Medyada yeni bir kelime popülerleştirildi: Değişim! Tıpkı daha önce üretilen kelimeler gibi… Yeni Türkiye, ılımlı İslam, demokratikleşme, Batılılaşma, özgürlükler, adalet, büyük Türkiye vb. gibi…
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) yönetim veya üyeleri hatta seçmenleri arasında “Altı ok” un temsil ettiği değerleri ve anlamlarını tam olarak sayabilen kaç kişi vardır acaba? Ya da parti yönetimine geldiği halde dünya ülkelerinde siyaset tarihini ayrıca ülkemizdeki siyasi tarihi karşılaştırabilecek, analiz edecek kimler vardır? Dünyada seçmenlerin psikolojik yapılarıyla ilgili araştırmaları, makaleleri okumuş bilinçli siyasetçi olarak görev almak isteyen kaç kişi vardır?
Cevap kısmına şöyle bir örnekle devam etmek istiyorum: Küçük yaşlarda başlamıştım gazete okumaya ve daha çocuk yaşımda okuduğum haberden hatırladığım “Aday olup seçilen milletvekili ilkokul mezunuydu, lakin 750 (sayıyı tam hatırlamam mümkün değil, o yüzden kafadan 750 yazdım) koyunu vardı.” İşte aklımda kalan bu oldu. Çok sayıda koyunları olan, tarlaları veya parası olan milletvekili olarak seçilip yönetime katılabilirdi. Aslında yukarıda sorduğum soruların yanıtlarını yüzyıllar öncesi yaşamış efsane mizah kahramanı Nasrettin Hoca kısa ve öz olarak çok güzel söylemiş: “Parayı veren düdüğü çalar!”
Genel seçimler sonrası muhalefet kanadında büyük bir hayal kırıklığı yaşandığı apaçık ortada… Nedeni ise hayallerin parlatılarak sunulması, gerçeklerin ise hasıraltı edilmesinden dolayı seçmene verilen umutların seçim sonuçlarıyla yerle bir olması.
İktidarın 20 yılda hatta belediyelik dönemini de katarsak 29 koskoca yılda inşa ettiği maddi- manevi her türlü gücü ortada iken ve bunu iktidarda kalmak için her şekilde kullanacağı kesinlikle tahmin edilir durumdayken; el bebek gül bebek yapılan salon toplantıları, kapalı kapılar ardındaki kendi kendilerine görüşmeler ve mitinglerde sadece kendi seçmenine seslenerek kendin çal kendin oyna misali seçime gidilirse sonuç zaten baştan öngörülürdü.
Şimdi gelelim yeni parlatılan “değişim” kelimesine… Değişim deniyor ama bununla aslında CHP’de sadece başkan değişiminin kastedildiği saklanıyor. Yine kapalı kapılar ardında görüşmeler, toplantılar, telefon trafiği, söylenen Değişiiiim! lakin konuşulan sadece başkanlık.
Seçimler neden kaybedildi? Bunun nedenine ilişkin sorunlar belirlendi mi? Belirlendi ise milletvekilleri arasında siyasi olayları, toplum ve seçmen psikolojisini anlamaya çalışıp çözüm üretecek var mı?
Kanımca yok! Varsa yoksa başkan seçilme sevdası kişilerin kendi narsistleri ön planda…
Mahalleler için delege seçimi yapılacak. Mesela bizim mahallede 70 CHP üyesi mevcut. 11 kişi seçilecek. Ve bunun için Temmuz sıcağında bir tarih vermiş il örgütü. Yahu, yazın kim kimi bulacak toplantı ve seçim yapılacak. Üstelik uzay çağında olmamıza rağmen hala ilkel şartlarda seçim yapılması kararlaştırılmış. Oysaki herkesin evinde internet var, üyelik bilgileri de belli. Sisteme girilerek çok basit çözüm bulunabilirdi ve işte buna değişim değil de kendini yenileme geç de olsa teknolojik çağa ayak uydurma diyebilirdik…
Sevgili Nâzım, hani bir şiirinde şöyle yazmıştın ya duygularını…
Güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere
Süreceğiz
Açtık mıydı hele bir
Son vitesi
Adedi devir
Motorun sesi
Uy çocuklar kim bilir
Ne harikulâdedir
300 kilometre giderken öpüşmesi
Hani şimdi bize
Cumaları pazarları çiçekli bahçeler vardır
Yalnız cumaları
Yalnız pazarları
Hani şimdi biz
Bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
Işıklı caddelerde mağazaları
Hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap kara kaplı kitap
Zindan
Kayış kapar kolumuzu
Kırılan kemik
Kan
Hani şimdi bizim soframıza
Haftada bir et gelir
Ve çocuklarımız işten eve
Sapsarı iskelet gelir
Hani şimdi biz
İnanın güzel günler göreceğiz çocuklar
Güneşli günler
Göreceğiz
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar
Işıklı maviliklere
Süreceğiz
İşte! Biz hâlâ ne et alabiliyoruz hatta motoru geç ne de bisiklet…
300 kilometre giderken öpüşme mi?…