Kimlere veya kime bisiklet emanet edilmez, edilmemelidir?
Malum, bisiklet sürmek genellikle küçük yaşlarda öğrenilir.
Ve küçük yaşa insanın acemilik çağı demek de olası.
Küçük yaşında, acemilik çağında bencilliği ve sevgisizliği, ayrıca da zulmetmeye meyilli olduğu kendi davranışları ile ortaya serilen birine, velev ki bisiklet sürmeyi öğretmiş olun, sakın ola ona bisiklet emanet etmeyin.
Etmeyin çünkü insanın öğrendikten sonra asla unutmadığı şeylerden belki de birincisi bisiklet sürmektir.
Bencil ve sevgisiz olduğuna dair ilk işaretleri çocukluk (acemilik) çağında sergilemiş olan ergene “al bu bisiklet senin” derseniz.
Yanar gülüm keten helva ki ne yanma.
Bisiklet sürmeyi acemilik (çocukluk) çağında öğrenmiş olan bencil ve sevgisiz ve egosantrik ergen bisikleti ele geçirdikten sonra ona trafik kural ve işaretlerini öğretmek, onun bunu, bunları öğrenmesini beklemek Süleyman Demirel’in meşhur ettiği deyimle abesle iştigaldir.
O bisikleti ele geçirdiği andan itibaren sokağındaki, mahallesindeki, köyündeki ve şehrindeki bütün çocuklara, bisikleti olsun olmasın bütün çocuklara tepeden bakmaya ve kendini Clark Kent (Süpermen) sanarak, onlardan hızla ve hazla uzaklaşmaya başlar.
Öğrenmediği için kuralları ne köşe başlarında yavaşlar ya da durur ne de kırmızı ışıklarda dere tepe dümdüz sürer gider.
Köprüler geçer ki atı alan Üsküdar’ı geçer meselinden beter bisikleti almıştır, geçer bütün köprüleri, tepeleri aşar ne Haliç dinler ne Sulukule, İstiklâl Caddesi mi, o ne?
Rize yaylaları, Kaz Dağları, hızlı tren yolları ve altın madenleri ve Soma, Amasra basar pedala dümdüz geçer .
Dümdüz geçer.
Hani “Lüküs Hayat” operetinde gibi “Otomobil uçar gider, gönlüm gibi geçer gider” misali gönlü de geçer tanışlarından tekerlekleri de.
Bisiklettedir ve frenler tutmuyor, üstelik de aştı ya tepeleri artık bayır aşağıdır önü.
Duramaz ki.
Eşyanın tabiatına aykırı durması. Bisikletli durursa düşer, pedal basıyor
Ne dere ne tepe ne Nurhak ne dağ, fay, sel duramaz ve dahi durmaz.
Allah hakkımızda hayır eyleye.