BirGün Pazar’da Esat Aydın güncel konularla ilgili olarak Gazeteci Barış Pehlivan’la yaptığı söyleşiden bir bölüm:
-100. yılda Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’a alınması, Atatürk ve cumhuriyet değerlerinin söz konusu olduğu Riyad’daki maç hakkında düşünceleriniz nelerdir?
-Bakın, 21 yılda her türlü düşmanlığı yaptılar Cumhuriyet’e. Yıpratmakta başarılı da oldular, yalan yok. Ancak bu süreç insanların Atatürk’ün değerini daha da çok anlamasına da vesile oldu. Kesildikçe daha asi yeşeren dallar gibi büyüttüler Atatürk sevgisini.
-Süper Kupa ve Atatürk krizi gölgesindeki Suudi Arabistan’ın Türkiye’yle doğrudan yatırım teşvikine ilişkin iş birliğine ne diyorsunuz?
-Şunun tespitini yapmak lazım: AKP iktidarı her şeyi paraya tahvil etme politikası Atatürk ve Cumhuriyet’e de sıçradı. Halk sahip çıkarken, muhalefetin anlaşılması zor kaygılarla Atatürk ve Cumhuriyet kompleksine girmesi AKP’ye yeni bir alan açtı. Ne yaptılar? Gittiler, Atatürk’ü ve Cumhuriyet’i de deyim yerindeyse “satın aldılar!” Sözde en Atatürkçü en Cumhuriyetçi AKP oldu. Böylesi bir süreçte, ülke de seçime girerken “Atatürk karşıtı gibi görünmek” iktidarın yararına değil. Bundandır ki, illüzyonun bozulmasına elbette “operasyon” diyeceklerdi. Dediler…
-Maçla ortaya çıkan durum 1 Ocak günü yapılan mitinge de yansıdı sanki; yeni dönemin aşırı sağ akımının etkilediği bir gencin mitingden dönen hilafet bayraklı bir şeriatçıya tepkisinin kullanıldığı bir hilafet tartışması da çalıştırıldı. Gencin tutuklanmasının iktidarın yeni milliyetçi dalgayı sınırlama eğilimi olarak görebilir miyiz?
-Bakın… Bundan tam bir asır önce kabul edilen devrim kanunlarından Tevhid-i Tedrisat sayesinde eğitim tek çatı altında toplandı. Tekke ve zaviyelerin yasaklanmasının altyapısı da bu kanundu. Gelin görün ki, şu an birçok yasa ve uygulamayla Tevhid-i Tedrisat iğdiş ediliyor. Hatta dinsel yapılanmaların birçok kanunla daha da yasallaştığı fark edilmiyor. Bir tarikatın kendi eğitim sistemini yaratıp kendi “medreselerinde” çocukları teslim almasının önü açılıyor. Normalde bunlara etkin bir karşı duruş sergilenmesi gerekirken, sanki “cambaza bak” oynanıyor. Ve evet, aksine bu farkındalığa sahip kitleler üzerinde korku salınması da bir gencin hukuksuz şekilde tutuklanması üzerinden oluyor.
-Türkiye’de kutuplaşma ve bölünmüşlük konusu giderek artan bir endişe kaynağı. Bu konudaki gözlemleriniz nelerdir? Türkiye neye/nereye sürükleniyor ve gelecekte nasıl bir gerilim hattından geçecek?
-Sorunuzu şöyle yanıtlayayım… En acı olan ne biliyor musunuz? Herkesin içine, yani iktidar karşıtlarının dahi ruhuna, yüzleşmek istemediğimiz bir AKP virüsü yerleşti. Tepkilerimiz, bakış açılarımız, hatta muhalefet etmemiz bile karşıya konumlandırılana benzedi. AKP gider, Cumhurbaşkanı da değişir bir gün ama bu anlattığım çok daha büyük bir sorun. Sosyologlara ve psikologlara çok iş düşüyor diye düşünüyorum.
-Adliyelerde Kuran kursu açılması, Bakan Tekin’in meclis kürsüsünden tarikat ve cemaatlerle imzalanan protokolleri savunması vs ile kamusal hayatın tedrici dinselleştirilmesi. Bunlara bakarak Tarikat ve cemaatlerin gelecekteki konumlandırılışını siz nerede görüyorsunuz? Rejim yükselttiği ve finanse ettiği tarikat ve cemaatlerin lokomotifi olduğu İslamizasyon nereye varacak?
-Çok derin bir soru ama şu basit özeti geçebilirim: İktidar Fethullahçılarla sözde mücadele edip, onlara panzehir olarak başka tarikatları yeşertiyor. Bundan 15 sene sonra Ankara’da bir tankın içinde Menzilci çıkmayacağının garantisini kimse bize veremez. Eğer önlem alınmazsa, yarın Emniyet’ten Genelkurmay’a kadar en kritik koltuklarda şeyhinin emrinde olan müritler olacak. Bakmayın siz onların “FETÖ karşıtı” gibi göründüğüne, Fethullahçılara hem öykünüyorlar hem de gıpta ediyorlar.
-Tüm bu dinamiklerle 2024 Mart seçimlerine gidiyoruz. Seçim sonrası siyasi ve toplumsal dengeleri, olası değişimleri nasıl görüyorsunuz?
-Açık söyleyeyim: Seçim sonrası yeni ittifaklar, transferler ve ayrılıklar sıkça gündeme gelecek. Dahası, iktidarın seçim sonuçlarına göre MHP ile ilişkisini bitirebileceğini ve hatta MHP’nin yerine başka bir partiyi, örneğin İYİ Parti’yi koymak isteyeceğini öngörüyorum.
Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın