Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte Sovyetler Birliği çökmüş, birlik içerisinde bulunan devletler bağımsız birer aktör olarak uluslararası sistemde yerini almıştır.
Ancak bu süreç bazı devletler açısından sancılı olmuş, bağımsızlık akabinde özellikle sınır anlaşmazlıkları yaşayan devletlerin birbirleriyle savaştıkları görülmüştür. Bu coğrafyalardan birisi de Azerbaycan ve Ermenistan arasında uzun yıllardır anlaşmazlığa konu olan Dağlık Karabağ topraklarıdır.
İki ülke arasında 1992 yılında başlayan savaş neticesinde Dağlık Karabağ toprakları ile bu toprakları çevreleyen Azerbaycan topraklarının bir bölümü Ermeniler tarafından işgal edilmiştir. Taraflar arasında 1994 yılında imzalanan ateşkes anlaşması akabinde aradan geçen süreç içerisinde cephe hattında çok sayıda irili ufaklı çatışma yaşanmış, iki ülke askeri güç potansiyelini artıracak silahlanmaya ağırlık vermiştir. Azerbaycan’ın savunma harcamaları Ermenistan’a kıyasla daha fazla olmuştur. Bunun temel sebebi ülkenin sahip olduğu enerji kaynaklarından elde ettiği gelirden savunma harcamalarına ciddi miktarda para aktarılıyor olmasıdır. Taraflar arasında yaşanan çatışmalardan biri 27 Eylül 2020 tarihinde savaşa dönüşmüş, “İkinci Dağlık Karabağ Savaşı” olarak adlandırılan bu savaş 44 gün sürmüştür. Ermenistan’ın yaklaşık 30 yıldır işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından büyük bir bölümü işgalden kurtarılmış, Ermeni ordusu büyük bir darbe yemiştir.
Savaş devam ederken, her iki devlet, dünya kamuoyunu kendi lehine etkilemek amacıyla da diasporaları üzerinden lobicilik faaliyetlerine başvurmuştur. Ermenilerin dünya üzerinde kabul gören etkili diaspora yapılanmalarından birine sahip olması söz konusu savaş esnasında önemli bir avantaj olarak kabul görmüştür. Savaş süresince dünyanın farklı coğrafyalarına yayılmış olan Ermeniler, bulundukları ülkelerde; Azerbaycan aleyhine siyasileri ve hükümetleri baskı altına almaya, bu doğrultuda kararlar çıkartmaya ve sözde Karabağ Cumhuriyeti’nin tanınmasına katkı sağlamaya çalışmıştır.
Diğer taraftan diaspora kuruluşları yine yoğun yaşadıkları yerlerde protesto gösterileri düzenlemiş, maddi yardım kampanyaları organize etmiştir. Ayrıca bu kuruluşlar ilaç, gıda ve giyim malzemeleri de göndermek suretiyle Dağlık Karabağ’da yaşayan Ermenilere destek olmaya çalışmıştır. Bu diaspora faaliyetleri sadece Azerbaycan’ı değil, aynı zamanda Azerbaycan’ı her açıdan destekleyen Türkiye’yi de hedef almıştır.
Dr. Duhan Kalkan (tasam.org)
Makalenin tamamını okumak için tıklayın