Şu anda gündemdeki en önemli konu, Suudi Arabistan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yasak koymaya çalışması üzerine Fenerbahçe ile Galatasaray’ın dayanışma için Süper Kupa maçını oynamaması.
Bu koşullarda gazetecilerin peşinden koştuğu ya da en azından koşması gereken üç kişi var: Galatasaray Kulubü Başkanı Dursun Özbek, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve belki de onlardan önce Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi.
İki başkandan önce çünkü Türk futbolunda son zamanlarda hakem dövmekten bir takımın sahadan çekilmesine uzanan olaylar silsilesi yaşanıyor. Bu durumda futbolu yöneten kişi olarak Büyükekşi’nin ne söyleyeceği önem taşıyor. Daha doğrusu, futbol kamuoyu Büyükekşi’nin ne söyleyeceğinden çok istifa edip etmeyeceğini merak ediyor. Öyle bir noktaya gelindi ki TFF Başkanı’nın “istifa ediyorum” demesi dışında neredeyse hiçbir söylediği haber değeri taşımayacak.
İşte o Büyükekşi Türkiye’ye dönüşte gazetecilerin sorularını büyük ölçüde yanıtsız bırakmış ama bir kişi yine de soru sormayı ve kısa da olsa yanıt almayı başarmış.
Devamını soruyu soran gazetecinin kaleminden okuyalım:
“Tansiyon sorunu da yaşayan Büyükekşi, ‘Son 20 gün içinde bir kulüp başkanı FIFA hakemi dövdü, bir başkan Süper Lig takımını sahadan çekti ve Süper Kupa oynanamadı ne düşünüyorsunuz?’ sorusuna, ‘Denk mi geldi, denk mi getirildi bilemedim’ yanıtını verdi.”
Bu soruda en kritik iki kelime, “Ne düşünüyorsunuz?”
Soruyu soran ciddi bir gazetede çalışan deneyimli bir meslektaşımız ama tam anlamıyla “gazeteci nasıl sormamalı”ya örnek iki kelime seçmiş ve tabii yanlış yapmış.
Neden mi?
Gazeteci için en kötü soru biçimlerinden biri, “…ne düşünüyorsunuz” diye biten cümle kurmaktır.
Çünkü “ne düşünüyorsunuz” sorusu muhatabına istediği gibi çalıp oynama, lafı dolaştırma ve dakikalarca konuşup hiçbir şey söylememe olanağı verir.
Hazır gündemdeki en önemli kişilerden birini bulmuşsunuz, neden herkesin aklındaki “İstifa edecek misiniz” sorusunu sormuyorsunuz?
Elbette Büyükekşi isterse kaçamak bir yanıt verebilirdi ama hem gazeteci görevini yapmış hem de somut ve doğrudan yöneltilen bir sorudan nasıl kaçtığını kamuoyu görmüş olurdu.
“Ne düşünüyorsunuz” gibi “sizin görüşünüz ne” ve “bu konuda ne söylemek istersiniz” de gazetecinin kesinlikle kaçınması gereken soru türlerinden.
Fotoğraf: İHA