Pazartesi, 13 Eki 2025
  • My Feed
  • My Interests
  • My Saves
  • History
  • Blog
Subscribe
Medya Günlüğü
  • Ana Sayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
  • 🔥
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Font ResizerAa
Medya GünlüğüMedya Günlüğü
  • MG Özel
  • Günlük
  • Serbest Kürsü
  • Köşe Yazıları
  • Beyaz Önlük
  • Mentor
Ara
  • Anasayfa
  • Yazarlar
  • Hakkımızda
  • İletişim
Bizi takip edin
© 2025 Medya Günlüğü. Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak.
Köşe Yazıları

Balkanlar çözümü gecikirse…

Hasan Sevilir Aşan
Son güncelleme: 10 Kasım 2023 00:01
Hasan Sevilir Aşan
Paylaş
Paylaş

Uluslararası kamuoyunun Ukrayna’dan sonra Gazze’ye odaklandığı, başka gündemlerin öne çıkamadığı bugünlerde belki de seslerinin çıkmamasından memnun olacağımız Balkanlar ve Tayvan gibi potansiyel sıcak noktalardaki gelişmeler çok da göz ardı edilmemeli.

Rusya’nın, Ukrayna çıkmazını Transdinyester üzerinden Balkanlar’a sıçratarak, dikkat dağıtabileceği; Çin’in yükselişini tek başına durduramayan ABD’nin medeniyetler çatışması algısı yaratıp, Batı’yı yanına çekerek Çin-Tayvan sularını karıştırma niyeti biliniyor.

Gazze savaşının zorlamalı şekilde Huntington’ın medeniyetler çatışması formatına sokularak bir Doğu-Batı blokları savaşı izlenimi verildiği de görülmektedir.

Balkanlar’da etnik temelli olası bir çatışma, Ukrayna ya da Gazze gibi, hatta onlardan daha dramatik insanlık sorunları yaratabilir.

Aynı şekilde olası bir Batı-Çin-Tayvan suları kapışması da yeni bir dünya savaşının tetikçisi olabilir.

Balkan coğrafyası

Eski Yugoslavya’nın yeni cumhuriyetlerinde farklı ağırlıkta da olsa hâlâ istikrarsızlıktan bahsedilmekte. Bu anlamda en sıcak noktaları Bosna Hersek, Makedonya ve Kosova oluşturmakta.

Elbette Balkan coğrafyasının herhangi bir noktasında ortaya çıkacak çekişme tüm bölgeyi zincirleme alt üst edecek, sonuçları kestirilemeyecek tahripkar bir çatışmaya sürükleyebilir.

Ukrayna ve Gazze karşısında bu ara sakin bir sessizlik hüküm sürse de patlamaya meyilli en riskli Balkan coğrafyası Kosova olarak öne çıkmakta.

Kosova

Balkanlar’daki ezeli Sırp-Arnavut çekişmesi Kosova üzerinden Avrupa’ya sık sık soğuk terler döktürmekte.

Kosova’nın bağımsızlığı Balkanlar’daki 1990’lar büyük dönüşümünün son halkasıydı.

Sırbistan, manevi kalbi saydığı Kosova’nın bağımsızlığını hiçbir zaman kabul etmeyeceğini ilan etmiş, tüm gücüyle tanınmasını önlemeye çalışmıştı. Hatta tehdit ve gözdağı ile devletler hukukunda tanıma geri alınamasa da, bazı ülkeleri tanıma kararlarını tersine çevirmeye zorlamıştı.

Balkanların merkezinde 15 yıldır çözülemeyen, her iki tarafın “milli mesele” saydığı siyasal kilitlenme zaman zaman yaşanan krizlerle tırmanışını sürdürmekte.

Geçen aylarda, diyalog görüşmelerini kesintiye uğratan gelişmelerden birisi, Sırbistan’la ortak gümrük kapılarında Kosova plakalarının tanınmamasına yönelik Priştine misillemesi ve Kuzeydeki Sırp yoğun bölgelerin protestoları idi.

Öyle ki taşkınlıklar karşısında, iki taraf ordularının alarma geçtiği sırada Belgrad’daki Rus Büyükelçisi Sırplara destek için Kosova sınırlarında boy göstermiş, çatışmalarda Rus Wagner milisleri görüntülenmişti.

Öte yandan, Kosova Sırpları geçen aylarda yapılan yerel seçimleri boykot etmişti. Katılımın yüzde üç olduğu seçimlerde 30 kadar belediyeyi Kosova Arnavut partileri kazanmıştı.

Sırplar, meşru saymadıkları seçimleri kazanan belediyelerin göreve başlamasını protesto ederek binalara girişlerini önlemiş, çatışmalar çıkmıştı.

Kosova’nın kuzeyindeki Sırp yoğun bölgelerindeki krizler zaman zaman Belgrad, Washington, NATO, AB ve Moskova’yı karşı karşıya getirebilmekte.

Ukrayna yansıması

Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile alt üst olan uluslararası dengeler, Balkanlar’ı daha hassas bir konuma getirdi diyebiliriz.

İşgal kritik coğrafyalara sendrom yaşatan bir dönemi de başlatmış olup Balkanlar bundan etkilenebilecek en yakın bölgedir.

