Rusya Devlet Başkanı Vladimir, Sovyetler Birliği’nin Macaristan ve Çekoslovakya’yı işgalini “hata” olarak niteledi.
Putin, Vladivostok’ta düzenlenen Doğu Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada sözü Batı’nın Afrika’yı sömürgeleştirme sürecine getirdi ve “Bana fotoğraflar gösterdiler, daha 1957 yılında insanları Afrika’dan Belçika’ya kafesler içinde getirdiler. Bunlara gözyaşı dökmeden bakmak imkansız. Bu insanları aileleri ve çocuklarıyla birlikte kafeslerde sergilediler. Bu nasıl mümkün olabilir? Afrika’dan hiç kimse bunu unutmayacak” dedi.
Bunun üzerine toplantının yöneticisi TV sunucusu İlya Dronov Putin’e şu soruyu yöneltti:
“Pek ama Baltık ülkeler, Çekya, Macaristan, Prag’a ya da Budapeşte’ye tanklarını gönderen Rusya’nın (Sovyetler Birliği) da sömürgeci gibi davrandığını söylüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?”
Putin bu soruyu, “Sovyetler Birliği’nin bu politikasının hatalı olduğunu uzun zamandır kabul ediyoruz. Bu politika sadece gerginlik yarattı. Dış politikada diğer halkların çıkarlarıyla açık şekilde çelişen şeyler yapamazsınız. İşte bu kadar!” diye yanıtladı.
O dönemde Sovyet Bloku içinde yer alan Macaristan’da 1956 yılındaki, Çekoslovakya’da da 1968 yılındaki kitlesel protesto gösterileri sert şekilde bastırılması sonucu iki ülkede toplam yaklaşık 2750 kişi hayatını kaybetmişti.
Carnegie Russia Eurasia Center araştırmacılarından Andrey Kolesnikov Putin’in sözlerini İngiliz Financial Times gazetesine yorumlarken, “Putin Sovyetlerin Doğu Bloku ülkelerini işgaliyle Ukrayna’ya müdahale arasına kalın bir çizgi çekmeye çalışıyor. Yani Sovyetler Birliği’nin o dönemde yanlış davrandığı, Rusya’nın ise Ukrayna’da kendisine ait olan üzerinde hak iddia ettiğini, dolayısıyla adaleti sağladığı mesajını vermeye çalışıyor” dedi.
Slovak siyaset bilimci Tomas Strazay ise, “Putin’in Sovyetler Birliği ile ilgili yeni pozisyonu bir hayli şaşırtıcı. Sanıyorum bu sözler sadece Slovakya ve Macaristan’daki yöneticilere değil, Batı’da Rusya ile diyaloğun hâlâ mümkün olduğunu düşünenlere yönelik” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’daki yeni ders kitaplarında 1956 Macar ayaklanmasından Batı’nın organize ettiği faşist bir başkaldırı olarak söz ediliyor ve Sovyet birliklerinin 1990 yılında ülkeden ayrılması hata olarak niteleniyor.