Ali Koç’u birçok konuda tutarsız ve beceriksiz, daha da önemlisi samimiyetsiz buluyorum.
Dünyanın sayılı zengin ailelerinden birine mensup, futbolda söz sahibi olan büyük global şirketlerle ticari ilişkisi var, çoğu yerde sonuç alması birkaç dakikalık telefona bakar. UEFA ve FIFA para tarafından yönetilen, uluslararası şirketlerin ağzının içine bakan, yolsuzlukla yönetilen şirketlerin milyonlarca örneği var. Kısacası Ali Koç için TFF’yi UEFA’dan attırmak veya ceza aldırmak veya görevden el çekmesini sağlamak zor değil. En azından girişimi bile UEFA’nın gözünü Türk futboluna dikmesini ve adaleti sağlar, öyle açık açık yapmasına bile gerek yok, el altından yapabilir.
Ancak yapmıyor çünkü Koç Ailesi ile iktidar birbirlerini çok seven iki taraf değil ve bu ilişkide güçlü olan taraf iktidar, bunun örneklerini gördük. Yani Ali Koç ve ailesinin iktidardan korkması normal ama bu korkuyla ısrarla Fenerbahçe başkanı olması anormal.
Çünkü Fenerbahçe 2011’den beri iktidarla farklı yöne gidiyor, dahası rakiplerinin iktidarla organik bağı var yani düşmanı çok ve bu ortamda korkarak sinerek başkanlık yapamazsın; her zaman dik durmak, hakkını savunmak zorundasın.
Ama 5 yıldır biz bunu göremedik, bana göre ve çoğu zaman Ali Koç’a da göre sahadaki başarısızlığın kökü dışarıda; bunu çözmek için sessiz kalmak bir alternatif değil ama kalıyor. Korkmakta haklı çünkü kaybedecek çok şeyi var ama o zaman başkan olmasının veya kalmasının anlamı yok, çok iyi Fenerbahçeli ise de yok. Çünkü çok iyi bir Fenerbahçeli kulübüne zarar vermek istemez ama anlamadığım bir şekilde ısrarla kalıyor.
Benim de o zaman kafam karışıyor.
Acaba her zaman siyasetten ve popülizmden uzak duran Koç Ailesi Fenerbahçe’yi iktidara karşı bir koz olarak mı görüyor? Şöyle açıklayayım: 3 Temmuz’u gören biri Fenerbahçe Başkanı’nı ve sponsorlarını hırpalamaktan çekinir, en azından yaratacağı kıyamet, dünya medyası vs. kolay olmaz. Bu da bir sigorta gibi düşünülebilir veya çoğu Trabzonlu ve Galatasaraylı olan devlet bürokrasisi ve bakanlarla kolay ilişki kurmak için Fenerbahçe’nin menfaatlerinden vazgeçmek bir yöntem olabilir.
Bilmiyorum, elbette bunlar komplo teorisi ama ısrarla başkan kalması ve ısrarla korkak davranması mantıklı değil, açıklanması gerekiyor.
Bakın benzer şeyleri Aziz Yıldırım da yaptı, UEFA’da hâlâ açık dosya var. Fenerbahçe ceza aldı, yöneticiler ceza almadı ve dosya hâlâ açık ve almayacaklar da. Nasıl oldu bu iş, kafa karıştırıcı bir durum.
Ali Koç, 28 şampiyonluk için TFF’ye başvurdu ama yıllardır cevap yok, oysa takımlara naklen yayın geliri şampiyonluk sayısına göre dağıtılıyor. Yani şampiyonluk sayımızın dokuz adet az olması demek her yıl daha az mali pay almamız anlamına geliyor. Anayasa Mahkemesi kararına göre mali sonuçları olan konularda takımlar ve kişiler adli yargıya başvurabiliyor. Fatih Terim başvurdu ve tazminat aldı. Fenerbahçe yıllardır eksik ödeme yapıldığını öne sürerek dava açmıyor ve TFF de karar vermeyerek süreci sürdürüyor. Buna karşı da hukuki bir girişim yok çünkü bir kurum bir talebi eğer mağduriyet yaratıyorsa cevap vermek zorunda. Kısacası o başvuru Ali Koç ve yönetimi tarafından reklamı yapılıp ölüme terk edilmiş bir medya aracı, o kadar.
Ali Koç Fenerbahçe’ye çok büyük zarar verdi, verdiği hiçbir para hasarı tedavi etmez. O yüzden kalacaksa ne gerekiyorsa harcayacak, 1 milyar dolar, 2 milyar dolarla yenilmez bir takım kuracak ve çıkıp çatır çatır hakkımızı savunacak. Türkiye’de başarılı olması engellenirse Avrupa’da başarılı olup gidip UEFA’ya “Türkiye’de futbol sahada oynanmıyor” diyecek.
Eğer bunları yapamayacaksa bugün istifa etmeli, yarın bile çok geç.
*Feragat: Hakkından kendi isteğiyle vazgeçme.