-Dünyamız daha önce de soğumuş ve ısınmış. Neden şimdi iklim değişiyor diye çok endişe ediyoruz ki, doğal süreçler değil mi bunlar?
-Önceki iklim değişiklikleri önleyemeyeceğimiz doğal olaylardı ve ancak dünya kendini 10 milyonlarca yılda onarabilmiş idi. Şimdiki iklim değişikliği ise doğal değil insan kaynaklı; fosil yakıtların (kömür, petrol, doğal gaz) yanması sonucu oluşan karbondioksitin atmosferi bir seraya çevirmesi ile küresel ısınma oluşuyor (güneş altında kalan arabanın içinin çevre sıcaklığın iki katına çıkması gibi.) Dünya eskisi gibi ısısını uzaya kolay atamıyor. Ayrıca, dünyanın kendini onarması 10 milyonlarca yıl alacağından insanlığın bu kadar zamanı yok. En eski bilinen insanlık tarihi 1 milyon yıl bile değil (300 bin yıl).
-1000 kg (1 ton) petrol/mazot yanınca kaç kg karbondioksit çıkar? (Yanıta bakmadan biraz düşünün ve bir rakam söylemeye çalışın)
-Bu soruya birçok mühendisin bile verdiği yanıt çok vahim; gram mertebesinde söyleyenlerin sayısı oldukça yüksek. Cevap yaklaşık 3000 kg, yani yakıtın 3 katı. Yakıtın içindeki karbon havadan kendinden daha ağır olan 2 oksijen atomunu alarak CO2 oluşturmakta ve dolayısı ile 3 katı ağırlığa ulaşmakta. Dünya enerjisinin ancak yüzde birini tüketen ülkemizin bile atmosfere yılda saldığı karbondioksit yılda 400-500 milyon ton.
-Küresel ısınmada dünya 1 derece ısınmış, 2-4 derece daha ısınabilirmiş, bu çok kötü bir şey mi? 1 derece artış nasıl iklim değişikliğine neden oluyor ki? Aslında küresel ısınma ile belki de ülkemizin kuzeyinde ısınma giderlerimiz düşecek?
-Vücut ısımız 36,5 derece, 1 derece artınca ne oluyoruz? En azından keyifsiz ve halsiz oluyoruz. Aynen dünya da böyle, halsiz ve keyifsiz çünkü ısı dengesi bozulmuş. 2 derece artınca ne olacak; biz insan olarak yatak döşek yatacağız, ya dünya ne olacak? 1 Derece artış dünyada bölgeler arasındaki sıcaklık farkını 12 derece artırmış, bu nedenle hava daha hızlı yer değiştirmek zorunda kaldığından rüzgarların sayısı ve şiddeti (daha fazla kasırga, hortum, fırtına, yağmur) artıyor, gün içinde 20-27 derecelere varan sıcaklık farklılıkları yaşıyoruz, mevsimler iç içe girdi. Bağışıklık sistemimizin toleransı 8-12 derece farklılıklara dayanabiliyor, bağışıklık sistemimiz aşırı zorlanıyor, iklim değişikliği nedeni ile daha kolay hastalanıyoruz. Eko sistem değişiyor, bazı canlıların nesli tükenmekte iken bazıları da (yeni virüsler) yeni ürüyor.
-Küresel ısınmaya, sanayileşme esnasında, son 1 asırda, gelişmiş ülkeler atmosfere karbondioksiti salarak neden oldu ve bu sayede zenginleştiler, şimdi bize az CO2 salın diyorlar. Dünyanın içine ettiler şimdi gelin beraber temizleyelim diyorlar, bizim de sanayileşmeye gelişmeye ihtiyacımız yok mu?
-“Gelişmiş ülkeler dünyanın içine ettiler, şimdi biz de biraz edelim, gelişelim, sonra bakarız” deme şansımız yok çünkü küresel ısınma sadece gelişmiş ülkeleri değil herkesi vuruyor, üstelik şehir alt yapı sorunları ile birleşerek gelişmemiş ülkeleri çok daha acı vuruyor. Ayrıca, zengin ülkeler CO2 salımını azaltırken fakirlere siz de azaltın demiyor ki, para verelim (Kyoto mekanizması ile) daha az artırın diyorlar. Ülkemiz ise 197 ülke ile birlikte imzalanmasına rağmen hala bu protokolü onaylamayan son 6 ülke arasında.
-İklim değişikliği bu kadar güçlü olarak ülkemizi vururken, biz dahil 197 ülke iklim değişikliği sözleşmesini imzalamış ve 190’ı meclisinden geçirip yasalaştırmış iken biz neden hala meclisimize getirip onaylamıyoruz?
-İklim değişimine neden olan karbondioksiti salan, en enerji yoğun sektörlerin (maliyetlerinin %30 ila %60’ını enerji oluşturabiliyor) başında çimento sektörü geliyor ve onu demir-çelik, cam ve seramik sektörleri izliyor. Bu sektörlerin hepsi ülkemizin en büyük sektörü olan inşaat sektörüne hizmet ediyor.
-Etkin çözüm nedir?
-Etkin enerji yönetimi sistemi kurarak fosil yakıtları yakan sistemlerde enerji verimliliğinin etkin uygulanması ve yeni enerji yatırımlarının fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere doğru kaydırılması.
Ayhan Sarıdikmen, Enerji Verimliliği ve Yönetimi Uzmanı