Rus düşünce adamı Aleksanr Dugin’in koltuğunda birden fazla karpuz var: Devlet Başkanı Vladimir Putin’in başdanışmanı, sağ kolu, stratejisti ve beyni.
Pazar günü bombalı bir saldırıda kızını kaybetmesinin ardından gazetelerde atılan başlıklarda da en çok “Putin’in beyni” ifadesi vardı.
Son zamanlarda bunlara iki tane daha eklenmişti: Putin’in akıl hocası ve beyninin yarısı.
Türk medyasında yer alan son haberlerden biri şöyleydi:
“Ukrayna işgalinde bir türlü istediği sonuca ulaşamayan Ruslar, gözünü kararttı. Rusya lideri Putin’in akıl hocası olarak bilinen Profesör Aleksandr Dugin, söz konusu savaşın artık ‘varlık yokluk meselesi’ haline geldiğini söyledi.”
Bir gazetenin internet sitesi ise aynı haberi şöyle vermişti:
“Putin’in ‘beynimin yarısı’ dediği Dugin’den korkunç ifadeler: Dünyayı yok ederiz.”
Daha önce de aynı gazete Afganistan’la ilgili bir yazıda onu okurlarına şöyle tanıtmıştı:
“Putin’in beyni olan Dugin Taliban sonrası olacakları tek tek sıraladı. Putin’in danışmanı olarak tanınan ve hükümet çevrelerinden de ilgi gören Avrasyacı düşünür Aleksandr Dugin, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmasının ardından yaşanacaklara ilişkin öngörülerde bulundu…”
Böylece Dugin’in koltuğunda taşıdığı karpuzların sayısı altıya çıkmış oldu!
Tabii bu durum Türk basınına göre böyle!
Dugin’in adı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra o kadar çok konuşuldu ki 2019 sonlarında Habertürk’te canlı yayına bile katıldı.
“Darbeyi Türk hükümetine önceden haber veren kişi” olarak Türk kamuoyuna sunulan Dugin’in darbe öncesinde takip edilmemek için şaşırtma amaçlı başka ülkelere gittiği senaryosu da ortaya atılmıştı. O günlerde Türk medyası kendisini “Putin’in başdanışmanı” ilan etmişti.
Habertürk yayınında ise “Putin’in sağ kolu ve stratejisti” diye tanıtıldı.
Yalnız minik bir sorun var…
Bunların hiçbiri doğru değil!
Dugin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ne sağ kolu ne sol kolu ne başdanışmanı ne stratejisti ne beyni ne de beyninin yarısı. Aslında bakarsanız ikisinin görüştükleri bile şüpheli.
Dugin sadece Avrasya konusunda çalışmalar yapan bir düşünce adamı.
İşin ironik yanı, Dugin’in Türkiye’de Rusya’da olduğundan daha ünlü olması ve daha çok ciddiye alınması!
O yayında Habertürk’teki programın moderatörü Didem Arslan Yılmaz’ın aklına Türk medyasında kendisine atfedilen bir sürü unvanı bulunan Dugin’e gerçek görevinin ne olduğunu sormak ancak yayının sonunda gelebildi.
Sonra ne mi oldu?
Dugin “Ben bu soruyu yanıtlamıyorum” diyerek biraz da panik halde yayını terk etti.
Kısacası medya, tanımadan, bilmeden etmeden, araştırmadan bol keseden unvan dağıtırken dikkatli olmalı…