Süper Lig’in 23 haftasını geride bırakırken siz değerli okurlarımdan iş yoğunluğum dolayısıyla uzak kaldığımın farkındayım.
Lig uzun süre sonra bu denli denk gittiğinden sezon sonuna kadar her iki takımı da ayrı ayrı değerlendirme kararı aldım. Fenerbahçe’nin sezon başından beri oynadığı oyun şablonu, son iki haftası ve 23 haftalık oyun sistemini tek bir kalemde birleştirmeye çalışacağım. Aynı analizi elbette Galatasaray için de yapacağız. Ben, analizlerden çok keyif aldım. Umarım sizler de, farklı bir bakış açısına sahip olursunuz.
Son hafta oynanan Ankaragücü maçı ile ilgili Fenerbahçe adına tespit ettiğim iki önemli takım özelliği mevcut.
Fenerbahçe’nin bu sezon özelindeki en büyük farkı, geçen senelere oranla psikolojik olarak kazanma alışkanlığını içselleştirmiş olması. Bu duruma ek olarak yönetimsel anlamda Ali Koç ve ekibi en doğru transfer sezonunu beş yılın sonunda yaptı.
Doğru ve iyi oyunu ancak kaliteli oyuncularla oynarsınız. Jorge Jesus’un Fenerbahçe’si geçen sezon tam dokuz maçta puan kaybetti. Bunların büyük bir çoğunluğu ise Anadolu takımlarına karşı. Bu sezonun en büyük artısı ise, totalden bakıldığında net bir şekilde sadece “hücum” ağırlıklı oyuncuların fazla olması ve doğru oyun şablonunun takıma İsmail Kartal tarafından oturtulmuş olması. Benim gözümde analizin başında bahsettiğim iki özellikten bir tanesi hücum gücü, bir diğeri de hücum sürekliliği. Takımın pas yapma şekliyle alakalı olan bu iki özellik Fenerbahçe’nin en güçlü ve fark yaratan silahları. Peki Fenerbahçe bunları nasıl yapıyor?
Sekans–hücum sürekliliği
Fenerbahçe’nin bu özelliği bu denli net yapmasının en büyük özelliği oyun sekansının yüksek olması. “Sekans” denilen şey, okununca farklı anlamlar çağrıştırsa da modern futbolda basitçe “topa sahip olduğunuz bölümler” olarak adlandırılır. Herhangi bir sekans, bir defansif aksiyon ya da duran topla son bulabilir. Fenerbahçe, sekans zamanında 9.23 ile ligde beşinci sırada olmasına rağmen topu 2.4 ortalamayla ileriye taşımasının yanında, bu istatistik geçiş oyununu ne denli hızlı oynadıklarının göstergesi olmakla beraber sekans başına 3.50 pas yapmış. Bu süre 9 saniyeden daha uzun ve 10 ya da üzeri uzun ve başarılı pas yaptığı 204 hücum aksiyonu var. Bu istatistiği de rakip yarı sahada yapıyor. Bir şeyi tekte yapabilmek, dolaylı yönden, onu hızlı yapabilmek anlamı taşır futbolda.
Fenerbahçe’nin hızlı oyuncuları olmasına rağmen, tecrübeli oyuncularınızla “düşünce hızı” olarak değişlik yaratmak. Nitekim Dzeko ve Tadic, Ferdi ile Osayi kadar hızlı oyuncular değil. Temel fark burada. Kötü oynadığı Başakşehir maçında 72 kez ceza sahasında topla buluşan bir Fenerbahçe var. Maçları izlerken, her an gol gelecek diyebiliyoruz. Bu sezon, İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’sini izlenebilir kılan detaylardan bir tanesi bu. Fenerbahçe bu sezon, rakibi geri koşturarak adeta bir basketbol maçındaki gibi, sahipsiz topları kazanarak rakibi çıkartmıyor. Cengiz Szymanski–Dzeko Tadic sabit hücumda başı çeken isimlerken bunlara eklenen diğer isim ise her zaman değişiyor, nasıl mı?
Eğer ceza sahasına koşu atan isim Fred ise, yani merkezdeki oyuncu ise, Ferdi– Mert – İsmail tam olarak arkalarında bekliyor, Djiku ve Serdar ikinci bölgede orta saha gibi konumlanıyor. Fred’in yerine İsmail giderse de, arkada Fred/Krunic kalıyor. Hücuma Ferdi katılırsa, Tadic içe kayıyor, Krunic solda kalıyor, İsmail ve Mert aynı yerde bekliyor.
Hücuma Mert katılırsa, Cengiz içte, Ferdi yerinde Krunic/Fred merkezde İsmail sağda bekliyor. Hücum yönü nereden olursa olsun Fenerbahçe’nin kanat hücumu analizi bu şekilde. Yayın uzağında bekleyen üç isim, seken, kaçan, dönen, ne kadar top var ise, toplayıp tekrar hücumu başlatıyor. Özetle, Fenerbahçe kaptırdığı toplarda da rakip sahada bekliyor, geriye gelmeden oyunu sadece rakibi çıkarmadan rakip 1. bölgesinde oynuyor. Bu oyunun riskleri de, hızlı çıkan rakiplerde, savunma derinliğinin geri planda kalıyor olması.
Öyle ki, Ankaragücü’nün kazandığı penaltıda Emre Belözoğlu’nun pas yaparak ileri 5’liyi oyundan düşürmesi, kanattan merkeze dönerek iki kişiyi de oyundan düşürmesiyle tek pasla topu Livakoviç’e gönderebildi.
Risk çok olsa da, kazanma ihtimali daha yüksek bir sekansı oynayan Fenerbahçe’nin bu sezonki kırılma anları mental olacak gibi görünüyor. Uzun süre gol bulamayınca hücum aksiyonlarında acele edildiğinden, sonuç alırken tıkanan bir takım izliyoruz son haftalarda.
Antalya deplasmanı önemli bir eşik. Sergen Yalçın kaybetmiyor. Keyifli bir maç olacak. Peki sizce Fenerbahçe neler yapacak?..
İlgili yazılar:
https://medyagunlugu.com/galatasarayin-teknik-analizi/
https://medyagunlugu.com/en-iyi-fenerbahce-en-iyi-galatasaraya-karsi/