Rusya’nın askeri sıkışmışlık ve psikolojik hezimetten çıkış olarak dikkatleri Balkanlar’a çekmesi mümkündür.

Kırım ve Donbas’a gösterdiği etnik ilgiyi Transdinyester’de sürdürmesi halinde, tehlike çanları Moldova üzerinden Balkanlar’a uzanabilir.

Balkanlar’ın maruz kalacağı yeni bir etnik hesaplaşma Ukrayna’dan daha şiddetli vesayet savaşlarına, sonucu kestirilemeyecek sınır değişiklikleri ve dramatik kitle göçlerine yol açabilecektir.

Balkanlar’a Ukrayna yansıması, bölgenin Batı ile entegrasyonunu hızlandırabileceği gibi etnik iç savaşları da körükleyebilir.

Batı

Geç kalınmış olsa da Balkanlar’ın AB şemsiyesi altında toplanmasını öngören senaryonun hız kazanması Avrupa’nın da yararına olacaktır. AB ülkeleri ile çevrelenen bölgenin birlik dışında olması, AB düzenlerini de zaafa uğratacak riskler yaratabilir.

AB’nin bölge ülkelerinde çifte standart uyguladığı iddialarına yol açan reform, kriter ve ev ödevi dayatmaları iyi senaryoyu yavaşlatan bir yaklaşımdır.

Büyük dönüşümden 30 yıl sonra hâlâ sınır ve etnik istikrarsızlıklara çözüm aranıyor olması, bir bakıma AB’nin bölgeyi topyekûn Birliğe alamama beceriksizliğini de göstermekte.

AB’nin atıl politikaları nedeniyle bir türlü dolduramadığı boşluğun Rusya, Çin veya çok çekindikleri Türkiye tarafından doldurulması, Balkanlar’ın Batı’yla bütünleşme girişimlerini akamete uğratacağı gibi başta NATO ve AB kurumları olmak üzere Batı nüfuzunun erimesi ve itibar kaybı anlamına gelecektir.

asanlar@hotmail.com

EtiketlendiSeçilen
Bu yazıyı paylaşın
Facebook Email Bağlantıyı Kopyala Print
YazanHasan Sevilir Aşan
Takip et:
Emekli Büyükelçi. Adana doğumlu, Karadeniz Ereğli ve Ankara’da eğitimini tamamladı. Ankara Üniversitesi BYYO geçişli SBF Uluslararası ilişkilerden mezun. Dışişleri Bakanlığındaki 40 yıllık hizmetinde, Merkezde, personel, İktisat ve siyasi dairelerde görev aldı. Hariciye kariyerini Hindistan, Libya, Çekoslovakya ve İngiltere’yi takiben Tebriz ve Melbourne’da Başkonsolos, Arnavutluk ve Güney Sudan’da Büyükelçi olarak tamamladı. Çanakkale Savaşları Anma Törenleri Koordinatör Büyükelçisi ve G20 Türkiye Başkanlığında, Görev Gücü Başkanlığını yürüttü. İlgi alanları Balkanlar, Avustralya, Afrika, İran ve G20 ile Çanakkale 1915, Anzaklar, mülteci ve insani yardım meseleleri. 2019 yılından itibaren, Türkiye’nin en eski yerel gazetesi Yeni Adana’da, Defter başlıklı köşesinde diplomasi ve uluslararası ilişkiler üzerine düzenli yazıları yayınlandı.
Önceki Makale Hukukçu gözüyle yargıdaki ‘kriz’
Sonraki Makale Türk tarihinde adalet

Medya Günlüğü
bağımsız medya eleştiri ve fikir sitesi!

Medya Günlüğü, Türkiye'nin gündemini dakika dakika izleyen bir haber sitesinden çok medya eleştirisine ve fikir yazılarına öncelik veren bir sitedir.
Medya Günlüğü, bağımsızlığını göstermek amacıyla reklam almama kararını kuruluşundan bu yana ödünsüz uyguluyor.
FacebookBeğen
XTakip et
InstagramTakip et
BlueskyTakip et

Bunları da beğenebilirsiniz...

EditörKöşe Yazıları

“Guggenheim Etkisi”

Emre Dilek
12 Ekim 2025
EditörKöşe Yazıları

Beyin yeniyi mi sever eskiyi mi? 

Dr. Nevin Sütlaş
12 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Gazze’de Trump ve Erdoğan’ın “kırılgan ateşkesi…”

Aydın Sezer
11 Ekim 2025
Köşe Yazıları

Görünmeyen kafeslerimiz…

İnan Özbek
10 Ekim 2025
Medya Günlüğü
Facebook X-twitter Instagram Cloud

Hakkımızda

Medya Günlüğü: Medya eleştirisine odaklanan, özel habere ve söyleşilere önem veren, medyanın ve gazetecilerin sorunlarını ve geleceğini tartışmak isteyenlere kapısı açık, kâr amacı taşımayan bir site.

Kategoriler
  • MG Özel
  • Günlük
  • Köşe Yazıları
  • Serbest Kürsü
  • Beyaz Önlük
Gerekli Linkler
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Telif Hakkı
  • Gizlilik Sözleşmesi

© 2025 Medya Günlüğü.
Her Hakkı Saklıdır.
Webmaster : Turan Mustak

Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?