Hasan Erçakıca
Türkiye’de yönetimin seçim stratejisi az çok belli oldu: Herkesi PKK’lılaştırmaya çalışıyorlar. Sonra “PKK’ye karşı savaşıyoruz” diyerek seçime girecek ve PKK’ya karşı olanların kendilerine oy vermesini talep edecekler.
Bu politika, Türkiye içinde, uzun zamandan beri yürürlüktedir zaten… Kendilerinin yönettiği “Kürt açılımlarında” başarısız olununca, Kürt sorununa ilgi duyan ve kendilerinden farklı şeyler söylemeye çalışan herkesi “PKK’lı” ilan ediyorlar. Bildiğimiz ve gördüğümüz üzere, bu kapsama sadece Kürt kökenli aydınlar veya siyasetçiler girmiyor; Kılıçdaroğlu da dahil olmak üzere bütün muhalif aydınlar bu kalıba sokularak ötekileştirilmeye çalışılıyor.
İktidar, Türkiye’nin dış politikasını da aynı kalıba oturtmaya çalışıyorlar:
-Suriye politikası tamamen bunun üzerinde temelleniyor. Suriye’nin bir an önce istikrara kavuşması, Suriye Kürtlerinin devletleşme sürecinin kesintiye uğratılması ve Suriye devleti içinde meczedilmeleri, Suriye ile ticaretin yeniden eski boyutlarına getirilmesi gibi amaçlar güdüleceğine bir-iki kasabanın daha Türkiye’nin kontrolüne alınması ve böylece seçime “zafer kazanmış bir komutan” havasıyla girilmesi tercih ediliyor. Bu amaca ulaşabilmek için Mumbiç gibi kasabaları PKK yuvası olarak göstermeye çalışıyorlar.
-Finlandiya için malzeme kolay bulunmuyor ama Kürt aydınlarının bir sığınak gibi kullandığı İsveç, tam bir “PKK koruyucusu” olarak sunuluyor ve NATO’nun genişlemesi tamamen bu konuya indirgeniyor. Bu konuda elde edilebilecek en ufak bir kazanımın büyük bir zafer gibi sunulacağını tahmin etmek hiç de zor değil…
-“Kadim düşmanımız” Yunanistan’a yönelik “PKK’lılaştırma” faaliyetlerinin de farkındayız. Kürt militanlara sağlanan sığınma olanaklarının abartılması hiç de zor olmuyor…
Kıbrıs’taki PKK’lılar…
Her yer PKK’lı dolunca, “Kıbrıs’ın da PKK’lı olması” kaçınılmaz hale geliyor galiba…
Geçen hafta KKTC’yi ziyaret eden Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile temas etmemesinin iki gerekçesinden birini, Meclis’teki CTP milletvekillerinden birinin “PKK’lı olması” olarak duyurdu. KKTC Meclisi’ni ziyarette geçen bu diyaloga taraf olan CTP milletvekillerine fotoğrafları ve belgeleri Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nde görebilecekleri söylendi.
Kıbrıslı Türklerin bir bölümü “PKK’lı” olursa, Kıbrıslı Rumlar neler yapar kim bilir? Geçen gün düzenlenen bir askeri tatbikat ile ilgili nereden çıktığı belli olmayan bir haber, PKK’lılaştırma işleminin Güney Kıbrıs’ı da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmakta olduğunu gösterdi:
“TRT Haber’in haberine göre; Kıbrıs Ada’sında Rumlar, önce papazlara atış talimi yaptırdı. Bununla da kalmayıp Güney Lefkoşa ve Limasol şehirlerinde terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a destek eylemleri başlattı.
Güney Kıbrıs’ta 6-10 Haziran tarihleri arasında yapılan askeri tatbikatta ise bir skandala daha imza atıldı. Tatbikata, Rum gazeteci ve PKK destekçisi Lazaros Mavros da katıldı. (….) Son dönemde provokasyonlarını arttıran Rumların PKK destekçilerine askeri tatbikatta yer vermesi, teröre verdikleri desteği bir kez daha gözler önüne serdi.”
Her taraf PKK’lı kaynıyor ama…
PKK, zaten Kuzey Irak’ta üstlenmiştir. Kuzey Suriye’yi ele geçirdikten sonra Kıbrıs’a; Kıbrıs’tan Yunanistan’a; Yunanistan’dan başta İsveç olmak üzere bütün Avrupa’ya yayılmıştır! Yakında ABD’de de ortaya çıkarsa şaşmak gerekecektir!
PKK’nın bu “eşsiz” yayılmasına karşılık, KKTC’de çok ileri gidebileceğini sanmıyorum ama… Çavuşoğlu’nun ziyaretinin üstünden bir haftadan fazla bir süre geçtiği halde, hiçbir “yeni PKK’lı” bulunamamıştır. Özellikle Başbakan ve bakanlar, muhaliflerini “PKK’lı olmak” ile suçlamak konusunda istekli görünmüyorlar. Başbakan Üstel’in ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı üç yasa tasarısını meclisten çekmek sözü vermesi ise “tam bir hayal kırıklığı” yaratmış olmalıdır. Başbakan, ilişkileri gerginleştirmek yerine yumuşatmayı tercih edecek gibi görünüyor. CTP Genel Başkanı Erhürman da “PKK’lı milletvekili” saldırısını fazla ciddiye almadı, yangına körükle gitmedi. KKTC’de gerilimi artırmak ve PKK’lıları çoğaltmak çabaları başarılı olacak gibi görünmüyor.
Kıbrıslı Türklerin iflah olmayacağına dair kuşkular her zaman vardı. Şimdiden konuşmak çok erken olabilir ama sanırım Kıbrıslı Türkler bu “PKK’lılaştırma tuzağına” da düşmeyecekler ve kendilerine karşı duyulan öfkeyi biraz daha büyütecekler.