdaki artışlar… Bütün bunlar enflasyonun yüksek kalmasına ve Merkez Bankası’nın faiz artırma politikasının önemli bir parasal etki sağlayamamasına yol açıyor.”
Fuad Safarov, Moskova