Medyaradar yazarı Varol Ersoy, gazeteci Fatih Altaylı’nın Habertürk’ten ayrıldıktan sonraki çalışmalarını köşesine taşıdı:
Beyefendi 61 yaşında. Vanlı. Galatasaray Lisesi mezunu ama üniversite diploması yok. Önce Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni, sonra da İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nu terk etti.
Yani; lise mezunu!
Gazeteciliğe 1982’de Cumhuriyet’te spor muhabiri olarak başladı.
1986’da Güneş’e geçti.
1992’de işsiz kalıp Best FM’in kurucuları arasında yer aldı.
Hafızam beni yanıltmıyorsa, bu radyoda her sabah gazeteleri okuduğu “Sesli Gazete” programıyla meşhur oldu.
Diksiyonu berbattı, söyledikleri sinirlenince anlaşılmıyordu ama heyecanlı bir muhalifti.
Özellikle laiklikten yana Atatürkçü dinleyiciler tarafından seviliyordu.
Sonra Allah “Yürü ya kulum” dedi ve arkadaş kariyer basamaklarını hızla çıkmaya başladı.
Kanal D, Hürriyet, Show TV, Sabah, Habertürk derken yolunun geçmediği büyük grup kalmadı. Hepsinde de patronların bir ya da iki numaralı adamı oldu.
Fakat kariyer basamaklarında yükseldikçe muhalif gazeteci dozu düştü.
Patronlarının sözünden çıkmamak için gazeteciliğinden ödün verdi.
Cebi doldukça; herkesin ondan duymaya alıştığı soruları soramaz oldu.
Ama iyi bir “idare-i maslahat”çı olduğu için böyle dönemlerde kendisini “tarih”e, “teknik”e, “futbol”a vurdu.
Eleştirmeyi ve muhalif duruşu başkalarına bırakıp para kazanmaya devam etti.
***
Ne zaman ki para musluğu da kesilmeye başladı; muhalifliği hatırladı.
En son çalıştığı kurumda, iktidara yönelik konularda sesinin ayarını azıcık yükseltti.
Amacı, “Ben buradayım. Bakın arpayı keserseniz eski Fatih olurum” diyerek maaşına zam yaptırmaktı büyük bir olasılıkla!
Fakat Habertürk’te patron Turgay Ciner’in de onayını alan Kenan Tekdağ, iktidar partisiyle bozulan ilişkilerini düzeltmek için 23 Mayıs 2023’te bu arkadaşın ipini çekiverdi.
Ama arkadaşımız pişkinlikte sınır tanımıyordu. Bu durumu bile “Benim özgürlüğüm patronun yükü olmamalı” diyerek açıklamayı seçti.
***
Habertürk’ten ayrılır ayrılmaz yeni ekmek kapısını buldu:
Kendi internet sitesi ve YouTube kanalı…
Yıllardır içinde biriktirdiği ne varsa; buralarda yeniden özgürce dökmeye başladı…
Geminden boşalmış gibi artık…
Yine herkesle kavga ediyor, yanlışları eleştiriyor, hatta ara sıra küfre bile başvuruyor.
Eskiden olduğu gibi yine kızıyor, yine köpürüyor, yine coşuyor, coşturuyor…
Anlamadığı, uzmanı olmadığı hiçbir konu yok.
Hani, “kariyerinin yükseldiği” dönemlerdeki “kulluğunu” bilmesek, biz bile yutacağız bu tiyatroyu…
***
Anlamışsınızdır; Fatih Altaylı’dan söz ediyorum!
Garanti para devri bitip de yeniden gazetecilik gücüyle para kazanmak zorunda kalınca, ilk işi fabrika ayarlarına geri dönmek oldu.
Çünkü bu tarz halkın hoşuna gidiyordu.
Çok kısa bir sürede ciddi izlenme oranlarını yakaladı ve acayip paralar kazanmaya başladı.
Öyle ki bir kripto şirketi olan ICRYPEX, bu arkadaşın sponsoru oldu!”
Yazının devamı için tıklayın