İyi insan, iyi diplomattı. Önünde yaşanacak yıllar, başarılar, aile mutlulukları vardı.
Mütebessim efendiliğiyle, işinde dost çevresinde sevilir, sayılırdı.
6 Şubat büyük depreminde Antakya’daki konutunda, muhtemelen de uykudaydı.
Binlerce kaybımız gibi kendisiyle bir daha temas kurulamadı.
Uzun bekleyişin ardından, yaşamından ümidini kesen yakınları yas içinde İzmir’deki aile mezarlığında ebedi istirahatgahını hazırlamıştı.
Deprem üzerinden üç ay geçti, enkaz kaldırıldı ancak bedenine, izine hâlâ ulaşılamadı.
Dışişleri Bakanlığı Hatay Temsilcimiz Büyükelçi Devrim Öztürk, çok sayıda şehrimizi, milyonlarca insanımızı etkileyen Kahramanmaraş merkezli depreme Antakya’da yakalanmıştı.
Şehrin iyi bilinen, “cennetten bir köşe” diye tanıtılan, 296 daireli, tahminen bin kişinin yaşadığı Rönesans sitesindeydi.
İlk sarsıntıda komple yana yıkılan 12 katlı bina ayrıca jeneratör patlaması ve bitişiğindeki akaryakıt istasyonuyla büyüyen yangına maruz kalmıştı.
Yüzlerce kişiye mezar olan sitede 85 kişinin bedenine halen ulaşılamadı.
Evli ve iki çocuk babası Büyükelçi Devrim Öztürk, Siyasal Bilgiler, uluslararası ilişkilerden mezun olduğu 1989 yılında Dışişleri Bakanlığına girmişti.
35 yıllık diplomasi kariyerinin ilk yıllarında Moskova, Madrid, Tahran görevlerinden sonra Hamburg Başkonsolosu ve 2015’de Bangladeş, Dakka Büyükelçimiz oldu.
2021 Aralık ayından itibaren Dışişleri Hatay Temsilcimizdi.
Devrim ile Bakanlık mesaimiz ve mesleki temaslarımız dışında samimi bir dostluğumuz da oldu.
Dakka Büyükelçimizdi,Bangladeş Cemaati İslam Partisi lideri Nizami’nin idam edilmesi üzerine yaşanan diplomatik krizde istişareler için Ankara’ya çağrılmıştı. Savaş Suçları mahkemesinde yargılanan İslamcı lider Nizami’nin infazının durdurulması için hükümet büyüklerimiz sayısız girişimlerde bulunmuştu.
Devrim, siyasi krizin bir an önce sonlanmasıyla Dakka’ya görevi başına dönme talimatını sıkıntılı şekilde beklemişti.
Bakanlık yemekhanesindeki Büyükelçiler masasında çaylı kahveli uzun sohbetlerimizi hatırlıyorum.
Hatay Temsilciği sırasında, bir dönem sık sık gittiğim Antakya’da Expo konser ve tiyatro etkinliklerinde bir araya gelip, Bakanlık anılarımızı konuşup dertleştiğimiz oluyor, Asi Nehri kıyısında, Atatürk Parkında yürüyorduk.
Son görüşmemiz, yılbaşı için geldiği Ankara’da, eşi ve çocuklarıyla yürüyüş yaptığı İnönü Parkında oldu, Antakya’yı, orada buluşunca ne yapacağımızı konuşmuştuk. Ancak deprem daha fazlasına izin vermedi.
Büyük depremde Büyükelçimizin yanı sıra Temsilcilik görevlilerinden Gökhan Aytaç’ı da kaybetmiştik.
Yakın arkadaşlarının olağanüstü gayretiyle depremin ilk haftasına enkaz yeri tespit edilmiş,ancak cansız bedenine ulaşılabilmişti.
Çocuk Esirgeme Kurumunda yetişmiş, kimsesi olmayan genç memurumuz, yıllardır peşinde olduğu aile bağlarına ilişkin izleri Antakya’da bulmuş, Hatay Temsilciliğindeki göreve heyecan içinde, büyük ümitlerle talip olmuştu.
6 Şubat depreminde kurtarma faaliyetlerindeki gecikme, AFAD ve Kızılay’ın ataleti, askere izin verilmemesi, liyakatsiz görevlilerin hataları, sivil ekiplere engeller çıkarılması ve en vahimi internetin ağırlaştırılması öfkeli eleştiri ve tepkilere yol açmıştı.
Felaket büyüktü, büyük çaresizlikler ve yaraların sarılamadığı can pazarı yaşanmıştı.
(Büyükelçi Hasan Sevilir Aşan, yeniadana.net)
Yazının devamını okumak için tıklayın
İlgili yazı: https://medyagunlugu.com/buyukelci-devrim-ozturk-de-enkaz-altinda/