Basın örgütleri “24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü” nedeniyle açıklamalar yaptı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) açıklaması:
“24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nü yine ağır sorunlarla karşılıyoruz. Medyanın yüzde 90’ını kontrol eden iktidar, haberin üretimini engelleyip, yurttaşı bilgisizleştirmekte, var olan olumsuzlukları normalleştirmeye, kamu yararına zarar veren eylemleri gözden uzak tutmaya çalışmaktadır.
Son 23 yıldır bu çabaların sonucunda 12 bini aşkın gazeteci işsiz kalmış, yüzlerce yayın organı kapatılmış, bine yakın gazeteci de tutuklanmıştır. Cezaevinde hala 20 gazeteci bulunmaktadır.
Yaşadığımız bu karanlık iklimde basın özgürlüğü ve demokrasi için mücadele edeceğini ifade eden muhalefet partilerinin de medyaya yönelik tutumu sorunludur. Son dönemde iktidardan sonra muhalefet cephesinde de siyaset-medya ilişkisinin ücretlendirildiği, bazı gazetecilerin para aldığı iddia edilmektedir. Bunları ileri süren tüm kişi ve kurumların iddialarını kanıtlarıyla ortaya koyması zorunludur.
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne göre gazeteci, konumu ne olursa olsun haber kaynağı olarak kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütmelidir. Gazeteci; mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz. İlan-reklam kaynaklarından herhangi bir telkin, tavsiye alamaz, maddi çıkar sağlayamaz.
Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür. Tüm meslektaşlarımıza Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uygun habercilik yapılması için çağrı yapıyoruz. Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’müzü kutluyor ve meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu duyuruyoruz.
24 Temmuz 2023’de bir kez daha iktidarı ve muhalefeti medyaya yönelik siyasi ve ekonomik baskılardan vazgeçmeye, haberin serbest dolaşımını engellememeye, cezaevindeki gazetecilerin özgür bırakılması için çaba göstermeye davet ediyoruz.”
Basın Konseyi’nin açıklaması:
Basında sansürün kaldırılışının 115’inci yıl dönümünü buruk kutluyoruz…
Medyanın özgür olduğu yıllarda ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olan 24 Temmuz’lar, bir süredir ifade ve basın özgürlüğünün yok sayılmasına, medyanın susturulmasına karşı gazetecilerin ‘Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’ oldu.
24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet’in ilanıyla Abdülhamit istibdadı bitmiş, basında sansür sona ermiş ve gazeteciler özgürlüğe kavuşmuştu. Aradan bir asrı aşkın süre geçmesine karşın medyamız, istibdat dönemine benzer uygulamalara maruz kalıyor. Medyaya, hiçbir demokraside emsaline rastlanmayacak baskılar artarak devam ederken; televizyonların eleştirel haber ve yorumlar nedeniyle 7 günlük ekran karartma balyozu tepelerine indirilirken, hangi özgür basından söz edilebilir?
Kamu kaynaklarını kullanarak, medyanın yüzde 95’ini tam kontrolüne geçiren siyasi anlayış, yüzde 5’i oluşturan bağımsız ve özgür medyaya tahammül edemiyor. İktidarı destekleyen medya kuruluşları kamu kaynaklarıyla fonlanıp ‘propaganda aygıtına’ dönüştürülüyor. Özgür ve bağımsız medya kuruluşları ise haksız hukuksuz verilen yayın durdurma, ekran karartma, idari para ve resmi ilan kesme cezalarıyla ekonomik olarak çökertiliyor.
Demokrasilerde asla yeri olmayan ‘tek sesli medya’ düzeni hevesindekiler, bu hedeflerine ulaşmak için, özerk ve bağımsız olması gereken RTÜK ve Basın İlan Kurumu ile Yargıyı, özgür medya üzerinde ‘iktidar sopası’ olarak kullanmaktan çekinmiyor. Habere ‘terör’, gazeteciye ‘terörist’ muamelesi yapılabiliyor. Gazeteciler haksız hukuksuz gözaltına alınıp, tutuklanabiliyor, ağır cezalarına çarptırılabiliyor.
Bilinmelidir ki, son dönemde dozu giderek artan bu hukuksuzluk ve hoyratlık sürdürülemez.
Özgür ve bağımsız medyayı sindirme ve susturma girişimleri kabul edilemez.
Anayasal güvence altındaki ifade ve basın özgürlüğü yok sayılamaz. Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı gasp edilemez.
Basın Konseyi çözümün, kuvvetler ayrılığına dayalı demokratik rejimin yeniden tesisi; Yasama, Yürütme ve Yargının yanında medyanın ‘dördüncü kuvvet’ konumuna kavuşması olduğunun bilincindedir. 24 Temmuz’ları yeniden ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlayacağımız günlerin uzak olmadığına inanıyoruz.